Evde hayvan beslemek, özellikle yalnız yaşayan insanlar için bir arkadaş edinmekten farksızdır. İyi kötü birçoğumuz evcil hayvan beslemiş veya hala besliyordur. Evde hayvan beslemek istiyorsanız iki kere düşünün dediğim için herhangi bir ön yargı içinde yazımı okumaya başladıysanız, lütfen yazımın sonuna kadar okuyun. İnanıyorum ki o zaman birbirimizi daha iyi anlayacağız.
Muhabbet Kuşu Ölen Blog Yazarı Arkadaşıma Hitaben
İnsanlar sahurlarını yaptılar ve ışıkları kapattılar. Bir müddet sonra da ezan okunması ile ortalık iyice sessizleşti. Tabi kafamın içindeki sesleri saymıyorum. Çünkü gecenin bir yarısı beni yataktan kaldırıp bir şeyler yazmaya iten nedenlerim vardı. Hiç öyle zeki insanlarda uyku sorunu olurmuş havalarına girmeyeceğim. Benim derdim başka. Severek takip ettiğim blog yazarı arkadaşlarımdan Göçebe Düşünceler (Sokrates’in yeğeni), kuşumuz öldü diye bir post yayınlamış. Bu yazıyı elbette ona bir sitem olsun diye yazmıyorum. Çünkü kendisini nasıl hissettiğini gayet iyi anlıyorum. Ancak değinmek istediğim çok farklı konular var benim. Nedendir bilmiyorum son yıllarda hayvanlar konusunda aşırı hassas olmaya başladım. Gözümün önünde ölen kedilere rastladıktan sonra sanırım iyice kendimi kaptırdım. Kendi kedimi kaybettiğim de ise günlerce kendimi terk edilmiş gibi hissettim. [kedime bak] Kendimi övmek için söylemiyorum ama yoldaki karıncaları ezmemeye özen gösteriyor ve doğan her canlının yaşama hakkı olduğuna inanıyorum. İnandığım bir şey daha varsa o da özgür yaşamalarıdır.
Evde Hayvan Besliyorsanız ya da evde hayvan beslemek istiyorsanız size soracaklarım var
Belki evinizde evcil hayvan besliyorsunuz ama olayın hiç şu boyutunu düşündünüz mü bilmiyorum.
İnsanlar neden evde hayvan beslemek ister?
Bu sorunun cevabını gerçekten düşünüyorum zaman zaman. Çünkü ben de zamanında (kaplumbağa, balık, kuş, kedi) beslemiş biri olarak kendime aynı soruyu sordum. Nedeni sadece bir şeylerle oyalanmak. Yalnız kalmamak ve bir hayvanı arkadaş edinmek, inanın bundan fazlası değil! Çoğumuz akvaryumları odamıza farklı bir hava katan aksesuar gibi görüyoruz. Allah aşkına eğer bir kuş falan olsaydınız kapalı bir kafeste ömür sürmeyi mi, yoksa özgürce kendi doğanızda yaşamayı mı isterdiniz? Herkesin bu konuda aynı cevabı vereceğini biliyorum. Çünkü nefes alıp verdiğimiz hayat ancak özgür olunca tadına varılabilir bir hayat oluyor. Kim bilir belki ”bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş” sözü de bizlere kısmen bunu da anlatmaktadır. Aslında bu tamamen ”empati” kurmakla, hatta daha çok hayvanlara empati kurmakla ilgili bir durumdur. Bu konuda yazmış olduğum Empati kurmak üzerine düşüncelerim başlıklı yazımı da okumanızı öneririm.
İyilik Yapalım Derken Kötülük Mü Yapıyoruz?
Yani aslına bakarsanız bir hayvanı satın alarak aslında ona çok büyük kötülük ediyor ve pet shop gibi işletmelerin daha fazla yaygınlaşmasına neden oluyoruz. Çünkü kimse kuş beslemediği taktirde, onları yakalayıp satacak kimseler de olmayacaktır. Olay tamamen neden-sonuç ilişkisi. Üretimde de bu durum böyledir. Arz-talep meselesi. Bu yüzden hayvan satın almanın pek doğru ve etik bir şey olduğunu açıkçası düşünmüyorum. Bırakın kendi doğalarında rahat rahat yaşasınlar. Her sabah bir yığın kuşun cıvıldama sesini duymak için penceremin açık olması yetiyor bana. Gerçi başta benim de bir çok hayvan beslediğim oldu ama, şimdi anlıyorum ki tamamen yanlış bir düşünceymiş.
Çünkü insan değişir. Benim de bu konuda olduğu gibi yıllar içerisinde bir çok konuda fikirlerim değişmiştir. Mesela önceleri sanatçıların siyaset yapmalarını pek doğu bulmazdım. Fakat şu anda tam tersi düşünüyorum. Bir sanatçı eğer vatanına ve milletine bağlıysa, gerektiği yerde konuşmasını ve tepki koymasını bilmeli diye düşünüyorum. Müjdat Gezen, Tarık Akan ve daha niceleri gibi.. Neyse konuyu fazla dallanıp budaklandırmadan asıl meseleye tekrar gelelim. Hayvanların satılmasına ve satın alınmasına karşıyım. Hatta hayvanat bahçelerine de karşıyım. Çünkü bahçeden ziyade aslında hayvan hapishanesidir. Biz ise sadece ziyaret edip eğleniyoruz o bahçede. Oysa bilgi edinmek isteyen insan, bunu belgesellerden de öğrenebilir diye düşünüyorum.
Kedi ve Köpekler İçin Elbette Durum Daha Farklı
Ayrıca değinmek istediğim bir konu daha var. Başından beri savunduğum görüşüme, köpek ve kedi beslemek konusunda karşı çıkabilirsiniz. Nitekim ben de kendime bu konuda karşı çıkardım zaten. Halen okumakta olduğum Hayvanlardan Tanrılara : Sapiens kitabında köpekler ile ilgili bir kaç bilgiye yer verilmişti. Kitapta köpeklerin insanlar tarafından evcilleştirilen ilk hayvan olduğunu ve köpeklerin bu sayede (yani insanlara yakın olması nedeniyle) hayatta kalabildiklerini bahsetmiş. Kitapta o bölümü buldum ve alıntı olarak ekliyorum.
Köpekler hem avlanmak hem de savaşmak, ayrıca vahşi hayvanlara ve davetsiz misafirlere karşı bir alarm sistemi olarak kullanılıyordu. Nesiller boyunca iki tür, birbirleriyle daha iyi iletişim kurabilecek şekilde evrildi. İnsanların duygu ve ihtiyaçlarına en çok dikkat eden hayvan olan köpekler, insanlar tarafından diğer hayvanlara göre daha çok ilgi görüp beslendiler, bu yüzden de hayatta kalma şansları daha yüksekti. Eş zamanlı olarak köpekler de, insanları kendi ihtiyaçları için manipüle etmeyi öğrendiler.
Yani bu bölümden şunu anlıyoruz ki, köpek zaten insan ile binlerce yıldır birlikte. Dolayısıyla onun doğası da, insanla birlikte yaşamak. Kediler için özel bir bölüme rastlamamış olsam da, kedi ve köpeklerin doğal yaşam alanlarının insanla iç içe olduğunu söyleyebiliriz. Bu yüzden köpek ya da kedi beslemek, diğer hayvanlar gibi onu tutsak etmek anlamına gelmiyor. Eğer bu yazıyı bu satıra kadar okuduysanız lütfen köpek ya da kedi dışında evcil hayvan beslemeyin. Onlar oyuncak, vakit geçirme aracı ya da bir oda aksesuarı değil! Ayrıca inanın sizin özel ilgilerinize de ihtiyaçları yok! Hiçbir zaman da olmadı. Bırakın kendi doğalarında yaşasınlar. Yuvalarını yapsınlar, çiftleşsinler, bir kaç böcek yakalayıp şarkı söylemenin tadına varsınlar.
Son olarak otuz saniyenizi alacak çok kısa bir form var.
ne güzel yazmışsınız kaleminize sağlık
Teşekkür ederim.
Çok doğru tespitler, umarım anlaşılır.
çok doğru. özellikle kuş un kafese kapatılması!!
hiç beslemedim daha ama bahçem olsa minik şirin bir köpek isterdim 🙂
Hep minik kalmıyorlar ama biliyosun dimi.
Merhaba kardeşim.
Doğrusunu söylemek gerekirse ben de kuş, balık gibi hayvanları beslemeye taraftar değilim. Bunu bloğumda yazmışlığım da var. Madem öyle niye besliyorsun, denecektir haliyle. Aslına bakarsanız besleyen ben değilim. Günün birinde küçük ablama doğum günü hediyesi olarak vermişler, o da alıp eve getirdi. Tutup atamazdık artık. Birine versek, o da götürüp kafeste besleyecekti. Doğaya salsak, büyük olasılıkla yaşayamayacaktı. Mecburen beslemeye başladık.
Haklısın, hayvanların da hakkı kendi doğal yaşam alanlarında yaşamak.
Selamlar…
Merhaba dostum.
Yazımda ayrıca belirttim ama yine söylemek istiyorum. Sana sitem olsun diye yazmadım bu yazıyı. O yüzden aman haa diyeyim alınma sakın bir şeye. Sadece hayvanlar konusunda çok hassas olmaya başladım son zamanlarda. Dolayısıyla geçenin 3 ünde okuduğum senin yazının ardından hemen bir şeyler yazmak istedim..
Yazdıklarını okuyunca da sana hak verdim. O durumda bir kuş gerçekten özgür bıraksan da yaşamazdı. Sen doğru olanı yapmışsın.
Çok güzel bir yazı.
Bütün canlıların özgür ortamlarında yaşamaya hakkı var. Bu hakkı ellerinden almak isteyen en vahşi yaratık insan ne kadar da bencil
Çok teşekkür ederim. Böyle yorumları okuyunca beni de anlayan insanlar var diye öyle mutlu oluyorum ki anlatamam.
Merhaba 14 yıllık kedimiz Pıtırjan iki ay önce hastalandı ve aramızdan ayrıldı her yerde izleri var sanki içeride odada uyuyor birazdan yanıma gelip birazda benimle ilgilenen der gibi bakacak ahh Pıtırım ahh maymun suratlim seni çok özledim
Sizi çok iyi anlıyorum. İnsan uzun süre beraber olunca ister istemez çok etkileniyor. Ben de kaybettim yani öldü mü kaldı mı onu bile bilmiyorum. Birdenbire ortadan kayboldu kedi. Günlerce bekledim… Gelmedi. 🙁