Bugün hiç huyum olmamasına rağmen ışıkları söndürüp, mum ışığında oturmayı tercih ettim. Ateş diri ve canlıydı ama elektrikle yanan ampul değildi. Şu anda ayarını tutturamadığım acımsı zift gibi kahvemi yudumluyorum. Klavyemin bozuk olması son zamanlarda hayli canımı sıkıyor. Yazarken A harflerinin basmaması, bana geriye dönüp yazdıklarımı tekrar kontrol etmem gerektiğini hatırlatıyor. Grip(a basmadı ama inadına düzeltmeyeceğim) bir his gerçekten de yazarken tökezliyorum resmen. Kısa giriş faslını burada bırakıp asıl konuya dönüyorum.
Günah sonrası tövbe etmek
Ama önce bir konuda anlaşalım sizinle!
Hani ”benzer duyguları hisseden insanlar, birbirine daha yakındır.” derler ya; o yüzden yazdıklarımı okurken, okumaktan fazlasını yapmalı ve anlamak için benimle aynı şeyleri hissetmelisiniz.
Bugün günlerden Cuma.
Telefonuma her cuma olduğu gibi cevap vermediğim ”hayırlı cumalar” mesajları geldi. Cuma namazına gitmediğim için ”niye gitmiyorsun” diye soran insanlar vardı. Aslında benim de ”neden gidiyorsunuz” diye bir soru hakkım doğuyor ama soramıyorsunuz işte. Çünkü karşınızdaki kişinin sizi anlamayacağını gayet iyi biliyorsunuz.
Çoğu zaman ”acaba ben mi deliyim, yoksa bu insanlar mı” diye düşünüyorum. Beni bu düşünceye iten bazı sebepler var elbete. Çünkü insanlar öylesine karmaşık ve çoklu kişiliklere sahipler ki; acaba bu o mu, yoksa o bu mu? diye düşünmeden edemiyorsunuz. Eminim benzer durumda kalmışsınızdır.
Neyse bugünkü olayı anlatayım ben size.
Kargo aracına yükleme yapan 40 yaşlarında bir adamla konuşuyordum. (Ben o adamı hep görüyorum bu arada.) O sırada yolun karşı tarafından, öğrenci tipli bir kız geçiyordu. Kızı yaşında olmasına rağmen adamdan duyduğum cümleler aynen şöyleydi : Offf iyi malmış, bunu kucağına alıp hoplatacaksın..
Bu adam bunu söylemesine rağmen, sırf yaşından ötürü ağzımı açıp bir şey söylemek, yerin dibine sokmak istemedim. Biliyorum biliyorum hak ediyordu aslında. İğrenç herifin teki deyip geçersiniz normalde değil mi? Hayır aslında geçemiyorsunuz. Çünkü bir kaç gün sonra aynı adamın Allah, din, peygamberden söz edip; sözde ahlak dersi vermesi beni çıldırtıyor. Kafamı adeta duvarlara vurmak istiyorum. O söylediğini unutmuş belli ki ama, ben unutmadım.
Peki sadece bu adam yüzünden mi yazdım bu yazıyı? Hayır tabii ki de. Bana cumaya neden gitmiyorsun diye soran başka bir adam, cumartesi olunca kafayı çekip göbek atıyor. Ben ne yapıyorum? Gördüğüm ilk duvara kafa atmak isteğiyle çıldırıyorum yine.
Tüm bunların anlamı ne diye düşünüyorum bazen. Yapılan hata ve işlenilen günahlar sonrası, bir günah çıkarma eylemi mi?
Benzer olayları çevremde aslında çok görüyorum. O yüzden şu sözü daha çok düşünmeye başladım:
Kim size namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o’dur!
Haklı olabilir mi diye ciddi ciddi düşündüm bugün.
Bazen insanların sırf cehennem ateşinde yanarım korkusuyla, iyi olmadıkları halde iyi rollere bürünmüş birer sahtekar olduklarını düşünüyorum. Her boku yeyip, tövbe etmek nasıl bir şeyse anlamadım bir türlü.
Ben bugün çok düşündüm gerçekten, varın biraz da siz düşünün.
Ayrıca şu yazımı da okursunuz diye iliştiriyorum buraya : Zorunlu din dersi, niye zorunlu?
Çok önemli bir konuya parmak basmışsın. Bizim milletimizde sekilcilik vardır. Namaza gider, dinden konuşur ama dinin emrettiklerini yapmaz. Hani bir laf vardır, "Kıyamet hacı hocalardan kopacak" diye. Bu adamlar yüzüne gerçekten dinini yaşayan dindarlara da güven kalmadı. Bu adamlar yüzünden millet dine soğuk bakar oldu. Hem namaz kılıp hem gelen geçen kadınlara bakıp olur olmaz konuşuyorsa o kişilerle muhatap olunmamali bence. Benim goruslerim böyle. Saygilar.
Benim dinle ya da insanların inançlarıyla bir alıp veremediğim yok aslında sadece çevremde bu tür insanlar görmekten çok rahatsız olmaya başladım. Yorumun için teşekkür ederim Cem.
"Münafık kafirden eşeddir." diye bir söz var, çok doğru. Dindarım diye görünüp aslında kalben yaşamayıp mış gibi görünen açıkça ben bir şeye inanmıyorun diyenden daha kötü. Allah indinde de kul gözünde de. Herkes taşıdığı candan mesul, ruhundan sorumlu. Ama aşikar bir şekilde örnekte bahsettiğiniz gibi riyakarlık yapanlara bir yumruk atmak lazım. Bunları tartıp biçip dertlenen kafamızı niye duvara vuralım ki. Allah razı gerisi boş, kalbi kaplayan iman cehennemin ateşini de cennetin güzelliklerini de düşünmez. Sadece O var herşey var der geçer.
Hep ne düşünürüm biliyor musun Begonvil sokağı aslında sadece iyi ve kötü insanlar var hepsi bu.
O adamlara(!), kafalarına bakıp şöyle denilmesi gerek: "Offf ne teneke ama, bomboş, vur vur ses çıksın". Güzel bir yazıydı, kaleminize sağlık 🙂
Teşekkür ederim Gazeteci N.G. ilk yorumun olduğu için bloguma hoş geldin bu arada.
Hayat çok karışık çıplak yazar,insanlar da öyle..içine bak kendine bak insanların nasıl olmasını istiyorsan o şekil önce sen ol ben bunu söylüyorum kendime herkesin hesabı da ameli de yazılır deftere..kendini kandırmanın alemi yok.
Kendini kandırmak bir insanın kendini söyleyip söyleyebileceği sanırım en büyük yalan.
Çıplak yazar, ne kadar doğru yazmışsın. Herkesin ibadeti, inancı kendine. Yapıp yapmamak, inanmakla inanmamak Allah ile kul arasında, bize düşmez. AMa maalesef ki, gösteriş üzerine ibadet yapanlar, başkalarına din-ahlak dersi vermeye çalışanlardan korkacak hale geldik. Halbuki islamiyette kul hakkının, gıybetin vb. ne kadar önemli olduğu işlerine gelmiyor ki böyle davranıyorlar. Beyin olarak başka yerlerini kullanan insanlar diyorum ben bunlara. Milletin kızına, eşine bu gözle bakabiliyorlar.
Acı ve gerçek olan bir şey var ki, bu tür insanların dini gösterişten çok hedeflerine ulaşmak için bir araç olarak kullanmaları.
Çok dogru her cümleyr katiliyorum. Baskasinin inancina karisacagina insan önce kendine bakmali. Ne baskasina karisirim ne de bana karisilmasini severim. Inanç Allahla kul arasindadir. Ayrica mis gibi yapan sözde dindarlar sadece kendilerini kandirirlar.
Ama bazen kimin (mış) gibi yaptığını fark edemiyoruz. Öylesine ustalıkla saklıyorlar ki iç yüzlerini, kimin doğru kimin eğri olduğunu bilemiyoruz.
"Kim size namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o'dur! Friedrich Nietzsche."
Böyle bir genelleme yapılamaz. Özellikle de dinde. Günümüzde malesef insanlar bir yandan günah işlerken bir yandan da güzel şeyler yapabilirler. Verdiğiniz örnekleri kesinlikle tasvip etmiyorum. Ama bu insanlar neden camiye, namaza gidiyor, gelmesin de denilemez. Oradan belki öğrenip bir daha yapmayacaktır. Ben de çok abes şeylerle karşılaşıyorum. Mesela cübbesiyle, sarığıyla ve sakalıyla adam sigara içiyor. Bizim inancımıza göre sigara haramdır. Adam haram işleyerek sünnete uyuyor. Ne yapacaksın şimdi?
Her okuduğum kitapta yeni bir bilgiyle karşılaşıp; bunu daha önce nasıl düşünemedim deyip hayretler içinde kalıyorsam; çok cahiliz demektir. Bu cehaletle insan pek çok hatalar yapacaktır.
Peki müslüman olmayan insanlar hiç mi hata yapmıyor hayatta?
Müslüman ile müslümanlık kavramlarının birbirinden farklı olduğunu ne yazık ki kimse anlamıyor. Sigaranın bazı insanların günah ya da haram, bazılarının ise mekruh demesini de garipsiyorum. 800 bin tl lik arabaya binen diyanetin israf haramdır fetvası bana normal gelmiyor.
En çokta şu tuhafıma gidiyor aslında. İslama göre çok eşlilik bir erkek için normal. Peki birinin ikinci ya da üçüncü karısı olmayı kimse neden istemiyor?
Çok doğru söylüyorsun yazdıklarınla toplum olarak cahiliz. Öylesine bir cahillik ki bu, Aziz Nesin'in de dediği gibi arapça küfür duysa dua sanacak insanlar var bu ülkede.
Yorumunuz için teşekkür ederim.
Çok eşlilik farz olsaydı mutlaka yapmak icap ederdi. Pek çok hikmetleri vardır. Gerektiğinde yapılabilir. Erkeklerin çok iyi idare etmesi lazım ki; bu çok zor.
Görünüşte kimse istemiyor ama islam dışı olarak pek ala yapılıyor. İslam 4 ile sınırlamışken; islam dışında bunun haddi hesabı yok.