Saat henüz 19.48 …
1799 yılından beri üzerine milyarlarca kişinin ayak bastığı mermer kaldırımlarda şimdi biz yürüyoruz kendi ayak izlerimizi geride bırakarak… Yaz ayındayız ve henüz güneşe veda etme vaktimiz gelmemiş. Güneş, sahneyi Buena Vista Social Club’a bırakmak için aceleci davranmıyor. Çimlerde oturan, biralarını yudumlayan, ruhu enerji ile dolup taşan, duştan çıkıp ıslak saçla çıkanların saçlarını ve tenlerini ısıtmakla meşgul. Sarı olduğunu her an vurgulamak istercesine, gözlüklerinden içeri sızmaya çalışıyor. Atmosfere uyum sağlamak istediğinden olsa gerek… Sapsarı ve capcanlı…
Konser alanına gelmişiz. Sıcacık gülümsemesi ile gencecik biri çarpıyor omzuma elinde biralarla. Sıcak bakışlarını ve vakit kaybetmeden lafa giriyor: ‘Stai bene? Perdone!’ Elime tutuşturuveriyor bir birayı özür maksadıyla.
Karşımda 70’li yaşlarda, hareketli dans figürleri ile görsel şölen sunan bir çift görüyor, mutluluğun notalar arasında gizli olduğuna bir kez daha şahit oluyorum. Çevremdeki onlarca kişiyle aynı ritimde attığını düşündüğüm kalbimi fark edince hafif bir mutluluk ürpertisi hissediyorum.
Konserin bağlayacağı anonsu ile daha da bir keyifleniyorum ve içi boşalan bira bardağını geri vermek için o genç çocuğa doğru yol alıyorum…
***
Yazının Fransızca çevirisi:
İl est 19h48 …
Nous marchons sur les pavés qui avaient été construit en 1799. Des milliards de personnes laissaient leurs empreintes de pas depuis cette année là et nous les laissons aussi dernière de nous.
Nous sommes en été et le soleil n’est pas encore couché. Il ne se dépêche pas, pour laisser la scène au Buena Vista Social club. Il s’occupe de réchauffer les peaux et les cheveux des gens qui s’asseyent sur les pelouses, qui boivent ses bières et qui parlent avec a voix haute. Quelle énergie !
Le soleil voudrait souligner qu’il est jaune et pour cela, il tente de transpercer les lunettes de soleil des passants, afin de transmettre. Comme s’il voulait ‘harmoniser l’atmosphère avec ses bonnes ondes.
Nous arrivons à l’aréna de concert. Un homme au sourire chaud, tiens des bières et me frappe par accident. En ne perdant pas son regard chaud, il me demande :’ Stai bene? Perdone!’ et me donne l’une de ses bières pour s’excuser.
En face de moi, il y a un couple d’ environ 70 ans. Ils font des figures de danses très énergique. Je remarque encore une fois que le bonheur est caché entre les notes de musique.
Je réalise que mon cœur suit le rythme des personnes qui m’entourent. A ce moment là, tout le monde partage la même sensation : le bonheur et la paix.
Je me sens mieux quand j’entends l’annonce qui avertit que le concert commence dans quelques minutes.
Afin de redonner le verre qui ne contient plus de bière, je marche vers le gens que vous connaissez…
Yazar Hakkında: 17 yaşındayım ve İzmir Saint Joseph Lisesi’nde eğitim hayatıma devam etmekteyim. Hayal kurmanın en büyük özgürlük ve özgünlük olduğunu düşünüyorum.
Bu blogda yer alan kısa hikaye ve uzun hikayeler izinsiz olarak alınamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz! Dram, bilim kurgu, gerilim, korku, hayatın içinden, çocuk hikayeleri, kısa hikayeler ve daha fazlası için hikaye kategorisini ziyaret edebilirsiniz.
17 yaşında birinin kaleminden bir şeyler okumak umut verici. Kısa bir öyküden çok anın betimlemesi gibi hissettim ben. Kalemin daim olsun Şule. Sana da teşekkürler Çıplak Yazar. Böyle genç yeteneklere destek olmak önemli.
Evet evet ben de hayal dünyamda oluşturduğum bir anı paylaşmak istemiştim, eğer bunu size gecirebildiysem ne mutlu. Güzel temennileriniz için teşekkür ederim.
Sanki bir an’i degil de icinden bambaska bir hikaye cikacak devasi bir kitabin sayfalarini ceviriyormus gibi okudum..Devamini bekliyoruz ..Ozgun ve Ozgur kal..
Bu güzel yorumunuz için çok teşekkür ederiiim. Bu ânı düş dünyanızda devam ettirmeniz ve hikayeyi tamamlamanız dileği ile…