Bu benim çooook uzun yıllar önce, lise yıllarımda edindiğim bir alışkanlık.
Nasıl göründüğümün, düşüncelerimin yanında pek önemli olmadığına inanırdım. Bu yüzden o yıllarda okuldaki diğer öğrenciler, saçları kaypak kaypak jöleli kafalarla okula gelirken, ben ara sıra üç numara kestirirdim. Yalnız değildim elbette…
Biz üç kişiydik…
Bedirhan, Nazlıca…
Yok yok…
Biz iki kişiydik aslında.
Arka sıralarda yan yana oturduğum arkadaşım Mehmet ve ben.
Saçlarımızı birlikte kestirirdik. Sonra bir dönem moda gibi bir şey olmaya başladı ve okuldaki bir çok öğrenci saçlarını bizimki gibi kısa kestirmeye başladı.
Ama tabi geride kaldı o yıllar artık. Mehmet’le 17 yıl bitti hala beraberiz. İyi dostuz biz, kanka kelimesinin vücut bulmuş haliyiz birlikte.
Ben ise hala ara sıra saçlarımı kısa kestiririm. Ne bileyim psikolojik olarak beni çok rahatlatıyor. Sanki kötülükten ya da günahlarımdan arınıyormuşum hissi veriyor. Çok mu günahkarsın diye sormayın bana. Herkes biraz günahkar olmuştur hayatı boyunca.
Gariptir ki, Hintlilerde böyle bir inanç vardır.
Video bulabilseydim koyardım ama bulamadım. Saç kesimi sonrasında bir suya elbiseleriyle girerek yıkanırlar. Sanırım onlar da benim gibi, saçlarını Tanrı’ya hediye olarak verirken günahlarından arındığını falan hissediyor. Ya da ben onlar gibi…
Ama ben Tanrı’ya vermiyorum ki, berberde çöpe gidiyor. Çırak Alihan hepsini süpürüp çöpe atıyor. Bizim kısa saçlar da para etmezdi zaten…
Hadi biz erkeğiz. Kısa saç o kadar da abartılı bir durum değil. Ama bir kadın böyle çok kısa kestirince ortaya çok farklı bir durum çıkıyor.
Birisi bana şöyle bir şey demişti:
Eline makas alıp saçlarını kesen kadının yarası büyüktür.
Yani düşününce, kadınlar saçlarına çok önem verir özenirler. Hatta ek, kaynak, dipboya, uçboya, kenar boya gibi bin çeşit şey var. Buna rağmen bir kadın kendi başına ayna karşısında saçlarını kesiyorsa, hakikaten çok büyük sıkıntısı vardır diye düşünürüm.
Ama ben kesince bazen tuhaf bir şey oluyor biliyor musunuz?
Etrafımdaki insanlar beni, sıkıntılı kederli, depresyona girmiş falan sanıyor saçlarımı o kadar kısa kestirince. Ama düşünün hava sıcak, saç dipleriniz sürekli terliyor. Napıcam beee uzun saçı, kestir kısacık ohhh mis..
Kafan hava alır iyi olur derdi hem bizim berber Süleyman abi.
Yani bunun aslında sıkıntıyla falan da ilgisi yok. Çünkü kış gelince de uzatmaya başlıyorum 🙂
Nizamettin Gümüş - 1 ay önce
Yazınızın, kırık camlar metaforu üzerinden toplumsal düzen ve bireysel sorumluluk konularını ele alması oldukça düşündürücü. Küçük bir dondurma kâğıdının, aslında…
Konu: Kırık Camlar Metaforu ve Bir Dondurma Kağıdının Tetikledikleri