Bu benim ilk radyo yayını denemem. Daha doğrusu internet üzerinden ilk radyo yayını denemem. Tecrüben olmadığı için radyo yayını nasıl yapılır konusunda hayli acemilik çektikten ve araştırmalar yaptıktan sonra öğrendiklerimi bir bir anlatmak istedim.
Alo, alo, deneme, deneme..
Deneme, bir, iki, üç..
Deneme, deneme..
Bu kulaklık çalışıyor mu bilmiyorum. Beni duyan birileri var mı, onu da bilmiyorum. Bu 2038 sefer sayılı uçağın, pilot kabininden yapmış olduğum bir yardım çağrısı değildir. Sadece mixler sitesinden yapmış olduğum bu dandik yayının, ilk test yayınını gerçekleştiriyorum. Aslında gerçekleştiremiyorum çünkü adı üstünde test olduğu için, şu anda hiçbir şeyin doğru çalışıp çalışmadığından emin değilim.
Her şey böyle başladı
Eveet.
Geçen aylarda başlamış olduğum radyo yayını programına girişim tam olarak buna benzer bir şekilde olmuştu. O yüzden hem bir anı olması için, hem de sizlerle paylaşmak istediğim için bunu bizzat yazmak istedim. Şimdiye kadar yapmış olduğum toplam 10-15 yayında neler öğrendim ve ne gibiler zorluklar yaşadım, kısacası edinmiş olduğum tecrübelerden bahsedeceğim.
İlk olarak blog sözlük radyo yayını ile heves ettiğim bu iş, sonrasında acaba ben de yapabilir miyim sorusunu oluşturmuştu aklımda. Fakat hiç tanımadığım insanlarla ne konuşacağım ya da onlara neler anlatacağım düşüncesi açıkçası ilk başlarda çok germişti beni. Bu yüzden somut olarak hiçbir girişimde bulunmadan, kendimi bu sürece psikolojik olarak hazırlamaya karar verdim. Size saçma gelse de, her gün iş gereği tanımadığım onca insanla konuştuğumu düşününce, en azından tanımadığım insanlara sesimi duyurmak konusundaki o gerginliği üzerimden atmıştım.
İkinci olarak mahalle berberinin yanındaki tanıdık olan arkadaşımın telefoncu dükkanına girerek, kendime en ucuzundan bir mikrofon aldım. Böylece teknik açıdan malzeme gereksinimini de tamamlamış oldum. Ardından mixlr sitesinden test yayınları ile yalnız başıma, kendi telefonumdan kendi yayınımı online dinleyerek denemeler yaptım. Bu denemeler esnasında odamı da, ruhen iyi hissedeceğim bir ortam haline dönüştürmeyi ihmal etmedim. Dönüşüm dediysem öyle çok şey değildi tabi. Her yayına başladığımda büyük bir fincan kahve ve mum ışığı arkadaşlarım olmuştu. İçebileceğim kadar sınırsız sigaramın olması ise, sırtıma koyduğum yastık gibiydi.
İnternet üzerinden radyo yayını deneyimlerim:
Ah bu şarkıların gözü kör olsun..
Olsun abicim hakikaten olsun. Meğer radyoda şarkı çalmak ne zor şeymiş. Kendim sürekli bozuk plak gibi aynı şarkıları dinlediğimden, radyoda yayın esnasında şarkı seçimi için hayli zorlanmıştım. Fakat sonrasında bu sorunu da bir şekilde hallettim. Fon müziği elbette bir radyo yayını için olmazsa olmazdır. Yapmış olduğum ilk yayınlarda bir fon müziği kullanmamış olmamı da, ayrıca büyük bir eksiklik olarak görüyorum.
Radyo katılımcısı olmaz olur mu?
Konuk olarak bir kaç kişi, alsam mı diye ilk başlarda çok düşündüm. Hatta bu fon müziği meselesi de ilk olarak burada patlak vermişti. Çünkü bir dinleyicim şiir okuyacaktı fakat fon müziği olmadığından öylece ortada kaldık. Şimdiye kadar neden aklıma gelmedi diye dank etmişti kafama o an bu durum. O yüzden yeni fon müzikleri arayışı içine girerek bu eksikliği de kısa sürede giderdim. Bir diğer karşılaştığım zorluk ise, skype üzerinden radyoya konuk eklemek konusu olmuştu. Ben mi çok konuşuyorum ya da katılan mı ayrılmak istemiyor anlamadığımdan, Kırk dakika, bir saat, hatta iki saat bir katılımcı ile sohbet ettiğim zamanlar oldu. Fakat bu süreleri ayarlamam gerektiğini geç de olsa fark etmiştim. Bu yüzden maximum on beş dakikalık bir zaman dilimi olarak, bu işi de standart bir süreye indirdim.
Dikkat elektrikler gidebilir!
Ne de olsa Türkiye’de yaşıyoruz. Yıl olmuş 2017 derken bile elektrik kesintilerinin hala hayatımızı alt üst ettiği gerçeğini görmezden gelmek olmazdı. Ben de ilk kez radyo yayını esnasında elektrik kesintisi yaşadım. Dinleyicilere mahcup oldum ama yapabileceğim pek de bir şey yoktu. Yayına telefonla girip, kusura bakmayın elektrikler kesildi bu yüzden yayında kesildi demek dışında tabi. Bu sebeple şunu anladım ki, sıradan da olsa amatör bir radyo yayını yapıyorsanız, küçük de olsa bir power bulundurmanın iyi olacağını düşündüm. Almadım tabi. (Sponsor olunulur haberiniz olsun)
Aralara şiir serpiştirme
Kendi yayınımı bir düzene oturtmaya çalışırken, bir yandan da diğer mixler yayınları da dinlemeye başladım. Tesadüfen denk geldiğim ve durmadan şiir okuyan bir yayını dinlediğimde ise, çok hoşuma gitti ve kafamda acaba bende mi şiir okusam diye bir fikir oluşmuştu. Fakat sürekli şarkı ve konuşmanın ardından, aralarda şiir okuma isteğim olsa da, o potansiyeli kendimde hiç göremedim. Şiir düz yazı değil çünkü, bir duygu var orada. Onu vurgulamak önemli. Fakat canlı okuyamasam da, kendi kendime okuyarak kaydetmeye çalıştım. Bazı şiirlerde ise hiçbir noktalama işaretinin olmaması, şiir okumamı zorlaştıran diğer nedenlerden biriydi. Bir kaç denemenin ve yakın arkadaşımın gaz vermesi neticesinde okuyabildiğimi fark ettim. İyi mi oldu kötü mü ama okuyabildim işte.
Canlı olarak hala şiir okuma cesaretinde bulunmak istemiyorum açıkçası o yüzden şimdilik cansız yayın ile önceden okuyup kayıt ettiğim şiirleri dinletmeyi daha uygun buluyorum.
Seslendirmiş olduğum şiiri dinlemek isterseniz size şu kaydı dinletebilirim.
Göğe bakma durağı adlı şiiri okumamak olmazdı elbette. Onu da başka zaman yayınlarım diye umuyorum.
Teknik bilgin var mı arkadaşım?
Bu işi meslek olarak yapanlar nasıl yapıyordu peki? Kendi amatör yayınıma biraz da olsa, renk katmak ve dengeye oturtmak adına faydalı kaynakları araştırmaya başladım. Örneğin şu yazının bana gerçekten çok faydası olmuştu. Bir yayının taslak olarak nasıl hazırlandığı konusunda az da olsa fikir sahibi olmuştum. Hoş ben önceleri bir taslak olduğunu da bilmiyordum. Öyle havadan sudan konuşuyor bu radyocular diyordum. Ben de bir taslak hazırlardım fakat blog yazmanın yanı sıra, radyo yayını için böyle bir taslak hazırlamak, açıkçası gözüme geldi ve bu yüzden doğaçlama bir yayın yapmayı daha çok benimsedim. Onun dışında mikrofon ve ses ayaları ile ilgili bir çok video izleyerek ufak tefek bazı ayarlamalar yaptım.
Hangi günler yayın yapmalı?
Kafama takılan bir diğer soru ise, hangi gün yayın yapmalıyım sorusu olmuştu. Sonuçta insanlar da kendilerini ona göre ayarlayacak ve belki de daha fazla katılımcı olacaktı. Fakat kendim için yapmış olduğum bu yayını, kafamı dağıtmak için açtığımı hatırlayıp, belirli bir günde yayın yapmayı pek uygun bulmamıştım. Çünkü neticesinde insanız. Örneğin her perşembe şu saatte yayın var diye bir duyuru yapmış olsam, sonraki perşembe belki de kendimi hiç iyi hissetmeyeceğim. Çok yorgun olacağım ve bu yüzden o yayını yapmak istemeyeceğim. Fakat söz vermiş olduğum için, kendimi o yayını yapmak zorunda hissedeceğim. O yüzden bu kararı almamın tek nedeni, tam olarak bu baskı altında kalmamaktı. Çünkü kendim keyif almadığım bir şeyden, başkalarının keyif almasını bekleyemezdim. Ki şu ana kadar yapmış olduğum her yayından ayrı bir keyif aldım. Kısacası yayının belirli gün ve saati yok. Her an, hatta siz bu yazıyı okurken bile yayın yapıyor olabilirim.
İçerik ve konu sıkıntısı
Blog yazarlığında konu sıkıntısı çekmenin yanı sıra, yayında canlı canlı bir şeyler düşünüp konuşmak gerçekten de hayli zor.
Bir yerlerde insanların sorunları çözmekten çok, o sorunların etrafında dönüp durmaya daha fazla zaman harcadıklarını okumuştum. Bu gerçekten de doğruydu. Konumuz yok, konu önerin, hadi bir konu bulun diye diye, zaten kısıtlı olan yayın saatinin yarım saatini böylelikle yemiş oluyoruz. Halbuki önceden ufakta olsa hazırlık yapılsa, ne bileyim sadece başlıklar halinde alınacak olan notların bile faydası olacaktır mutlaka. Ya da olayı akışına bırakmak belki de en iyisi. Zira her yayında kendi yaptığımda buydu. Yayın yapacağım gün bugün nelerden bahsetsem diye düşündüğümde, sonrasında amannn nasıl olsa bir şeyler bulurum. Şimdiye kadar nasıl yaptıysam, bundan sonra da o şekilde yaparım diyerek öyle götürdüm yayınları.
Heyecan olmazsa olmuyor
Her yayına başladığımda içimde salakça bir heyecan oluyor. Ama düşününce içinde heyecan olmayan bir iş, bir yerden sonra zaten bıkkınlık vermeye başlayacaktır. Bu yüzden o tatlı heyecanımı seviyorum açıkçası, hem belki dinleyenler de bu heyecanın farkında oldukları için dinliyordur kim bilir..
Son olarak;
”Can sıkıntısının sebep olduğu radyo yayını” sloganı ile başlamış olduğum bu yayına, en başından beri destek veren ve dinleyen insanlar var. Beni ayakta tutan şey ise; kesinlikle o insanların desteği olmuştur. O yüzden buradan o insanlara da çok teşekkür ediyorum. Ayrıca önerileriniz ve konuyla ilgili düşüncelerinizi yazarsanız çok sevinirim.
Radyo Kanalımdan takip etmek için Çıplak Yazar is on Mixlr adresine tıklayabilirsiniz.
Çok güzel bir yazı olmuş. Seni dinlemekten zevk alıyorum. Umarım yayın yapmaya devam edersin.
Kesinlikle devam edeceğim Yasemin. Her yayında bulunup beni dinlediğin için ayrıca teşekkür ederim.
Yaptığın birçok yayına katıldım , dinledim. Dinlemekten her zaman zevk aldığım , hatta bazı günlerde yapsa bir radyo yayını da can sıkıntım gitse dediğim , bir içimden geçirmişliğim var her daim. Kulaklarımızdan ve kulaklıklarımızdan eksik olma sen kardeşim 🙂 Zevkle dinlemeye devam edeceğim.
Güzel dileklerin için teşekkür ederim Ramazan. Seni tanıdığıma çok memnun oldum. Umarım sonraki yayınlarda da katılırsın ve güzel sohbetler ederiz.
Radyo kanalın hayırlı olsun 😉 Eski bir radyocu olarak merakla okudum yazını.İlk kez duydum bu tarz radyo yayınının varlığını.Eski radyo anılarıma gittim ve tekrar mümkün olabileceği fikri heyecanlandırdı.
Aytül Hanım maşallah sizin de on parmağınızda on marifet. Sizi de konuk olarak almak isterim doğrusu yayına. Hatta yayın öncesi konuşarak tecrübelerinizden yararlanmak isterim.
Internet üzerinden radyo yayınına dair hiçbir bilgim yok.Çok memnun olurum ☺
Tamam öyleyse sonraki radyo yayınıma sizi de bekliyorum. 🙂
Yayın için linke tıklıyorum ama ulaşamadım sizinkine. Daha detaylı anlatabilir seniz sevinirim.
google chrome de açmaya çalışırsanız bir sorun olmayacaktır diye umuyorum.
hani bazen canın sıkılır da dersin ya 'falanca dostum arasa da bi çay içmeye çağırsa da şöyle bir dertleşsek' diye, işte bu etkiyle özdeş yayın yapıyorsun kardeşim, çıplakyazar bir yayın yapsa diyorum bazı akşamlar.
başından beri neredeyse tüm yayınlarına katılmış biri olarak yazını okurken "aa evet öyle olmuştu" deyip deyip gülümseyerek okudum yazını. nasıl ki yayınların samimiyet kokuyorsa aynı şekilde de yazıya dökmüşsün. yayınlarında bir dost meclisi bir aile ortamı olmasını da aynı şekilde bu içtenliğine bağlıyorum. böyle bir işe adım attığın için teşekkür ederim.
lalbakkal
Eyvallah lalbakkal.
Sende iyi ki gelip dinledin. Çünkü kafa dengi biri olmayınca yayın yapmanında bir anlamı yok benim için. Sende o kafa dengi adamlardansın.
Kahve bahane derler ya.. Bize de yayın bahane aslında. Senin gibi güzel insanlarla tanışıyorum daha ne olsun. 🙂
öncelikle tebrik ederim. güzel bir yazı olmuş. okurken bile sanki yayındaymış gibi hissettim. senin o heyecanını içtenliğini hissettim. sakın bırakma radyoyu ve gayet başarılısın. elimizden geldiği kadar yanındayız.
stajerdeli
Çok teşekkür ederim stajerdeli. Önerilerini de dikkate alacağım kesinlikle. Hatta kolları sıvadım bile. 🙂
Oldukça samimi, eğlenceli ve değerli bir radyo yayını olduğunu düşündüğüm her gördüğümde katılmaya çaba gösterdiğim bir yayın. Bu konuda yazı yazmana ayrıca sevindim ve paylaştığın yazıyı da beğendim. Umarım bu güzel yayına devam edersin arkadaşım. 🙂 Başarıların devamını gönülden dilerim. Her zaman yanındayım.