Uzun dönem ve kısa dönem mevzusu
Günümüzde bir çok öğrencinin sırf uzun dönem askerlik yapmaktan kaçmak için üniversite okuduğunu göz önünde bulundurursak, pek de olgunlaşmamış olduğunu söylemek yanlış olmaz.. Bu tür öğrenci tiplerine hayli çok rastladığım için, açık açık söylemekte de hiçbir sakınca görmüyorum. Zira bir tokat gibi, askerlikten kaçtıklarını yüzlerine vurmak aksine hoşuma gidiyor. Herkesi aynı kefeye koymuyorum elbette. Tam tersi hayallerinin peşinden giderek, bir bölüm okuyan ve bu uğurda vatanına, milletine faydalı olmak isteyen öğrenciler de vardır.
Askerlik yapmak bir erkeği nasıl olgunlaştırır sorusuyla birlikte, kesinlikle bir nebze olsun olgunlaştırdığına kesin bir sonuç getirdiğimi anlamışsınızdır. Askerlik uzun ya da kısa dönem olmak üzere, bir erkeğin vatani görevini yerine getirmesidir. Peki bir erkek bu kısa ve uzun dönem içerisinde nasıl olgunlaşıyor, biraz da bu konu üzerinde düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Askerlik bir erkeği olgunlaştırır ama nasıl?
Ben askerliğimi uzun dönem (15 ay) olarak yaptım. İlk zamanlar hatta ilk 3-4 ay bu olgunlaşma sürecinin nasıl olduğunu dahi anlamamıştım. Tek bildiğim, askerliğini daha önce yapmış olan erkeklerin bu söylemde bulunması ve bunu savunması. Fakat sürekli duyduğum bu düşüncenin (askerlik erkeği olgunlaştırır) nasıl gerçekleşeceğini ve nasıl meydana geleceğini bana nasıl katkıları olacağını ve düşüncelerimi ne yönde değiştireceğini açıkçası merak ediyordum. Kendi gözlemlerime dayanarak edindiğim tecrübeler neticesinde samimiyetimle şunu gerçekten söyleyebilirim. Askerlik bir erkeği olgunlaştırır.
Bu olgunlaşma süreci nasıl işliyor?
Ailesinden ve sevdiklerinden ayrı kalan bir erkek, yine sadece erkeklerden oluşan bir yerde uzun bir zaman geçiriyor. Bu süre içerisinde elbette zorluklar da yaşıyor. Belki de bir çoğu ilk defa askerlik vazifesi için şehir dışına çıkıyor ve maddi, manevi sıkıntılar yaşıyor. O ortama ilk girdiğinde ise, ülkenin dört bir yanından her türlü insanla iç içe yaşıyor – yaşamayı öğreniyor.. Karşılıklı fikir alışverişi ve iyi dostlukların dışında, aslında yalnız ve tek başına hayatta kalmanın zorluklarını biraz daha iyi anlıyor.
Yeterli boş zaman
Her şeyi çok fazla düşünmek için yeterince zamana sahip oluyor. Bu düşünceler bazen öylesine derin oluyor ki, onu bulunduğu yerden alıp hayallere daldırıyor. Askerlik bitince şu işi yapacağım. Nişanı takıp hemen ardından düğün yapacağım. Annemi/babamı şu sebepten dolayı çok üzmüştüm, şimdi haksız olduğumu daha iyi anlıyorum. Acaba bakkal Hayri abi ne yapıyor gibi en önemsiz gibi görünen insanlar bile aklınıza geliyor. Kısacası geçmişe dair yaşanmışlıkları ve hataları, yeniden değerlendirme süreci yaşıyorsunuz kendi içinizde. İşte bu düşünceler er ya da geç insanı doğruya biraz daha yaklaştırıyor. Sonucunda ise; düşünceleri ve hayata bakışı değişmiş bambaşka bir insan oluveriyorsunuz. İşte bu olgunlaşma dediğimiz şey de, bu değişimin bir sonucudur.
Mesele aslında askerlik değil! Yalnızken başının çaresine bakabilmeyi öğrenmek
Erkeği olgunlaştıran şeyin aslında askerlik değil de, yalnızlık olduğunu fark ettiniz mi bilmiyorum. Çünkü insan en çok yalnızken kendi ile konuşur ve kendini dinler. Yalnızken bir şeyleri daha derin düşünür. Bu yüzden nasıl ki sosyal bir varlık olarak topluluk halinde yaşama ihtiyacı duyuyorsak, yalnız kalmaya da zaman zaman ihtiyaç duyuyoruz.
Bu konu çok fazla değinilmeyen bir konu.Herkesin birey olabilmesi için tek başına yaşayabilmeyi öğrenmesi gerekir.Askerlik de kişinin kendisi olabilmesine ve tek başına yaşayabilmesine gerçek bir katkı sağlar.
O ana dek alıştığınız her şeyden, şartlardan, aileden uzakta olmak, yani tek başına olmak. Biliyorum. Çok zor ve sonrasında asla daha önceki gibi bakamıyorsunuz. Açı çok genişliyor. Bu genişlemenin adına da olgunluk deniyor.
Askerlikten çok yalnızlığın olgunlaştırıcı bir güç olduğuna inanıyorum. Gerçi son paragrafta buna vurgu yapmayı ihmal etmeyerek hoş bir noktaya temas etmişsin.
Yalnızlık her şeyin üzerinde daha da etkili bir güç ve eğer olumlu bir yön verilebilirse hayatı öğrenmek için harika bir imkandır.
Ama tabi o yalnızlık zoraki bir yalnızlık mı yoksa bir seçim mi? Bence biraz bu konu üzerinde de durmak gerekir. Bununla ilgili sanki bir şeyler karalamıştım daha önce.
(bkz: tek başına yaşamak )
Eğer olgunlaştıran şey yalnızlıksa, düşünmeye fırsat vermekse, düşünmeyi sağlamaksa olgunlaşmak isteyen birey çadırını, matını, tulumunu, yemeğini, sırt çantasını alıp doğaya çıksın 2 hafta. Aynı etkiyi askerlik gibi bir duruma düşmeden sağlayacağına inanıyorum. Ya da yine aynı şekilde çantasını alıp dünya turuna çıkarsa yine aynı olgunlaşmayı yaşayacaktır.
Kesinlikle doğru. Çünkü kendini dinleme fırsatı buluyor insan o yalnızlıkta.
Askerlik görevimi yeni tamamlayan biri olarak "askerlik adamı olgunlaştırır" tezine katılıyorum. Ama bu olgunlaşmanın sadece yalnız kalmayla meydana geldiğini düşünmüyorum. Bunun yanında farklı özelliklere sahip insanlarla muhatap olmanın getirdiği tecrübe ve olgunluk da mevcut. Bir şekilde kişiden kişiye de değişiyor. Yani bir insan, kendisini zorlayacak türde durumlarla karşı karşıya kaldığında ister istemez bir mücadeleye girişiyor, farklı bir evreye geçiş yapmaya başlıyor ve olgunlaşıyor.