Ben bunu niye anlattım ki…

Balkondaki çiçekleri sulamak üzere hortumu elimi aldım.

Elimi musluğa attığımda musluk başının fazladan bir tık yaparak boşa döndüğünü fark ettim.

Elimde kalan muslukla bir an olsun hay s*keyim böyle işi gibisinden bir kaç küfür savurdum. Yalan yok aynen öyle dedim.

Sonra da içeriden bir kaba su doldurup, çiçekleri öyle mi sulasam diye düşündüm. Ben bunu düşünürken bir diğer yanım, boşver yarın sularsın diyordu. Tembel herif! Ve diğer bir yanım, evinin musluğu bozulmuş onu bile değiştirmiyorsun diye beni azarlıyordu.

İçimdeki adamlar kavga halinde ortak bir karara varmayı beklerken, ben arada dayak yiyormuşum gibi hissediyordum.

Çok geçmeden musluk başlığı almak üzere evime yakın olan hırdavatçının yolunu tuttum. Musluk tamiri, priz değişimi, kapı kolu onarma, mutfak dolabı tadilatı ya da farklı bir ev eşyasının tamiri konusunda mütevazi olmayacak kadar iyi sayıldığım için bu tür durumlarda da usta çağırmayıp kendim hallediyordum. Hem seviyorum da uğraşmayı.

Musluğu aldım ve iki dakikada değiştirdim. On dakika da olabilir. Sonra bir güzel çiçekleri suladım. Dünden kalan yumurta kabukları vardı. İyice kurusun diye güneşe koymuştum. Amacım havanda döverek onları faydalı bir toz gübre haline getirmekti. Olmadı tabi. Havanda dövmenin kötü bir fikir olduğunu anlayınca, bu kabukları nasıl toz haline getiriyorlardı diye düşündüm.

Aklıma tezgah altındaki mutfak robotu geldi. Güzelim bıçağıyla kabukları toz gibi ederdi. Kapağı açtım ve biraz bakıştık robotla. Sonra pardon yanlış oldu deyip dolabın kapağını geri kapattım.

Havan tekrar sırnaşıverdi o sıra.

Özür dileyip gönlünü aldım hemen.

Gel dedim yaa gel, başkasından hayır yok bize.

Elimde havan, içinde çıtır çıtır kırılan yumurta kabukları, deniz kumundan biraz hallice hale getirdim..

Teşekkürlerimi sunup tezgaha koydum havanı.

Sonra da toz halindeki kabuklardan çay kaşığı ölçeğinde alıp, çiçeklerin toprağına güzel güzel döktüm.

🌸