• Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog

News
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm.
Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
  • Gündelik
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Sinema yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Netflix Dizileri
  • Araştırma
  • Bloggess
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Gündelik
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Sinema yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Netflix Dizileri
  • Araştırma
  • Bloggess
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Takip Et
  • Gündelik
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Hikâyeler
  • Yazar Atölyesi
  • Sinemaskop
  • Yaşam ve İnsan
  • Araştırma
sokak

sokak

Başkalarının Sizin hakkınızda ne düşündüğü önemli mi?

Çıplak Yazar by Çıplak Yazar
2 Şubat 2017
4 dk.
A A

Hepimiz kendi hayat hikayemizin sefili ya da kahramanıyız. Yaşadığımız hayat, tıpkı bir roman gibidir her birimizin. Başkalarına anlata anlata bitiremeyiz. On sayfa sonra başımıza geleceklerden habersiz, sadece Tanrı’nın biçtiği rolleri oynarken buluruz kendimizi. Satrançta bir taş, seslerde bir nota gibiyiz aslında biraz. Kağıt üzerindeki notalar gibi, bizimde hayat karşısında bir duruşumuz vardır. Bu duruş kendimizin olduğu kadar, başkalarının hayatını da değiştirip durur sürekli.. Fakat her seferinde aynı hatayı yaparız hepimiz. Sosyal bir varlık olduğumuzdan mıdır nedir bilmem, toplumla iç içe yaşama ihtiyacı duyar ve neticesinde birbirimizin hayatlarını ne derece değiştirdiğimizin farkına bile varmayız. Düşününce öylesine garip geliyor ki bu his, belki de bu yüzden yazmak istedim tüm bunları.

Herkes birbirine bağlı ve birbirinin hayatını değiştirip duruyor. Hepimiz aslında kendimizin olan hayatı, başkalarının hayatı gibi yaşıyoruz. Çünkü birileri sürekli yaptığımız şeyleri eleştirirken, yalnız eleştirmekle kalmayıp özgür irademizi de baltalayıp duruyor, üstelik bundan da zevk alıyor. Biz de hayatımızı el alem ne derlere göre yaşamaya başlıyoruz. Sadece o kadar olsa iyi, zamanla olmadığımız biri haline geliyoruz. Bizi etkisi altına alan bu görünmez çemberin farkına vardığımız anda, kim olduğumuzu anlamakla kalmayıp, toplum içindeki yerimizi de daha net görmeye başlarız.

Osho‘nun bir konuşması sırasında izleyicilerden şöyle bir soru gelir : (Bu arada Osho’nun kitaplarına para vermek yerine videolarını izlemenizi tavsiye ederim.) Kendin olmak mı, yoksa kendini bilmek mi daha önemlidir? Osho’nun cevabı ise, açık olduğu kadar düşündürücüdür.

Eğer kendin değilsen, kendini nasıl bilebilirsin ki? Ve tersi, nasıl olur da kim olduğunu bilmeden, kendin olabilirsin?

Anlatılmak istenen gayet açık değil midir? Kendini bilmek ve kendin olmak aslında aynı şeydir. Sürekli bir şeyler üretip, tüketmekle meşgul olduğumuz dünyada kendimizi bilmeden yaşıyoruz çoğumuz. Başkalarının hayatı ve düşündükleri kafamızı örümcek ağı gibi öylesine sarmış bir duruma gelir ki bazen, kim olduğumuzu bile umursamadan ”toplum dayatması olarak gördüğüm” sözde düşüncelerin bizi nasıl da olmadığımız biri haline getirdiğini daha iyi anlarız.

I don’t care what people think or say about me. I know who i am.. (Jonathan Davis) İnsanların hakkımda ne söylediğini ya da düşündüğü umurumda değil. Ben kim olduğumu biliyorum.

Uzun yıllardır tanıdığım bir komşumuz 4-5 yıl öncesinde kızını evlendirmişti. Bir de çocukları olmuş bu evlilikten. Fakat kocası zamanla çalışmayan, hatta başka kadınlarla konuşan biri haline gelmiş. Kızcağız da bu duruma daha fazla dayanamayıp, kaçtığı gibi ana ocağına dönmüş. Anası, kızın durumunu anlatmasına rağmen, telefon açıp o adama ağzına geleni söyleyeceğine, elalem ne der diye kızına ayrılıp geldiği için kızmış. Duyunca hayli sinirlenmiş olsam da, aslında herkesin bu baskı altında yaşadığını hissettim o an. Tek mesele el alemin ne diyecek olması! Bütün derdi kederi unutup buna yoğunlaşabiliriz hepimiz.

Peki kim bu elalem dedikleri? Niye bu kadar etki ediyor hayatlarımıza? Ya da biz mi izin veriyoruz hayatlarımızın başkaları tarafından altüst olmasına?

Henüz ilkokul çağlarındayken vaktimi, gazetelerin verdiği kartondan evler yaparak geçirirdim. Bilirsiniz işte, kesip biçer yapıştırırsınız.  O zamanlar gazeteden almış olduğum bir viking adası yapıyordum. Aldığım gazeteye hiç bakmıyordum bile. Tek derdim o hafta çıkan yeni parçaları almaktı. Öylesine güzeldi ki, hepsini özene bezene elimle kesip zevkle yapıştırıyordum. Gemiler, kuleler, deniz kıyısı falan kocaman kartonun üzerine inşa etmiştim resmen. Ama yarım kaldı viking adası, bir şeyler oldu ve bitiremedim. Sonra da kaldırıp bir kenara attım. Hatırımda kalan son hali ise; annemin kışın sobaya atmasaydı. İyi bir çocukluk anısı olmasa da anlatmak istedim.

İtiraf etmeliyim ki; kocaman adam olmama rağmen ”acaba nette bulabilir miyim diye” çok araştırdım. Hatta gazeteyle iletişime geçip sorsam mı diye de düşündüm. Sonra da bana gülerler herhalde deyip vazgeçtim. Bugün tesadüfen bir siteye denk geldim. Maketten küçük küçük kuleler evler öyle hoşuma gitti ki, geçmişte o yarım kalan viking adasını hatırladım birden. Parası umurumda bile değil, sadece yarım kalan bir şeyi tamamlamak istedim kendi içimde. Parça sayısını görünce de dudağım uçukladı resmen. Çünkü en az 2000-3000 parçadan oluşan maketler vardı. Günde 25 taş koysam aylar sürer biliyorum. Ama fark etmez o şato buraya gelecek.

Tüm bunları yolda yürürken düşünüyordum. Aslında bir şeyi daha düşünmeye başladım. Yazı başlığına da neden öyle yazdığımı şimdi daha iyi anlayacaksınız.

Bir an kendimi o maketi satın almış ve odamda yaparken hayal ettim.

Ağabeyim direkt şöyle derdi :

– Gidip bunlara mı para verdin?

Annem ise ;

– Kocaman adam oldun bunlarla mı uğraşıyorsun?

Dikkat edin her iki cümle de soru işaretiyle bitiyor. Neden mi? Çünkü bunun çocukça olduğunu ve normal olmadığını düşünürlerdi muhtemelen. Çünkü insanlar sürekli birbirini yargılayıp duruyor. Ayrıca şundan da eminim ki, çevremde olan diğer insanların tepkileri de, abimin ya da anneminkinden farklı olmayacaktı. Çoğu buna benzer tepkiler verirdi. İşte o anda hayatımızı elalem ne der diye yaşadığımızı bir kez daha anladım. Allah aşkına kışın karda yokuş aşağı kayan çocukları görünce, içinizden aynı şeyi yapmak geçmiyor mu? Ama yapamazsınız elalem ne der?

Hatta muhtemelen de şöyle der :

Bak bakkk! kazık kadar olmuş çocuklarla oyun oynuyor.

Aldığınız kıyafete, izlediğiniz filmlere, dinlediğiniz şarkılara, yolda yürümenize kadar aklınıza ne geliyorsa artık, elalemin diyecek hep bir sözü var! Kısacası kendi başınıza ne zaman bir şeyler yapma çabası içine girerseniz, ayağımıza takılan çelme hep aynı olacaktır. Elalem ne der!

Bu yazı size ne kattı bilmiyorum. Sadece bu aptal baskının farkına varmanızı ve kendi hayatınızı, kendi istediğiniz gibi yaşamanızı temenni ediyorum.

Maket ev yapımı

Eğer maket evimin bitmiş halini merak ediyorsanız, hobi edinmek istiyorum diyenlere eğlenceli ve ilginç hobi fikirleri başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.

İlgili Yazılar:

  1. Bakış açısı – Sizin için hayatın anlamı nedir?
  2. Başkalarının doğrularıyla yaşamak!
PaylaşGönderPaylaş4Tweet2Paylaş1
Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Ölümü sık düşünür ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar. Hakkımda daha fazla..

Yorumlar 1

  1. Nalan Nln says:
    8 yıl önce

    Her insan kendi hayatının başrol oyuncusu aslında. Diğerleri yan rollerde. Ama hep direnmek, o “el alem” konuşurken, hayatımızın bize ait olduğunu hatırda tutmak gerekiyor. Hiç kolay olmasa da… 🙂

    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Son Yazılar

Kırılganlık

Kırık oyuncaklar sepeti

Tik tak, tik tak, tik tak

Bir sokağın hikayesi

Kırık Camlar Metaforu ve Bir Dondurma Kağıdının Tetikledikleri

Daha Fazla Göster

Neler olup bitiyor?

  • Namık - 2 hafta önce

    Kalemine sağlık

    Konu: Kırık oyuncaklar sepeti

  • Ali Demiral - 1 ay önce

    Katılıyorum; özel bir beklentiyle kaleme alınan yazılarda istenen etkileşim gelmeyince yazmaktan soğuyabilir insan. Oysa o konunun alıcısı illâki vardır. Yeter…

    Konu: Blog yazarlığında yapılan en büyük yanlış!

  • Aydoğdu Grup - 2 ay önce

    İnsan çoğunlukla içindekileri dökmek için yazar, akabinde rahatlama hissi gelir. Yazmak rahatlatıcı bir eylemdir. Bu güzel yazınız için çok teşekkürler

    Konu: İnsan neden yazar ki? | Yazan İnsanların Ortak Noktası Nedir?

  • Yıldız Tozuvar - 3 ay önce

    Ne mutlu... İçten gelen kahkahalarla dolan evler gibisi var mı!

    Konu: Bir sokağın hikayesi

  • Çıplak Yazar - 3 ay önce

    O sokakta gerçekten yürümeseydim belki böyle bir yazı da yazmayacaktım. İyi yanı şu ki, ben kahkaların olduğu eve girdim. Ama…

    Konu: Bir sokağın hikayesi

Müdavimler

  • Ece Evren (29 yorum) ⭐️
  • Begonvil Sokağı (28 yorum) ⭐️
  • Büşra Bayram (25 yorum) ⭐️
  • Yağmur Yağar (23 yorum) ☕
  • Kaystros Tyrha (23 yorum) ☕
  • Daha Mutlu Yaşam (21 yorum) ☕
  • Karga ve Kız (20 yorum) 👋
  • ELİF sarı (18 yorum) 👋
  • Değmesin Yağlı Boya (17 yorum) 👋

E-POSTA LİSTESİNE KATILIN!

Her yeni yazıdan anında haberiniz olsun.

Tanıtım Yazısı Yayınla
A Life Hastaneler Grubu

Sponsor İçerikler

Yazarlar İçin Sosyal Medya Stratejileri

Türkiye’nin En İyi Aspavası Seçildi

Adrasan

Yaz aylarının vazgeçilmezi Suluada!


Feedback
✉

© 2025 Çıplak Yazar | Kişisel Blog

  • MesajMesaj gönder
  • Abone olAbone ol
  • Kim neler demişKim neler demiş?
  • Ara
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

e © 2016 - 2020 Çıplak Yazar - Kişisel Blog & Kısa Hikayeler İçerikleri paylaşırken lütfen kaynak gösteriniz!

"Bu site, kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikanızı inceleyebilirsiniz. Çerez kullanımını kabul ediyorsanız, 'Kabul Et' butonuna tıklayın."