Bu blogda yer alan kısa hikaye ve uzun hikayeler izinsiz olarak alınamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz! Dram, bilim kurgu, gerilim, korku, hayatın içinden, çocuk hikayeleri, kısa hikayeler ve daha fazlası için hikaye kategorisini ziyaret edebilirsiniz.
Benim Adım Bronson: Bilim Kurgu Hikaye Denemesi
Çoğumuz rüyada olduğumuzda uyanana dek, gerçekliğimizin o rüya olduğuna inanırız. Ta ki birisi bizi dürtene, ya da kurmuş olduğumuz saatin alarmı çalıncaya kadar. Alarmın çalmasıyla birlikte beynimiz artık gece boyu içinde bulunduğumuz rüya ve kabusların gerçek dışı olduğuna ikna olup, günlük rutin işlerini yapmak üzere programlanır.
Ancak bir şeyi hiç hesaba katmaz.
O da gerçek olduğunu düşündüğümüz şeyin, başka bir simülasyonun parçası olup olmadığı…
Eğer Tanrı’nın bir bilgisayarı olsaydı ve onu bir seferliğine hacklemiş olsaydınız, öncelikle hangi bilgilere ulaşmak isterdiniz?
Belki veri tabanındaki en eski kayıtlara göz atar, belki de yaratmış olduğu evreni ve içinde bulunduğunuz Dünya’yı daha iyi anlamak üzere uğraşlar içine girerdiniz.
***
Peki yaşamış olduğunuz Dünya’da sizin dışınızda hiçbir şeyin gerçek olmadığını öğrenseniz ne yapardınız?
Dev şirketler, yatırımlar, ünlü filozoflar ve geçmişte yaşandığına inandığınız olaylar, sadece zihninize yerleştirilmiş bir kurmacadan ibaret olsaydı, o an kendinizi nasıl hissederdiniz?
Artık işe gidip bir şeyler üretmenin, para kazanmanın ve gelecek için planlar yapmanın bir anlamı kalmadığından, muhtemelen kafanıza bir kurşun sıkarak yaşamınıza son verirdiniz. Bu belki Tanrı’ya rest çekmek olurdu ama tüm bunları birine anlatmanın imkansız ve zor olması bir yana, diğer insanlar tarafından deli olarak görülmeniz kaçınılmaz olurdu. Hem artık oyuncu değil, oyun sahibi konumunda olduğunuzdan, Tanrı’nın sizi bilgisayarına sızmış minik bir virüs olarak görüp cezalandırması da an meselesi olmaz mıydı?
***
1692 doğumlu Bronson adlı bir adam, kendisinin Dünya’ya ikinci gelişi olduğunu ve 100 yıl sonra tekrar geleceğini söylediğinde, insanlardan aynı tepkiyi almış ve deli olarak görülmüştü. Bununla da kalmayıp sahtekarlık ve dolandırıcılık ile suçlanarak beyanından 2 yıl sonra yaşadığı yerin meydanında halk önünde idam edilmişti. Olay yaşandığı yıllarda büyük bir ilgi ve merak uyandırmış olsa da, üzerinden geçen zaman yeni nesil insanı için kurmacadan ibaret masalımsı bir hale bürünmüştür.
1813 yılında ise 21 yaşındaki bir genç, benzer bir söylemde bulunarak adının Richard değil, Bronson olduğunu öne sürdü. Elbette kimsenin yıllar önce yaşamış olan Bronson’dan söz ettiğine dair bir fikri yoktu. Bu yüzden kendisini Bronson olarak çağrılması konusunda ısrar etti. Kronik rahatsızlıkları ve depresif bir kişiliği olduğundan bu kez idam yerine sadece akli dengesizlik ile sonuçlanmıştı.
***
Kendisinin sürekli farklı bir zaman diliminden geldiğini Dünya’ya her 100 yılda bir gelmek üzere programlandığını, adının Bronson olduğunu söylemesi, onu sadece anormal bir insan yapmakla kalmayıp, aynı zamanda dönemin bilim adamlarının da dikkatini çekmesini sağlamıştı. Çünkü oturması, kalkması ve davranışları gayet normal olan bu adamın bu tür çelişkili şeyler söylemesi, bilim adamlarının kafasında da ”acaba” sorusunu oluşturmuştu.
Bu yüzden kendisini çeşitli testler uygulamak üzere özel bir odada tutmaya başladılar..
Heyet oldukça karmaşık bir o kadar da dahi insanların bulunduğu dört kişilik bir gruptan oluşuyordu. Hatta dönemin hayvan ve insan psikolojisi üzerinde çalışan ünlü bilim adamlarından Dr. Morgan bile bu dört kişilik grubun arasındaydı. Kendisi alanında öylesine uzman biriydi ki, kendi çocuklarının doğumundan gençlik dönemlerine kadar geçen zamanı bile, geniş bir analiz ve gözlemle geçirmişti. Gördüğü ve duyduğu her şeyi not alıyor, sabahlara kadar yoğun bir tempo ile çalışıyordu. Adının Bronson olduğunu iddia eden adamı ise; özel olarak incelemek istediğinden, heyete daha önceden mektup yazmış ve gönüllü olarak bu gruba katılmayı kendisi teklif etmişti. Heyet elbette bu teklifi geri çevirmedi ve her türlü ihtiyaçlarını karşılamak üzere Dr. Morgan’ın aralarında olmasından mutluluk duyacağını bildirmişti.
***
Takvimler 14 Mart 1814’ü gösterdiğinde tüm hazırlıklar tamamlanmış ve Bronson’u incelemek üzere toplanan heyet nihayet bir araya gelmişti. Adının Bronson olduğunu öne süren bu adamı analiz etmeden önce hepsi toplantı odasına geçerek, durumu yeniden değerlendirmek adına konuşmaya başladılar.
Dr. Morgan uzun bir yoldan gelmiş olması ve tıbbi konular dışında değil de daha çok psikanaliz ve ruh bilim konularında uzman olması nedeniyle heyetin önemli isimlerinden biriydi. Bu yüzden heyet öncelikle durum hakkında düşüncelerini almak üzere Dr. Morgan’ı konuşma yapması için kürsüye davet etti.
***
Dr. Morgan yerinden kalktı ve kürsüye doğru yürüdü. Daha sonra bir elini köstekli saatini koymuş olduğu yeleğin cebine sokarak konuşmaya başladı.
Hastamız… Daha doğrusu hasta olduğunu düşündüğümüz şahsın öncelikle geçmişinin iyice araştırılmasından yanayım. Çocukluk anıları, tanıyanlar, şimdiye kadar nerede yaşadığı… İnanıyorum ki bu soruların cevabına ulaşabilirsek, daha verimli sonuçlar elde edebiliriz.
Heyetin diğer üyeleri ”Çok doğru… doğru…” diye kısık seslerle Dr. Morgan’ın söylediklerini onaylanıyordu. Daha sonra Dr. Walter şu soruyu sordu :
Diyelim ki hepimiz gibi sıradan bir hayatı ve geçmişi var. Sonra ne olacak?
O sırada Dr. Bishop konuya dahil oldu. Eğer sıradan bir geçmişi varsa o halde farklı testler uygulamamız gerekecek. Hangi sıradan insan durduk yere böyle var sayımlarda bulunabilir ki? Belki de sadece bir deliyle uğraşıyoruz. Ancak yine de böyle bir durumu es geçmememiz gerektiğine inanıyorum.
devam edecek…
Böylece bir kısa hikaye daha son bulur. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Lütfen kısa da olsa yorum yapmayı ihmal etmeyin. Eğer siz de kısa hikaye yazıyorsanız, yayınlanması için bana gönderebilirsiniz.
yolun açık devam et. seni tuttum.
Devamını merakla bekliyorum. Kolay gelsin.
Devamını bekliyorum ~sdn
Bunu yazalı uzun zaman oldu aslında. O zamanlarda da nasıl bir kafayla yazdım bilmiyorum. Şimdi tekrar okudum da açıkçası ben de merak ettim devamını. 🙂