Bir çok ebeveyn çocuğum neden söz dinlemiyor, çocuğum söylediklerimin tersini yapıyor diye kara kara düşünüyor. Bizler çocuklara sürekli kızıyoruz ama emin olun, çocuğum yapma dediğiniz halde aynı şeyi ısrarla yapmalarının bir nedeni var. O yüzden bu yazımda çocuklar yapma denileni neden yapar sorusunun üzerine gitmek istedim.
Hiç bu açıdan düşündünüz mü?
Öncelikle sizlere biraz olumsuzluk eklerinin hayatımızdaki yerinden söz edeceğim. Olumsuzluk ekleri, bir cümlenin olumsuz anlam kazanmasını sağlayan eklerdir. Dilimizde -me, -ma olarak karşımıza çıkarlar. Ama aslında görünmeyen bir yanı daha vardır bu eklerin. Yapmadım, gitmedim gibi öznel kullanımlarda sıradan gibi görünseler de; yapma, etme, içme gibi uyarı içeren kelimelere dönüştüklerinde olay bütünüyle başka bir boyut kazanır.
Çocuk meraklıdır sürekli öğrenmek ister
Özellikle çocuklara hitaben kullandığımız bu kelimeler, aslında gizliden bir merak uyandırır. Örneğin; ”cam kırıklarıyla oynama” dediğiniz bir çocuk, eğer daha önce elini bir cam parçasıyla kesmediyse, ısrarla onu eline alıp oynamak isteyecektir. Çünkü çocuk yapma kelimesine karşılık bir cevap arayışı için bu eylemi gerçekleştirecektir.
Aynı durumu yetişkinlerde de gözlemleyebilirsiniz
Yetişkin insanlarda bile benzer durumları gözlemleyebilirsiniz. Fakat yetişkin insanlar, bir çocuğa göre çok fazla cevaba ulaştığından, daha ilginç şeyler karşısında cevap arayışı içinde girecektir. Bir cam parçasıyla oynamaması gerektiğini bu yüzden bilirler. Çünkü cevabını zaten öğrenmişlerdir. Eğer cam parçasıyla oynarsa elini kesebilir. Elini keserse hastaneye gitmek zorunda kalabilir, hatta mikrop kapabilir. İşte çocuğun aradığı cevapların tümü de bunlardır.
Bir yetişkin örneği
Bir dağ başında garip bir tabelaya rastladığını farz edin. Tabelada aynen şöyle yazıyor. (Burada ıslık çalmayın) Neden? Kendinize soracağınız ilk soru gerçekten de bu olacaktır. Neden çalmayayım ki? Şimdi cam kırıklarıyla oynamaması gereken çocuklar gibi kendinize bir cevap arıyorsunuz. O yüzden elinizi ağzınıza götürerek yüksek sesle ıslık çalıp ve ne olacak diye beklersiniz. Tek derdiniz bir cevaba ulaşmaktır. Fakat cevap zaten orada aynı tabelanın altında yazıyorsa, doğru olanı yani çalmamayı tercih ederdiniz. Islık çalmayın çünkü yukarı kulübede yaşayan insanlar rahatsız oluyor.
Şimdi anladınız mı?
Çocuklar için de benzer durum söz konusudur. Eğer bir çocuğa olumsuzluk eki ile uyarıda bulunuyorsanız ona cevapları da vermelisiniz. Kibritle oynama çünkü yangın çıkabilir. Buradaki sihirli sözcük, kesinlikle uyarı sonrası başlayan çünkü kelimesidir. Çünkü tüm cevaplar bu kelimenin ardındadır.
Peki tüm bunların yanında biz yetişkinlerinde yapmamamız gereken ve neden yapmamamız gerektiğini bildiğimiz halde ısrarla yaptığımız şeyleri nasıl açıklayabiliriz? Sigara içmek, aşırı hız yapmak gibi neticesinde ne olacağını bildiğimiz şeyler gibi.
Sanırım buna da aptallık ve kötü alışkanlık diyebiliriz.
Çünkü birey olarak bir olgunluğa eriştiğimizden, yanlış olduğunu bildiğimiz halde ısrarla yaptığımız şeylerin cevabına çoktan ulaşmışızdır. -me -ma olumsuzluk eklerini kulak arkası edip kendi bildiğimizi okumamız, yapmış olduğumuz yanlış seçimlerden başka bir şey değildir.
Çocuklar ile ilgili yazmış olduğum bir kaç yazıya da göz atabilirsiniz.
Çok güzel bir konuyu ele almışsınız. Kesinlikle çocuklara yasaklar koyarak bir yere varamayız. Uzaktan gözlemleyip, kendisinin tecrübe kazanmasını sağlamaktan yanayım ben de.
Yasak koymakta gereklidir bazen. Fakat yapmamız gereken tek şey, o yasağı neden koyduğumuzu çocuğun anlayabileceği şekilde ona açıklamamız.
Hatta dağ başında ıslık çalma yazısını okuduğımda hemen elimle ağzımı kapatabilirim çünkü içimizde bir yer onu hemen yapmak isteyecektir bunu bilirim. Çocuk yetiştirirken büyüklerden daha çok ve tatminkar açıklamalar yapmak zorundasınız ve bilinçaltı alternatifini de düşünerek hareket etmelisiniz. Zor işler, büyüklerin durumu tamamen tercih. Verdiğiniz örneklerde neden sorusuna çoğu kişi bundan keyif alıyorum da ondan diyecektir. Çocuk derse kızarız ama büyük derse?
Güzel bir detaya değinmişsiniz. Çocuğun dünyası keşfetmek üzerine kuruludur. Ebeveynlerin söyledikleri ya da yaptıkları, bu keşif duygusunu anlamsızca engellerse çocuk kayanın etrafından dolaşıp yolunu bulan su gibi istediği şeyi yapmaya devam edecektir.
Kardeşim, blogunda başarılar dilerim.
Teşekkür ederim.
Çok güzel açıklamışınız.Biz bu hatayı çok yapıyoruz. Yani ben zaman zaman bu hatayı yapıyorum. Yapma-etme demek kolay geliyor bize. Oysa öyle söhlediğimizde çocuklar daha da bir inatla yapma denileni malesef yapıyor…
Sevgiler…
Ben konuşmama dkkat ettiğimde farkı çok iyi görüyorum 🙂
güzel yazmışsınız
Henüz ebeveyn olmadığım için böyle bir konuda atıp tutmam ne kadar doğru bilmiyorum ama çocuk yetiştirme konusunda inanın çok hassas biriyim. En azından bir çocuğun nasıl yetiştirilmemesi gerektiğini biliyorum.
Ve hep şunu söylerim: Bir çocuğa ne olursa olsun üç şeyi mutlaka öğretin.
Merhamet etmesini, sevmesini ve paylaşmasını.
Tamam belki ileride iyi bir kariyer yapıp, çok başarılı bir insan olmayabilir.
Ama bu üç şeyi gerçekten ona iyi öğretirseniz, en azından büyüdüğünde ”insan” olmanın yüce değerlerini de öğretmiş olursunuz.
Toplumdaki suç makineleri gibi bir psikopat olmaz mesela.
10 yasinda bi kardesim bar ne dersem diyim istemedigim seyi israrla yapiyor insanlari rahatsiz etmek ten hoslaniyor bi çözüm???
Yaramazlık ve saygısızlık birbirine karıştırılmamalı bence. Eğer çocuk fazla yaramaz ise; bunun büyük bir sorun olarak değerlendirilmesini doğru bulmuyorum. O yaşlarda bir çoğumuz öyleydik çünkü. Ancak ortada saygısızlık ve terbiyesizlik var ise elbette müdahale edilmeli.