Blog yazmaya başladığım ilk yılları hatırlıyorum da, blog ağacı adında blogger üzerinden bir blog açmıştım. Bu blog elbette kendi kişisel blogumdan bağımsız ve adından da anlaşılacağı üzere blog listeleri oluşturmak amacıyla açtığım bir blogtu. Fakat aradan geçen zaman bana bazı şeyleri sorgulamam gerektiğini öğretti. Çünkü benim dışımda bir çok blog sahibi, blog keşif etkinlikleri düzenliyor ya da kendi çapında blog listeleri oluşturuyordu.
Ne bileyim, makyaj blogları, moda blogları, kişisel bloglar adı altında oluşturulmuş kategoriler ve o kategoriler altındaki bloglar. Bunun gerçekten de hangi amaca hizmet ettiğini düşünmeye başladım. Ya da blog yazarlarının neden herkesi bir çatı altında toplamak gibi bir gaye edindiğini…
Sonrasında ne olacak..?
Bunu belki insanlara yeni blogları tanıtmak amacıyla yapıyoruz, belki de sadece kendi kişisel blog listemizi oluşturuyoruz. Ama neticesinde gelinen nokta hep aynı oluyor. Çünkü bunu defalarca gördüm ve yaşadım.
Hevesle oluşturulan blog listeleri bir müddet sonra güncellenmiyor. Listedeki bloglardan bir kaçına tıkladığınızda ise bazıları silinmiş, bazılarının domain süresi dolmuş vs.. kapanmış oluyor.
Hatta bir keresinde şöyle ilginç bir durumla karşılaşmıştım. Yine böyle blog listeleri oluşturan bir arkadaşın listesini görünce, blog sitesinde yazmış olduğu mail adresinden email attım. Emailin içeriği de işte merhaba benim blogumu da listeye ekler misiniz? diye ricada bulundum.
Cevap şu :
Mail olarak yazmayın. Blog listesi yazıma giderek oradan yorum atın.
Ben de yorum olarak yazmadım tabi ki.
Yani sana zaten ulaşmışım arkadaşım. Bana ne diye git yazıma yorum yap diye cevap veriyorsun.
Şimdi bu yazıları okurken belki siz bile geçmişte blog listeleri oluşturmuş böyle blog keşif etkinlikleri falan yapmışsınızdır. Hatta şu anda çöp olmuştur o listeleriniz. Çünkü tek bir kişinin düzenlemesi, eklemesi ve yine güncellemesi gerekiyor o listeyi.
Bir blog listesi gördüğümüzde ısrarla o listeye girebilmek için birbirimizle yarışıyoruz.
Halbuki listeyi oluşturan da sizin benim gibi bir blog yazarı. Orada o listenin içinde olsak ne olmasak ne?
Kaç kişi o listenin içinden aaa dur şu teknoloji bloglarına göz atayım demiştir ki?
Yani bana göre pek havası yok bu işlerin…
Ama bu işi bağımsız olarak yapmak bence en mantıklısı. Bağımsız dediğim ise şu; bir blog listesi olacak ama o listeye kimse sahip olmayacak! Herhangi bir blog yazarı tarafından oluşturulmuş olmayacak!
Eeee bu liste kendi kendine mi olacak diyorsanız… Aynen öyle kendi kendine oluşacak..
Ben cidden bunu çok düşündüm. Bir blog listesi oluşturmanın en mantıklı yolunun ise; google formları ile mümkün olacağına kanaat getirdim.
Çünkü google formaları, herkes tarafından okunabilir özelliğine sahip olduğu gibi, birinin girip güncellemesi gibi dertleri yok. Çünkü veri girildiği anda liste otomatik olarak güncelleniyor.
Yani listeye dahil olmak isteyen tıklar, blog adresini yazar ve kayıt olur. Hepsi bu!
Listeyi tekrar görüntülediğinde ise kendi blogunun eklendiğini görür.
Bana göre bu iş en doğru böyle yapılır.
Liste kimsenin değil. Kimsenin bloguna gitmenize de gerek yok.
İsterseniz listeye kendi blog adresinizden (blog listeleri) diye bir resim ekleyerek link verin.
Sonuçta herkesin blogunu ekleyebileceği ve eklenmiş blogları görebileceği sürekli güncelenen bir liste olur.
Şu anda bir liste oluşturup kafadan elli adet bloga link verseydim ve o blogları yazmış oldukları kategorilere göre gruplandırsaydım, nitekim gelecek olan yorumların çoğu link verdiğim blog sahipleri ve listeye kendisini de eklememi isteyen diğer blog yazarlarının yorumlarından ibaret olacaktı.
Ama kayda değer bir şey olmayacak aslında.
Çünkü liste bir müddet güncellenmesinin ardından çöp olacak.
Biz de bu sayfayı burada kapatacağız.
Çok doğru bir noktaya parmak basmışsınız. Birçok blog listesine ben de kayıt oldum. Fakat bu tür yazıları “blog okurlarından” çok “blog yazarları” takip ettiğinden blog tanıtım işi istenildiği manada yerine getirilememiş oluyor.
Bu tür listeler oluşturmak yerine her blogun yazmış olduğu popüler yazıları hakkında bir derleme yazısı yazıp paylaşmak çok daha mantıklı geliyor bana. Gökhan’ın şu yazısı gibi.
Güzel bir konuya parmak basmışsın. Birçok blog yazarı bir umut kendince listeler oluşturmaya başladı; kimisi güzel ilerledi kimisi fazla talep görmediği için ilk golden sonra tamamen dağıldı ama sonuç olarak ikiside uzun ömürlü olmadı, olması da çok zor. Zaten listelerin çoğu birbirleriyle iletişim halinde olan blogların linkleriyle bezendi. Dediğin yöntem belki genel bir liste oluşmasını sağlayacak ama bu yöntemin de pek uzun ömürlü olduğu sanmıyorum. Çünkü bu da diğerleri gibi unutulup gidilecek.
Aslında herkes güzel bir heves ve iyi niyetlerle yapıyor bunu. Ancak işin içine beni takip et yoksa listeye eklemem ya da yorum yap gibi durumlar girince pek hoş olmuyor. Şu anda bu tür listeler görünce biri beni eklemiş ya da eklememiş inan hiç umursamıyorum.
Merhaba, yazınızı okudum ve noktasından virgülüne katılıyorum size. Benim en çok canımı sıkan şey blog listesine eklenmek için takipçi olmak gerektiği. Rüşvet verir gibi😂hayır yine de ben giremedim giremeyeceğini o listeye…sağlıcakla kal..
Kimse almadan vermek konusunda pek cömert davranmıyor malesef. Hele ki blog yazarlarında önce o blogu takip etmeniz gerektiğini her seferinde dile getirirler.
Paylaşmak üzerine bir yazı yazmıştım daha önce. O yazıda aslında almadan vermek istediğimi dile getirmeye çalışmıştım.