Komedyenlik hayatına 90’lı yıllarda başlayan Cem Yılmaz, ilk filmi olan Her şey çok güzel olacak filmi ile mükemmel bir giriş yapmış, zaman içerisinde becerilerini geliştirmekte geri kalmayıp, kendi senaryolarını ve bilim kurgu filmlerini çekmeye başlamıştır. Cem Yılmaz kesinlikle Türk Sinemasına farklı bir bakış açısı getiren ender sanatçılardan biridir. Çünkü şimdiye dek bilim kurgu alanında Turist Ömer Uzay Yolunda gibi pek nadir filmlerimiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Keza Turist Ömer Uzay yolunda filmi bile çekim yılını ve şartlarını göz önünde bulunduracak olursak oldukça kaliteli bir yapımdır.
Cem Yılmaz’ın komedyenliğinin yanı sıra mükemmel bir gözlem ve analizci yeteneğine sahip olduğunu stand-up gösterilerinden fark edebiliyoruz. Çünkü anlattıkları sıradan ve bildiğimiz şeyler olsa da, kendi bakış açısı ve anlatımı ile farkındalık yaratmayı başarmış ve kendi kitlesini oluşturmuştur.
Peki Cem Yılmaz Çektiği Filmlerle Türk Sinemasına Neler Kattı?
Bana göre Cem Yılmaz’ın özellikle bilim kurgu filmlerinde (gerçeklikle alay etme) özelliği var. Mesela sıradan bir bilim kurgu filminde her şey mükemmel ve kasıntı içinde planlanmışken, Cem Yılmaz bu kasıntılığı bir kenara atıp kendi hayal dünyasında yaratmış olduğu farklı bir bakış açısıyla bilim kurgu yazmayı çok iyi biliyor. Hatta bu yeni ve farklı bakış açısı izleyiciler tarafından öylesine sevildi ki, Gora filminin ardından adını vermek istemediğim (Gora gibi) benzeri filmler bile çekildi ama aynı başarıyı yakalayamadı tabi ki. Çünkü Gora tamamen kendine özgü ve farklı senaryoya sahipti. Cem Yılmaz Bir Tat Bir Doku gösterisinde Gora’nın alt yapısını oluşturacak hikayelerden zaten oldukça fazla söz ediyordu. Eğer o eski gösterileri izlerseniz bunu fark edebilirsiniz.
Diğer bir filmi olan Yahşi Batı’yı ele alalım.
Şimdiye dek Türk yapımı kaç kovboy filmi izlediniz? Yok denecek kadar az değil mi? Çünkü her hafta sonları sabah TRT de izlediğimiz vahşi batılı, kovboylu filmler, bizim kültürümüzden uzak olduğu için Türk sinema sektöründe rağbet görmeyen bir alana giriyordu. Ancak Cem Yılmaz ben bu senaryoyu yazarım bu filmi de çekerim deyip, yine bizi bambaşka dünyalara götürdü. İşte Türk Sineması adına Cem Yılmaz’ın katmış olduğu en önemli şey bana göre budur. Farklı bir bakış açısıyla izleyiciye yeni filmler sunması. Hanginiz Süt kardeşler filminde gördüğümüz Gulyabaniyi yeniden görmeyi umuyordu mesela? Ama Cem Yılmaz bize onu Pek yakında filmiyle yeniden gösterdi. Mesele zaten Gulyabaniyi görmek değil, onu gösterebilmek! Çünkü hadi bir senaryo yazın içinde şu bizim eski Gulyabani de olsun deseler, onu bir senaryoya nasıl dahil edeceğinizi bilemezdiniz. İşte Cem Yılmaz’ın farkı da burada.
Oyuncu Gibi Oyuncu
Bazı oyunculara baktığınızda girmiş olduğu kalıptan bir türlü çıkamazlar. Mesela sürekli aşk filmlerinde oynamış bir oyuncu aksiyon filmine gelince tökezliyor. Ya da ağır abi, kabadayı rolleriyle ünlenmiş oyuncular, komedi filmlerinde sınıfta kalıyor. Bana göre iyi bir oyuncu her karakteri oynayabilen oyuncudur. Eski Türk filmlerini neden çok izliyoruz başlıklı yazımda da bu konudan bahsetmiştim. Elbette değerli bir çok sinema oyuncumuz var ama aklıma ilk gelen nedense Şener Şen oldu. Şener Şen’i biz hangi rollerde görmedik mesela? Hababam Sınıfı’nın Badi Ekrem’i, Domates satan Züğürt Ağası, sokakta deliler gibi koşan Çıplak Vatandaşı, Gönül Yarası’nın taksi şoförü.. gibi saymakla bitmeyen bir çok filmin farklı karakterleri olarak gördük. Peki şu anda bu çeşitli karakterleri oynayabilecek kaç oyuncu tanıyorsunuz? Yok denecek kadar az! Bence şimdiki oyuncular en büyük hatayı da burada yapıyor. Kendilerine gelen film tekliflerinde sırf karakteri beğenmediği için belki de reddediyor. Oysa bu karakterleri oynamak sektörün içinde pişmek için güzel bir fırsat niteliği taşıyor. Cem Yılmaz’ın da komedyen olduğu halde böyle farklı karakterlerde oynaması (oynayabilmesi) bize oyunculuk kabiliyetini gösteriyor. Mesela Av Mevsimi filmindeki İdris karakteri ile İftarlık Gazoz filmindeki Cibar Kemal karakterini yan yana koyun. Adam oynayabilmiş diyorsunuz. Umarım böyle farklı karakterlerde oynamaya devam eder.
Neden hep aynı oyuncular?
Ancak anlayamadığım bir durum var. Bunu Pek yakında filmini izledikten sonra yazmış olduğum yazıda da belirtmiştim. Neden sürekli aynı kişilerle film çekiyor? Aralarında sağlam bir dostluk olduğuna şüphe yok. Ancak bir izleyici olarak bunu merak etmiyor değilim. Mesela Arog, Yahşi Batı, Gora ve Pek Yakında filmlerinde (Ozan Güven, Özkan Uğur, Zafer Algöz) var. Yeni filmi olan Arif V 216 filminde de bu isimleri göreceğimiz fragmandan anlaşıldı. Bir devam filmi olduğu için bir kaç oyuncunun aynı olması normal karşılanabilir. Ancak Pek Yakında ve Yahşi Batı bu filmlerden tamamen farklı bir senaryoya sahip olmasına rağmen yine ısrarla aynı kadroyla film yapıyor. Filmler kötü demiyorum sadece neden farklı sanatçılarla çalışmıyor bunu merak ediyorum.
Yapımcılar Artık İki Çeşit Film Yapıyor
Ancak bir konuda daha düşüncelerimi belirtmek istiyorum. Bana göre iki tür film var. Birincisi halk ne seviyor, ne izler diye onu çekenler, ikincisi biz nasıl güzel film yaparız diyenler. Bunları yazarken Sadri Alışık’ın Ahhh Güzel İstanbul filmindeki şu sahne geldi gözümün önüne. Çünkü bu sahnede kolay para kazanmanın yolunu buldum diyerek, tam da bunu anlatmış Sadri Abimiz. Lütfen videoyu başlatın ve 01:14:00 saniyesindeki söylediklerine özellikle kulak verin.
Arif V 216 İçin İyi Seyirler
Son olarak sizi Cem Yılmaz’ın son filmi olan Arif V 216 fragmanıyla baş başa bırakıyorum. 0:28 saniye de ayrıca güzel bir sahne olmuş. 😉
Söylediklerine katılıyorum gerçekten çok güzel şeyler kattı türk sinemasına cem yılmaz tüm filmlerini izledim severek bu son filmini de merakla bekliyorum gerçekten dilerim daha bir çok güzel filimler katar bizlere …emeğine sağlık güzel bir anlatım olmuş hele Sadri alışık çok güzel renk katmış 😊sevgiler …
Yazı biraz uzun olduğu için sonuna kadar okuduğun için teşekkür ederim.
Aynı kadroyu kullanmasının 2 sebebi olabilir. birincisi Ertem Eğilmez gibi kendi kadrosunu oluşturması. ikincisi sevdiği oyuncularla çalışmak istemesi.
Ertem Eğilmez tartışmasız büyük bir yönetmen. Ama konunun bunla ilgisi olduğunu açıkçası düşünmüyorum. Sevdiği oyuncularla çalışmak istemesi belki olabilir. Bir de belki de (çalışabileceği) oyuncu yoktur. Ne bileyim kimisi belki uçuk kaçık meblağlar isteyebilir. Ya da çekimler sırasında özveriyle çalışmayabilir.