Başka bir şehirde ise hayli garipsediğim bir toplu taşıma durumuna şahit oldum. Hayatımda belki de ilk kez böylesine tuhaf bir duruma denk geldim. Bu gözlemim elbette bir kaç günlük bir gözlem değil. Bir yanında tekli diğer yanında ikili koltukları bulunan küçük halk otobüslerini bilirsiniz. Gözlemlediğim olay ise şu; Eğer ikili koltukta oturan bir kadınsa, yanına bir erkek oturmuyor. Eğer oturan erkek ise, bir kadın oturmuyor. Bildiğin ayakta gidiyorlar.Bazen daha da komik bir hale geldiği oluyor tabi bu durumun. Diyelim ki ikili koltukta bir erkek tek başına oturuyor. Kadın bindiğinde ayakta kalıyor. Sonra şöyle bir yer değiştirme kargaşası yaşanıyor otobüsün içinde. Tekli koltukta oturan bir süpermen kadına yer veriyor. Sonra ikili koltukta yalnız oturan abinin yanına geçiyor. Böylelikle herkes mutlu oluyor. Benim dışımda herkes tabi. Sanırım kadın iffetimi korudum, erkek ise iffete göz dikmedim diye.Yahuu Allah aşkına siz ne yapıyorsunuz? Bu insanlar resmen kafayı yemiş. Bu insanlar yüzünden kendimi kötü hissediyorum bazen. Çünkü onları mutlu eden şey beni huzursuz ediyor. Bir toplu taşıma aracında olduğumu hatırlayıp yanımda oturanın kadın ya da erkek olduğunu umursamadığım için kendimi veba mikrobuymuşum gibi hissediyorum.
Çözüm odaklı yapılan bu uygulamanın ilerde nelere sebebiyet vereceğini ben sizlere anlatayım :
- Bir adam eşiyle ve çocuklarıyla hangi otobüse binecek? Bu soruyu soruyorum çünkü adamın yanındaki kadın sadece erkeklerden oluşan bir otobüse binmek zorunda kaldığı için kendisini tuhaf ve rahatsız hissedecek.
- Çocuk demişken, bir ebeveyn olarak bu durumu çocuklara nasıl açıklamayı düşünüyorsunuz? Onlar da okullarında kız-erkek karışık değil de, farklı gruplar halinde sıralarına oturmaya başlayacak ve belki de birlikte oyun bile oynamayacaklar. Çünkü yetişkinler olarak onlara böyle örnek olmuş olacaksınız.
- Yukarıda Avrupa ülkelerinden gelen turistlerden bahsetmiştim. Hoş tabi.. Ülke olarak turist sayısının dibe vurduğunu bir kenara bırakıp, hali hazırla bulunan yabancı turistler için bu durum nasıl bir izlenim bırakacak? Muhtemelen Türkiye’nin hala ilkel bir ülke olduğunu gündüz pembe otobüse bindiği bir şehrin kendisi için ne kadar güvenilir bir şehir olduğunu bence tekrar düşünecektir. Ve muhtemelen o şehre ya da ülkeye tekrar gitmeyi düşünmeyecektir.
Turistlerin düşüncesi konusundaki diğer bütün düşüncelerinize katılıyorum. Turistler yine gelmeye ve seyahat etmeye hatta çeşitli snap ve insta fotoları atarak "bakın çok ilginç, otobüsler de dantel bile var" gibisinden muhabbetlere bile girebilirler. Olaydaki asıl kırılma noktası karşı cins yanında nasıl hareket edeceğini bilemeyip saçma sapan iletişimler kuracak olan çocuklar konusu. Fazla muhafazakar okullarda okudum ve evet ne erkek çocuklarıyla kızlar yan yana oturabiliyor ne de oyun bile oynayabiliyordu. Bunun tüm Türkiye'ye yayılma olasılığını düşünmek dahi istemiyorum…
İmam hatipler kapatılsın o zaman.
İmam hatipte yaklaşık 1.5 sene okudum ama onun dışında okuduğum yarı-muhafazakar okullar imam hatip değildi. Olay zihniyet olayı. İmam hatiplerin amacı dışına çıkması ve virüs gibi yayılmasını mantıklı bulmuyorum ama kapatılmaları taraftarı da değilim. İlerde dinle alakalı bir meslek edinmek isteyen buyursun imam hatiplerde okusun. Açıklama yapmamdaki yegane neden ise bu konunun artık gırgır konu haline gelmesi ama aslında oldukça ciddi bir mesele.
Olay dediğin gibi tamamen gırgır bir hale geldi ancak içinde bulunduğumuz duruma bakınca gırgır geçilemeyecek gibi değil. Olay dediğin gibi tamamen zihniyet meselesi ve imam hatip okullarının zihniyeti de gayet ortada. Bilinçli bireyler yerine itaat edecek koyun sürüleri yetiştirmek istiyorlar gelecek nesil için. Tabi bu benim görüşüm.
tam bu konu hakkında bir yazı yazdım, senin yazıyı okudum 🙂 turistlere özel yaşama karşıyım ben şahsen. Çünkü turistik olarak nereye gitsem, kimse umursamadı, neden bizde hep yaranma çabası? hatta ingilizce konuşmak için göbek çatlatmalar falan. turizmin anlamı zaten sömürü demek. adamlar gelip sömürecek diye, niye kendime çeki düzen vereyim ki? neyse bu başka bir konu :)) ben sevmedim turizm i oldum olası zaten.
pembe otobüs konusuna gelince, kimsenin kimseye yollu gözüyle bakacağına inanmıyorum. metrobüste seyahat eden insanların %70 ini kadınlar oluşturuyorken pembe otobüs sayısını çarpıp böldüğümüzde ufak bir keraat cetveli hesabıyla diğer metrobüslere binenlere yollu diyen kadınların %85 i zaten yollu, erkeklerin karısı-kızının olma ihtimali ise %95 e falan çıkıyor. Yani yollu demek için diğer metrobüse hiç binmemek gerekiyor ki, çalışan ve/veya işine yetişen bir kadının pembe otobüs derdini düşünme lüksünün olmadığını da eklersek, öyle bir dünya yok. :))
diyeceğim o ki, bize yollu diyecekler korkusu kolaylıkla çürütülebilecek bir argüman. ha diyen olmıcak mı? sokakta birbirine "p.ç" "anana bilmem ne" demiş insanların büyüdüğü bir toplumdaysak tabi ki diyen olacaktır. öyle dediler diye öyle mi olduk? yooo. Çok kalabalık saatlerde, pembe metrobüs olsa, gözlerimden yaşlar süzülerek binerim, hiç affetmem. Bir keresinde adamın bana değmemek için kenarda bulunan demire tırmandığına şahit oldum -ki Allah razı olsun ondan. İnsan kişisel alanında bir erkeğin bir yeri değdiğinde (mbüs kalabılığında bu istemeden oluyor eğitimli erkekle falan alakası yok) ister istemez tacize uğramış gibi hissediyor. bu gerçekten kötü bir duygu, erkek için de öyle senin de yazında bahsettiğin gibi.. Ben kişisel alanıma tacizden hoşlanmıyorum. Bir de bu açıdan bakın diyorum 🙂
Metrobüste seyahat eden insanların %70'lik kısmını kadınların oluşturduğunu neye dayanarak söylediniz.
Kaynak gösterebilir misiniz? Çünkü vermiş olduğunuz diğer oranları da bu %70'lik üzerinden giderek değerlendirmişsiniz.
umarım yorumum sert olmamıştır ve hala sevilen güzel insanlardanımdır :))
Şöyle diyeyim o zaman. Küfür ve hakaret içermediği sürece her şeyi yazabilirsiniz. 🙂
Güzel uygulama bence çünkü ortada bir yozlaşma var ve devamı gelmeli. Hatta bence ülkeyi ikiye bölelim, kadınlar ve erkekler ayrı yaşasın.
İronik olarak söylediğim umarım anlaşılır 🙂
Emre benim yazıdaki yorumun da mı ironi acaba?
İyi fikir!
Neden olmasın ki? Sorunu kökünden çözelim olsun bitsin.