• Ben Kimim?
tweet
paylaş
News

Kişisel Blog ve Öyküler

Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm. Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Rüya Günlükleri
    • Gece yarısı sayıklamalarıMariana
    • Gündelik
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Hikaye
  • Araştırma
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Sinema Yazıları
    • Ödüllü Kısa Filmler – Çıplak Yazar Tavsiyesi
    • En İyi Yabancı Diziler | IMDB 8 ve Üzeri
    • ÇMDB – Çıplak Yazar Movie Database
  • Bloggess
Çıplak Yazar - Kişisel Blog ve Öyküler
Yazmak İçin Okumak Mı Gerekli, Herkes Yazabilir Mi?

yazmak için okumak mı gerekli?

Yazmak İçin Okumak Mı Gerekli, Herkes Yazabilir Mi?

Yazmak bir sanat mıdır?

20 Temmuz 2016
Kategori: Bloggess
5 dk.
A A
29

Yazmak İçin Okumak Mı Gerekli, Herkes Yazabilir Mi? Bu konudaki deneyimlerimi ve fikirlerimi sizlerle paylaşamadan önce, her düşünceye saygı duygumu belirterek, görüşlerinizi açıkça dile getirmekte özgür olduğunuzu sizlere bir kez daha hatırlatmak isterim.

Yazmak İçin Okumak Mı Gerekli?

Aslında bugün rastlamış olduğum bir makale üzerine hissettiklerimi yazmak istedim. Yazıda blog yazarlığından ve kişisel blog olmak gibi kavramlardan oldukça bahsedilmiş. En çok dikkatimi çeken hususlardan biri de, yazarın ”yazmak için okumak gerekli” görüşünü savunmasıydı. Bu görüş üzerine yoğunlaşmadan önce ”yazmak nedir?” bunu düşünmek gerekir. Tabi herkesin kendine göre farklı yorumları olacaktır. Çünkü herkes birbirinden farklı hayatlar sürüyor ve yaşadığı hayatı da kendince farklı yorumluyor.

Bana göre yazmak; bir insanın o anki duygu ve düşüncelerini, kelimeler aracılığıyla soyut olmaktan çıkarıp somutlaştırması demektir. İnsan Neden Yazar başlıklı yazımda bunu detaylı olarak anlatmıştım zaten. O halde bir insanın duygu ve düşüncelerini yazarak aktarması için kitap okumasına gerek yoktur. Kitap okumanın yazmak üzerinde etkileri şüphesiz oldukça fazladır. Bazen tek bir cümle size satırlar dolusu cümleler yazdırır farklı ufuklar açar.

Terbiye edilmiş bir at gibi, kelimeler de nerede duracağını bilir bir hale gelir.

Yazmak Bir Sanat Mıdır?

Hayal kurmayı bilen herkes yazabilir! İyi ya da kötü yazmış olmanın önemini bir kenara bırakarak, asıl konunun ”yazmayı sevmek” olduğunu düşünen herkes bunu gayet iyi anlayacaktır.

Bana göre; en çok yazabilen, en çok hayal kurabilendir. Burada bir cümlenin altını ayrıca çizmek istiyorum. Çok yazmak, iyi yazmak değildir! Herkes yazabilir ama herkes iyi yazamaz. İyi yazmak ise sadece okumak, gözlemlemek ve hayal kurabilmekle mümkündür. İşte ancak böyle bir yazmak sanattır diyebiliriz.

Yazmak, resim yapmak, piyano çalmak gibi birbirinden farklı aktiviteleri birbirine bağlayan çok önemli bir nokta vardır. O da sıfırdan üretmektir. Hiç olmayan bir şeyi var etmektir. Tıpkı bu yazı gibi.

Beethoven’ın 9. senfonisi olan Neşeye Övgü‘yü tamamen sağır olduğu bir durumda bestelediğini çoğu kişi bilir. İşitmeden beste yapmak, ne kadar imkansız gibi gelse de öyle olmadığını artık hepimiz biliyoruz.

Peki görmeden yazmak ile işitmeden beste yapmanın ne farkı vardır?

İkisi de aslında farklı sanat dallarının birer parçasıdır. Yazmayı seven bir insanın kör olmasıyla, yazacak kelimeleri tükenmiş olabilir mi? Belki o defteri karalar ya da kocaman harflerle kocaman kağıtlara yazar hissettiklerini, belki de daktilo üzerinde yüzlerce imla hatası ile bitirir söylemek istediklerini. Yeter ki içindekileri dışa vurmaya yönelik olan yazmak eyleminden vazgeçmemiş ve hayalleri tükenmemiş olsun o insanın.

Boya kalemleriyle resim yapmayı seven bir çocuğun kağıtlarını alırsanız, resimlerini boş bulduğu duvarlara yapar. Yazmayı seven biri için de durum böyledir. Kitap okumasa da; blogu, defteri ya da kalemi olmasa da, bir şekilde yazmanın bir yolunu bulacaktır.

Herkes Yazabilir Mi?

Yazmak için okumak gerekli değildir. Herkes yazabilir. Şunu da belirtmek isterim ki yazdıklarından para kazanmak, başkaları okusun diye yazmak ya da popüler olmak gibi hırslara kapılanlar bir gün kendi kelimelerinin esiri olurlar. Belki de bir çoğunun düştüğü acınası durumlardır bunlar. İnsanlar ne okumak istiyor, nasıl bir yazı yazmalıyım? endişesi ile kendi duygu ve düşüncelerinizi sağlıklı olarak nasıl aktarabilirsiniz onlara? ”Hayatta başarılı olmanın 3 altın kuralı” diye atılan bir başlık ne kadar samimi olabilir ki? Çünkü bu bir taktiktir. Nitekim bu taktiği uygulayan çoğu sayfaya da rastlıyoruz. Onlar başkaları için yazıyor kendileri için değil. Onların bazıları popülerlik bazıları da nasıl faydalı bir yazı yazarım diye kıvranıp duruyor.

Bunların hiçbir önemi yok!

Dostoyevski’nin bazı romanlarını kumar borcunu ödeyebilmek için yazdığını çoğumuz biliriz. Burada bazılarınız şu soruyu sorabilir? Dostoyevski de para kazanmak için yazmış ama sen para hırsı ile yazmanın doğru olmadığını söyledin?

Peki Dostoyevski bir yazar değil de marangoz olsaydı ve yine kumar borcu ya da farklı borçları olan bir insan olsaydı, aynı şeyi söyleyebilir miydik? Dostoyevski kumar borcunu ödeyebilmek için gece gündüz kapı pencere yapıyor.

Dikkatinizi çekmek istediğim nokta şu:

Marangoz olmak için o işi büyük bir aşkla yapmak ya da sevmeye gerek yok. Fakat yazmak için aynı durum söz konusu değildir! Dostoyevski yazmayı sevmiyor olsaydı, bugün dünyaca ünlü yazarlar arasında olmazdı.

Özetle iki şeyi vurgulamak istiyorum :

Bunlardan birincisi; para kazanmak için yazıyorum demek.
İkincisi ise; sevdiğim için yazıyorum, insanlar yazdıklarımı değerli buluyor ve bu şekilde para kazanıyorum. Bu iki düşünce arasındaki farkı umarım kavrayabilmişsinizdir.

Unutmayın!

Yazmak için ilk başta yazmayı sevmek sonra da hayal kurmayı bilmek gereklidir.

Dilerseniz şu yazılarımı da okuyabilirsiniz :

  • Aynı anda iki blog yazmak 🙂
  • Okuduklarımızın ne kadarını anlıyoruz?
  • Aynı anda 3 kitap okumak
Paylaş8Tweet5GönderPaylaş

Bu yazıyı Sevdin mi?

O hâlde yeni yazılar için abone ol ve takipte kalmaya devam et.

Sadece yeni yazı olduğunda 1 adet eposta alırsınız.

Ciplak Yazar

Ciplak Yazar

Kim neler demiş? 29

  1. Didem says:
    11 ay önce

    Bu bilgileri bizimle paylastiginiz için tesekkür ederim.

    Saygilar Didem

    Cevapla
  2. zaferb says:
    3 sene önce

    Kaleminize sağlık.
    Özellikle maddi kazanç beklemeksizin yazanların biraz kendi için yazdığını düşünüyorum. Bence yazmak bir ihtiyacın ürünüdür.

    Cevapla
  3. Semi says:
    3 sene önce

    Herkes yazabilir, bu kesinlikle doğru. Kitap okumanın yazmaya katkısı da tartışılmaz. Çok kitap okuyan herkes iyi yazacak diye bir sonuç da çıkaramayız. Çünkü her iş gibi yazmayı da sevmek lâzım. Marangoz da olsak bu böyle. İşini sevgiyle yapanın elinden çıkan her iş farklı olur. Herkes yemek yapar, karnını doyurur. Ancak yemeği sadece karın doyurmak düşünmeyip sevgiyle mutfağa girerse şahane bir yemek çıkar ortaya.

    Cevapla
  4. Ayhan KORKMAZ says:
    4 sene önce

    Yazmak için okumak mu gerekir ? Güzel soru aslında insanı yazmaya ve okumaya teşvik ediyor. Yazıda da denildiği gibi herkes yazabilir. Ancak güzel yazmak için başkalarından güzel yazıları okumak, düşünmek ve bolca kötü yazmak gerekir. Sonrasında yazdığımız kötü yazıları okudukça yaptığımız hataları keşfederek daha iyi yazabiliriz.

    Bu nedenle bu konuda benim en önem verdiğim nokta yazmak ve yine yazmak. Zaten zamanla iyi yazmaya başlarsınız. Yazın arkadaşlar yazın !

    Cevapla
    • Ciplak Yazar says:
      4 sene önce

      Bisiklet sürmek gibi değil mi önce düşer kolunu bacağını yaralarsın sonra dengede durmayı öğrenir ve sürmeye başlarsın. Ama ilk başta aslında sürmeyi bilmemekten ziyade düşmek gerektiği için düşeriz.

      Cevapla
  5. Yağmur Yağar says:
    4 sene önce

    Yazmanın sana göre tanımıyla bana göre tanımı tamamen aynı. Hal böyle olunca düşündüklerimi yazmak için kitap okumanın şart olduğunu düşünmüyorum. Kaldı ki uzundur okumadan salt yazıyorum. Ha belki okusam ifadelerim daha güzel olacaktı ama bu o anki duygu ve düşüncelerimi değiştirmeyecekti. Dolayısıyla sonucu değiştirmeyecek ama süreci güzelleştirecek bir eylemde bulunmuş olacaktım.
    İçinde yazma isteği olan bir kişi zaten buna karşı koyamaz ve yazar. Hele birde hayalgücü varsa yazdıkları tadından yenmez. Çokta şaapmadan yazmak lazım diye düşünüyorum.

    ** Son öyküler bölümündeki resimlerin sürekli dönmesinden yazıyı zor okudum be çıplak. Sabitlesen daha iyi olmaz mı?

    Cevapla
    • Ciplak Yazar says:
      4 sene önce

      Çok okuyor musun bilmiyorum ama senin yazıların zaten güzel Yağmur. Bir filmde şöyle bir repliği hatırladım şimdi.
      İki kadın konuşuyor, biri roman okumaktan falan bahsediyordu sanırım. Diğeri de boşver. Bizim yazacak kendi hikayelerimiz var diyor. 🙂
      Yani insan yazarken aslında hayat tecrübelerini de aktarıyor. Bu durumda çok tecrübeli olan çok okuyandan daha üstün gözüyle bakıyorum ben. Yani bir olayı başkasından dinlemek ile o olayı yaşamak gibi.

      Ayrıca uyarın için sağol. Tema da bazı sıkıntılar var aslında. Bir türlü çözemedim. Bazen kendi kendine düzeliyor bazen de öyle hatalar oluyor. İlerde belki eli yüzü düzgün temiz bir tema satın alırım.

      Cevapla
  6. emine says:
    4 sene önce

    Anlıyorum sizi , fakat
    Empati derken , yazmayı seven biri ise karşınızdaki aynı duygulari paylaşıyor demek istemiştim.
    Kendi fikir ve düşünceme gelince, okudukça yazmayı , yazdıkca yazmayı ve okumayı daha çok seviyor insan.
    " her insan en az bir kitap veya bir makale okur.fakat her insan yazamaz .yazmak , ayrı bir yetenek ve meziyettir " .

    Cevapla
    • Ciplak Yazar says:
      4 sene önce

      Kesinlikle öyle. Ben de bunu anlatmak istemiştim zaten. Yazmak için önce yazmayı sevmek gerekli.

      Cevapla
Sonraki

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

EN YENİ YAZILAR

Sülün Osman’a Şapka Çıkarttıracak Bir Dolandırıcılık Hikâyesi

Sülün Osman’a Şapka Çıkarttıracak Bir Dolandırıcılık Hikâyesi

23 Ocak 2021
121

Yarım saate ordayım. Sürse sürse ne kadar sürer ki zaten?

Yarım saate ordayım. Sürse sürse ne kadar sürer ki zaten?

8 Ocak 2021
474

400 yıl sonra haklı çıkmak! | Giordano Bruno’nun ilginç hikâyesi

400 yıl sonra haklı çıkmak! | Giordano Bruno’nun ilginç hikâyesi

21 Kasım 2020
538

Geri Sonraki
Reklam Ver
Reklam Ver
Reklam Ver
Twitter Instagram Pinterest Youtube RSS

Sayfalar

  • Arşiv
  • Misafir Yazarlık
  • Destek Ol
  • Ben Kimim?
  • Reklam Hizmetleri
  • Mesaj

Sponsor Yazılar

En Ucuz Uçak Bileti Nasıl Bulunur?

Sponsor Bağlantılar

İstanbul Evden Eve Nakliyat Uluslararası Evden Eve Nakliyat Siteniz burada gözüksün!

İçerikleri paylaşırken lütfen kaynak gösteriniz!© 2016 - 2020 Çıplak Yazar - Kişisel Blog & Kısa Hikayeler

Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Aforizmalar
  • Araştırma
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Gündelik
  • Hikâyeler
    • Hikâye Arşivi
    • Sesli Kitap Arşivi
    • Sadece 100 kelime!
  • Mizah
  • sinemaskop
    • Sinema Yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Yabancı Diziler
  • Yaşam ve İnsan
  • Mesaj Gönder
Ciplakyazar olarak prensip edindiğimiz birkaç temel ilkemiz var. Dilerseniz Gizlilik Politikası sayfasını ziyaret ederek okuyabilirsiniz.