İnsan doğumdan ölüme kadar sürekli gelişim içinde olan bir varlıktır. Genetik faktörler ve en önemlisi de çevre faktörü insanın ruh sağlığını etkilemektedir. Ruh sağlığın temelleri diğer gelişim aşamalarında olduğu gibi çocukluk döneminde kişinin yaşadığı olaylar ve çevresel faktörler ileriki yaşamında da kişinin olaylara verdiği tepki ve tutunduğu bakış açısını belirlemektedir.
Ankara Psikiyatri Merkezi olarak faaliyet gösteren Erdem Psikiyatri: (www.erdempsikiyatri.com)’nin kurucularından Doç. Dr. Murat Erdem’e göre: İnsanların geleceğe ilişkin kaygıları, yaşam şartları, ailevi ve çevresel iletişimdeki olumsuzluklar ruh sağlığını etkilemektedir. İnsanların halk arasında akıl hastası denilme korkusu psikolojik tedavi görmeyi engellemektedir. Fakat ruh sağılığını koruma ve sürdürme için sosyal destek kaynakları önemli olup bunlara teşvik edilmelidir.
***
Ruh sağlığının etkileyen faktörlerden birisi de cinsiyet faktörüdür. En önemli toplumsal kurumlardan biri olan aile, uzun yıllardan beri insanoğlunun sahip olduğu en önemli değerdir. En önemli rolü üstlenen ailede kuşkusuz kadındır. Kadının ruh sağlığını etkileyen çok fazla faktör vardır. Kadınlar erkeklere göre yaşam süresi boyunca çocukluk, ergenlik, erişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde daha fazla riskle karşılaşmaktadır. Öğrenilmiş çaresizlik, yoksulluk, aşırı iş yükü, şiddet gibi olumsuz yaşantılar; güçsüzlük, itaatkâr, pasif olma ve fedakar olma gibi toplumsal öğretilerle psikolojik sorunlar daha yaygın görülerek, strese maruz kalmaktadır.
Toplumların çoğunda ruhsal sağlığı bozulan birey sayısı artarak devam etmektedir. Kadınlar risk altında olup kadınların sağlığının en önemli bileşeni (Aktaş 2007; Kelleci, Aştı ve Küçük 2003; Buzlu, Bostancı, Özbaş ve Yılmaz 2006)ruh sağlığıdır.
***
Anksiyete tanısı ya da depreyon her dört kadından biri (%23’ü) almaktadır. Erkeklere göre görülme oranı iki katıdır. Yaşadıkları ailenin işlevlerini sağlıklı biçimde yerine getirmesi bireylerin sağlıklı olmalarını etkilemektedir. Ailenin, eğitim, eğlenme ve dinlenme, psikolojik doyum sağlama, saygınlık, koruma, toplumsallaşma, ekonomik, dinsel, eşler arasında sevgiyi sağlama ve çocuk yapma gibi işlevleri olup bu etmenlerin her biri sağlıklı birey olmak için önemli faktördür. Aile içi rol dağılımı işlevi, aile içindeki uygun olmayan duygusal tepkiler, aile içi iletişim, aile içinde gereken ilgiyi gösterme ve ailelerin genel işlevlerini yerine getirmede geniş aile yapısı içindeki kadınların ailelerinde daha fazla sorun yaşandığı görülür.
Şiddetin artmasında aile büyümesinin etkisi de görülmektedir. Bu etki özellikle kaynana ile anlaşmazlıklardan doğan sorunlardan çıkıp geleneksel gelin-kaynana ilişkisinin oluşturduğu eşler arasında da çatışmaya yol açmıştır (Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu 1998).
***
Bu sebeplerden dolayı yapılan araştırmalarda cinsiyet farklılığının her iki cinsiyette de akraba arkadaşlarla konuşma, eş / aile ile konuşmanın, kadınlarda erkeklere göre daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Gözlem ve sonuçlara göre kadınların profesyonel psikolojik yardım arama (kliniğe başvuru) davranışının daha yaygın olduğudur. Bu profesyonel psikolojik aramada ilköğretim ve ortaöğretim mezunların, üniversite mezunlarına göre daha az zorlanmaktadırlar. Ayrıca, profesyonel birine danışmanın yararına daha çok inanmaktadırlar. Bu da bilgi ve bilinçlenmeyi arttırma da eğitimin önemini göstermektedir.
Diğer önemli husus ise ruh sağlığı açısından koruyucu faktör stresle başa çıkma tarzlarıdır.
***
Bazı tarzlar ruhsal bozukluklara karşı bireyin duyarlılığını arttırırken; bazı tarzlar, bireyi stresli yaşam olaylarından uzak tutmaktadır. Depresif belirti sıklığının azalması ve uyumun olumlu bir şekilde sağlanmasına, sağlıklı bir benlik gelişimine, davranış sorunlarının daha az sıklıkta ortaya çıkmasına, yüksek benlik saygısı kazanılmasına gençlik döneminde yeterli ve uygun başa çıkma tarzlarının benimsenmesiyle oluşmaktadır. Bu uygun tarzlar sorunlarının çözümünde büyük katkılar sağlamaktadır.
Başka bir risk faktörü döneminde olan grup ise öğrencilerdir. İşsizlik endişesi yaşadıkları, okul ile ilgili hoşnutsuzlukları daha fazla olduğu, daha fazla gelecek kaygısı taşıdıkları görülmektedir. Yapılan çalışmalarda öğrencilerin ruhsal sıkıntılarının fazla olduğu görülmüştür. Avrupa ve ABD’de Doğu Avrupa örneklemi dışında depresif belirti yaygınlığı fazla olduğu görülmektedir. İş yaşamı ve benzeri yaşam kaygılarının Öğrencilerde son sınıflara doğru daha çok artırdığı görülmektedir.Başka çalışmalarda ise ergenlerin yetişkinlere göre daha fazla depresif duygulanım yaşadıkları bildirilmektedir. Yaş artışının depresyon için risk faktörü olduğu araştırmalarda görülmektedir.
Aile faktörü de ruhsal sağlık açısından çok önemli olup parçalanmış aileden gelen çocuklarda depresyon daha çok görülmektedir.
Ülkelerin sosyo-ekonomik durumları da depresif duygularını halk üzerinde etkisi olmaktadır. Geçim kaygısı, çocuk büyütme endişesi ve gelecekten beklentiler…vs. Dünyanın politik durumu, ülkeler arasındaki siyaset de insanlar arasında farklı bir ruhsal sağlığı etkileyen faktörlerdir.
KAYNAKLAR:
Aktaş AM. Türkiye’de Kadın Sağlığını Etkileyen Sosyo-Ekonomik Faktörler ve Yoksulluk. Aile ve Toplum Dergisi 2007;3(12):65-72.
Al-Krenawi A, Graham JR, Al Gharaibeh F. A Comparison Study of Psychological, Family Function Marital and Life Satisfactions of Polygamous and Monogamous Women in Jordan. Community Ment Health J 2011;47(5):594-602.
Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu. Aile içinde ve toplumsal alanda şiddet. Ankara: Aile Araştırma Kurumu Yayınları 1998. p.179-210.
Budak G, Doğan HZ, Harlak H. Çalışan Kadınların Sorunları: Bir Toplumsal Değişme Araştırması. Aile ve Toplum, Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Dergisi 1991;1(1):81-90.
Nizamettin Gümüş - 1 ay önce
Yazınızın, kırık camlar metaforu üzerinden toplumsal düzen ve bireysel sorumluluk konularını ele alması oldukça düşündürücü. Küçük bir dondurma kâğıdının, aslında…
Konu: Kırık Camlar Metaforu ve Bir Dondurma Kağıdının Tetikledikleri