• Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

Çıplak Yazar | Kişisel Blog

Takip et
Tülsü
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm.
Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü kısa filmler
    • Yabancı dizi önerileri
    • Tavsiye Filmler
  • Araştırma
  • Bloggess
    • Misafir Yazarlık & Konuk Olabileceğiniz Blog Listeleri
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü kısa filmler
    • Yabancı dizi önerileri
    • Tavsiye Filmler
  • Araştırma
  • Bloggess
    • Misafir Yazarlık & Konuk Olabileceğiniz Blog Listeleri
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
  • Günlük
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
  • Araştırma
  • Bloggess

Öykü : Azrail ile tanışma faslı

Çıplak Yazar Çıplak Yazar
12 Temmuz 2016
Genel, Hikayelerim
4 dk.
A A
10

Bu bir devam yazısıdır. Birinci bölümü okumadıysanız lütfen okuyun. Çünkü ne bu bölümün, ne de ilk bölümün tek başına hiç bir anlamı olmayacak. Birinci bölümde ne oldu?
Azrail ile tanışma faslı
Akşam olup hava karardığında, eskici tekrar eve döndü.

Kapıyı açar açmaz tabakasından bir tütün çıkardı ve uzamış bıyıkları arasından dudağına götürdü. Oda lambasını yaktı ve bir an bomboş odanın içindeki yalnızlığına baktı. O kadar yalnız hissetmişti ki, evin içindeki bir kaç eşyası ile dertleşmek istedi bir an.  Bir kaç küçük sineğin lamba etrafında dans edişini gördü. Sonra ”en azından odamda bir kaç canlı daha var. Onlar da benim gibi birer canlı” diye düşünüp yalnızlığını bir anlığına içinden atmak istedi. Belki de bir hayvan alıp beslesem daha iyi olur diye geçiriyordu içinden. Sonra durup ”kendime bile bakamaz iken, bir kuşa ya da balığa nasıl bakacağım” diyerek vazgeçti. Çünkü kuşları gökyüzünde balıkları ise tavada seviyordu. Hoş tavada bir balık yemeyeli de yıl olmuştu.

Derken o eski tahta kapısı çalındı eskicinin.

Eskici : Hayırdır inşallah kim ola ki bu saatte diye merakla kapıyı açtı.
Gelen ev sahibinin küçük kızı Nermin idi. Elinde bir tas buharı üstünde sıcacık bir çorba getirmişti.
Küçük kız : Annem sizin için çorba gönderdi amca buyurun alın dedi.
Eskici ise; çok teşekkür ederim çok merhametli bir anneniz var lütfen selamlarımı ve teşekkürlerimi kendisine de söyleyin diyerek küçük kızı uğurladı.

Eskici hemence askıdaki poşete uzandı ve kuru ekmeleri çıkarıp sıcacık çorba içine doğradı.
”Şimdi yumuşacık olurlar, hem taze ekmek doğrasam bile bu kadar lezzetli olmaz” diye mutlulukla yemeğini yedi.

Saat hayli geç olmuştu, eskici paslı demir yatağına uzandı ve uykuya daldı. Gece birdenbire ateşlenmiş ve yanmaya başlamıştı vücudu. Bir yandan terler içinde yanarken, bir yandan da titriyordu. Doktora gidecek ne takati ne de parası vardı. Zar zor yatağından kalktı ve ”en iyisi elime yüzüme bir su çarpayım sonra kendime gelirim” dedi. Fakat ateşi gittikçe yükseliyor ve durumu daha da kötüye gidiyordu. Sabah olduğunda hala baygın gibi yatakta yatıyordu. Ne dışarı çıktı, ne de yerinden kalkabildi eskici. Ağzına bir lokma koymamış su dahi içmemişti. Ertesi gün durumu gittikçe ağırlaşmıştı. Bir eşi, dostu arayıp soranı olmadığından kapısını çalan da yoktu. Bir an ölümü düşündü ve varlığının ya da yokluğunun kimse için önemli olmadığını hissetti. Bu his içini öylesine sızlatmıştı ki, ölümün kendisi bile canını bu kadar acıtmazdı. Gözleri kısık bir şekilde açık, hareketsizce odanın her bir köşesine baktı. Yemek yediği bir kaç kirli kap, askılıkta duran ceketi, kapı eşiğindeki arkasına basılmış ayakkabısı hepsine uzun uzun baktı. Sonra odanın tavanına bakıp gökyüzünü hayal etmeye başladı. Bir damla yaş aktı o an gözünden. Şakağından süzüldü ve saçlarında kaybolup gitti. Dudaklarını açtı ve hafif bir nefes alarak dua etmeye başladı. Allah’ım bana bu yalnızlık içinde bir ölüm verme. 

Gözlerini usulca kapadı ve uykuya daldı sonra.

Bir kaç saatlik bir uykudan sonra birden bire kapı çalındı. Eskici şaşkınlık ve sevinç içinde yerinden doğrulmak istedi fakat kalkamadı. Bu yüzden bağırmayı denedi fakat bağıramamıştı da. Sadece hafif bir ses tonuyla inliyordu. Birden kapı açıldı ve orta yaşlı bir adam girdi içeri. Eskicinin yanına yaklaştı ve ateşler içinde yandığını görünce hemen bir bardak su getirdi. Daha sonra bir sandalye alıp eskicinin baş ucunda beklemeye başladı.

Eskici kendini biraz toparlar gibi oldu. Yastığını düzeltti ve yerinden hafifçe doğrularak yatağında oturmaya başladı.

Bayım siz kimsiniz, kapıyı nasıl açtınız, sizi tanıyor muyum? gibi sorular sormaya başladı.

Adam  : Evinize izinsiz girdiğim için özür dilerim. Fakat inlediğinizi duyunca kapınızı, üzerindeki kırık olan camdan elimi sokarak açtım. Beni tanımıyorsunuz ama ben sizi tanıyorum hem meslektaş sayılırız diye cevap verdi.
Eskici  : Olur mu öyle şey! benimle dalga geçiyorsunuz herhalde. Halinize giyiminize bakılırsa oldukça varlıklı birine benziyorsunuz diyerek cevap verdi.
Adam ise : Görünüşüm sizi yanıltmasın. Doğru söylüyorum diyerek ısrar etti.
Eskici : Yani siz de benim gibi eskici misiniz? diye sordu.
Adam : Evet tek farkımız siz eşya, ben ise insan eskisi alırım diyerek yanıt verdi.
Eskici : İnsan eskisi ne demek benimle dalga geçiyorsunuz herhalde diye küçük bir tebessüm etti.
Adam : Bilakis doğru söylüyorum. İnsanlar yaşlanır ve ölürler. İnsanlar hastalanır ve ölürler. Arada istemeden de olsa küçük çocukları da aldığım oluyor ama benim işim bu. Bu yüzden kısmen meslektaş sayılırız. Eski eşyalar yaşlılar, kırık çürük olanlar ise hasta insanlar gibidir.
Eskici adamın söyledikleri karşısında şaşırmış ve verecek cevap bulamamıştı. Daha sonra sakin bir tavırla, madem Azrail’sin, o halde ben seni nasıl görüyorum, yoksa beni de mi almaya geldin? diyerek sordu.
Adam : Son uykuya dalışında seni zaten almıştım.  Ben ettiğin son duanın kabulüyüm.

– Şimdiye kadar yazdığım tüm öyküler için tıklayın – Bu öyküyü yazmaya nasıl başladığımı merak ediyorsan

İlgili Yazılar:

  1. Öykü : Bir eskici ve Azrail
  2. Bir öykünün doğum evresi
PaylaşGönderPaylaş4Tweet2Paylaş1
Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Zamanın en değerli şey olduğuna inanır ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar. Hakkımda daha fazla..

Yorumlar 10

  1. emine says:
    9 yıl önce

    Sıcak damlalar süzülürken yastigima , Icimde onlarca kelime ile sessizce yutkunmaktayim .beklediğim gibi ikinci bölümde harikulade olmuş .ne güzel kabûl olunmus bir duâ…
    Yureginize kaleminize sağlık . başarılarınızın devamı dileği ile, Sağlıkla tebessümle esen ve mutlu kalın. Saygılarımla.

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Yorumunuz beni çok mutlu okuduğunuza ve beğendiğinize çok sevindim. Teşekkürler Emine Hanım.

      0
      Yanıtla
  2. Meltem Sert says:
    9 yıl önce

    anlatımın da öykünde çok sürükleyici:)

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Teşekkür ederim Melktem hanım.

      0
      Yanıtla
  3. Kaystros Tyrha 🍀4 Yapraklı says:
    9 yıl önce

    Son dua bold yazıldığı halde atlamışım. Dönüp Adamın son duası neydi diye yeniden baktım. Sonunu güzel bağlamışsınız:)

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Hikaye kendini bağladı ben yazdım Osman abi.

      0
      Yanıtla
  4. ACEMIDEMIRCI says:
    9 yıl önce

    Hiç olmazsa yalnız değilmiş, duası kabul olmuş diye sevindim. Hayatı zaten üzüntü vericiydi. Sevindiren tek şey istediği sonun gerçekleşmesi oldu.

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Kimse yalnız ölmesin isterdim ben de. Bu yüzden de böyle kurgulamak istedim.

      0
      Yanıtla
  5. Zehra Ertuğru says:
    9 yıl önce

    Bu nasıl güzel bir anlatım olmuş. Son satırına kadar heyecan ve hüzünle okudum. Son söz boğazima koca bir yumruk gibi oturdu. Burada bitirdiniz mi, devami gelecek mi? Kaleminize sağlık.

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Çok teşekkür ediyorum yorumunuz için beğenmenize sevindim.

      0
      Yanıtla

Bir diyeceğim var! Yanıtı iptal et

Neler olup bitiyor?

  • Çıplak Yazar - 4 gün önce

    Evren abi öyle bir dert yanmışsın ki bir muziplik yapıp anonim bir hesaptan - nasıl blog açabiliriz bu işten para…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Evren - 4 gün önce

    Yılda iki yüz bin TL! Ah keşke 🙂 Benim Instagram DM, bu ve benzeri sorularla dolu. İnsanların blog açmayı hâlâ…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Çıplak Yazar - 1 hafta önce

    Ben artık para soranlara yıllık 200 bin falan diye cevap veriyorum. Ardından tahmin edeceğin üzere biz de blog açabilir miyiz…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Evren - 1 hafta önce

    Yazarların yazma ve okuma süreçleri hep ilgimi çeker, bu yazın da bu sebeple benim için çok değerliydi. Ferit Edgü’den Woolf’a,…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Çıplak Yazar - 2 hafta önce

    Evet bir müddet 1deliningünlükleri mahlası ile yazmıştım. 🙂 2016 da kapatıp aynı sene bu blogumu açtım. Hunili blog kulağa tanıdık…

     Hayatta Bir Şeyleri Hep <strong>Yarım Bıra-</strong>

Müdavim Dostlar

  • Ece Evren (29 yorum)🌼
  • Begonvil Sokağı (28 yorum)🌼
  • Büşra Bayram (25 yorum)🌼
  • Yağmur Yağar (23 yorum)🍀
  • Kaystros Tyrha (23 yorum)🍀
  • Daha Mutlu Yaşam (21 yorum)☘️
  • Karga ve Kız (20 yorum)☘️
  • ELİF sarı (18 yorum)🌱
  • Değmesin Yağlı Boya (17 yorum)🌱
Dekor Görseli

BURAYI SEVDİN Mİ?

Abone ol, iletişimde kalalım.

✉️
A Life Hastaneler Grubu
Tanıtım Yazısı Yayınla

Tüm içerikler Creative Commons BY-NC-ND 4.0 lisansı ile korunmaktadır.
Kaynak göstererek paylaşabilirsiniz | Ticari amaçla kullanılamaz | İçerikler değiştirilemez

  • MesajMesaj gönder
  • Abone olAbone ol
  • Kim neler demişKim neler demiş?
  • Ara

Sponsor İçerikler

Yazarlar İçin Sosyal Medya Stratejileri

Türkiye’nin En İyi Aspavası Seçildi

Adrasan

kişisel blog yazıları Tanıtım Yazısı - Siteniz burada görünsün!

Yaz aylarının vazgeçilmezi Suluada!


Feedback
✉

© 2025 ciplakyazar.com | Kişisel Blog

Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

© 2025 Çıplak Yazar - Kişisel Blog - Çıplak Yazar - Kişisel Blog

"Bu site, kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikanızı inceleyebilirsiniz. Çerez kullanımını kabul ediyorsanız, 'Kabul Et' butonuna tıklayın."