• Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog

News
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm.
Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
  • Gündelik
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Sinema yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Netflix Dizileri
  • Araştırma
  • Bloggess
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Gündelik
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Sinema yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Netflix Dizileri
  • Araştırma
  • Bloggess
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Takip Et
  • Gündelik
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Hikâyeler
  • Yazar Atölyesi
  • Sinemaskop
  • Yaşam ve İnsan
  • Araştırma
kırmızı şarap

Yazar ve şarap

Siz Ne Biçim Yazar – sınız? (Bir soru, bir cevap, biraz da şarap)

Çıplak Yazar by Çıplak Yazar
10 Temmuz 2021
3 dk.
A A

Soru – Yazılarınızı nasıl yazıyorsunuz?

Cevap – Efenim ben bir yazar olarak yazılarımı genellikle adımın da hakkını vermek üzere bornozla ya da anadan üryan bir şekilde, biraz da nostalji olsun diye eski bir daktiloyla yazar-ım. Ara sıra komşular tıkırtılardan rahatsız olduklarını dile getirecek tepinmelerle beni akılları sıra uyarırlar ama kulağımdaki pamuklardan kendi daktilo sesim olmak üzere, hiçbir şeyi duymam. Zaten geçenlerde yaptırdığım testte de sağ kulakta desibel kaybı olduğunu öğrenince daha çok sevindim. Çünkü duyulmaya değer bir şey varsa o da Mozart ve Beethoven besteleridir. Evet evet ben yazılarımı her zaman Mozart ve Beethoven eşliğinde, kapkaranlık bir odada yazarım. Bazen de sek bir kırmızı şarap, bulamadığım zamanlarda ucuz boğma rakı ile bunu tamamlarım.

Her şey yazmaya hazır hale gelmeli benim için. Komşular, oda, karanlık, şarap, müzik, sağı solu tırmalamayan ve o an uyumuş olan kedim. Hepsi. Bir de sessizlik olmalı elbette. Geçen bu hususta valiliğe dilekçe bile gönderdim. O gün bugündür gece yarasından sonra bizim sokakta polisler devriye atıyor. Sinek uçsa, kanatlarındaki vızıltı duyulur hani. O kadar sessiz. Ama bu kez de polis araçlarından çıkan o renkli lambaların perdeye vuran yansıması dikkatimi dağıtıyor. İyisi mi ikinci bir dilekçe yazarak bunu da dile getireyim.

Soru – Yazmak için kendinizi nasıl hazırlarsınız?

Cevap – Önce yere sırt üstü uzanıp beynime kan gidişini arttırmak için ayaklarımı havaya doğru dikerim. Tabi bu şekilde durmak biraz yorucu olduğundan, en yakın koltuğa uzatırım ayakları. Beş dakika bu şekilde hiçbir şey yapmadan öylece uzanırım. Ardından gözlerimi kapatır, ellerimi göbeğimin üstünde kovuşturur sessizliği dinlerim. Sonra gözlerimi açıp ani bir hareketle yüz üstü dönerim. Ellerimi iki yana açıp hemen şınav pozisyonu alırım. Genellikle 20 tane çekerim ama bu sayıyı arada bir 30-40’a da çıkarırım. Sonra daktiloma uzun uzun bakar ve onunla konuşurum.

Soru – Konu mu sizi bulur, siz mi konuyu bulursunuz?

Cevap – Hayatım yollarda macera yaşayarak geçti. Kaç ülke gezdim, kaç insanla tanıştım bilemiyorum. Hiç macera aradığım olmadı, genellikle maceralar beni bulurdu. Sonra o maceraların içinden birkaç üzüntülü, birkaç neşeli hikayeler, konular kendiliğinden çıkardı. Konu aradığımı hiç hatırlamıyorum. Hep yazacak bir konum oldu benim. Olmasa da çekmecemde duran ilham zarlarımı çıkarıp defalarca atardım. Bu zarlar eğer üç atışın birinde çift gelirse, yazacak bir konu bulabileceğime inanırdım. Ve bulurdum da o konuyu. Şayet zarlar üç atışa rağmen bir kez bile çift gelmezse bu kez zarları bırakıp, pencere önüne geçerek dışarıyı seyrederim. Umumiyetle kedim de o anda kucağımda olur ve onun yumuşacık tüylerine her dokunuşum ve huzur veren her hırıltısı, bana yeni bir konu için ilham kaynağı olurdu.

Soru – Yazar, elverişli yazma ortamını kendisi mi hazırlar, yoksa bu ortamın doğmasını mı bekler?

Cevap – Siz az değilsiniz gerçekten. Yukarıda ortamımı kendim hazırladığımı söylememe rağmen beni böyle ters köşe sorularla yanıltmaya çalışıyorsunuz. Ama madem soruyorsunuz ben de bu numaranızı yemediğimi açıkça belirterek bir şeyler söylemek istiyorum. Aslında bu konuda size bir itirafım var. Hem öyle bir itiraf ki bu daha önce birine (yakın dostum da dahil) söylediğimi dahi hatırlamıyorum. Bir ara Hindistan ve Mısır ziyaretim olmuştu. Orada satılan tanrıça heykelleri çok hoşuma gittiğinden biblo niyetine üç-beş tane almıştım. Çalışma odama da büyük ayı takım yıldızını oluşturacak şekilde özenle yerleştirdim. Bu iş tütsü olmadan olur mu? Elbette olmaz. Yazmak için ortam hazırlamaya başlayacağım zaman bu tütsülerden de birkaçını yakarım. Mısır’dan ise II. Ramses’in güzel bir tablosunu aldım. Odanın ilk güneş gören kısmı ise bu tabloyu aydınlatıyor. İşte böyle maneviyatı derin, ilham kaynakları karmaşık bir yazarım ben.

Soru – Yazmak için günün hangi bölümünü (gece-gündüz) yada saatlerini seçersiniz?

Cevap – Günün her saati, tek elle barfiks çekerken ya da mutfakta yumurta pişirirken hep yazarım ben. Ama yazarım dediysem öyle daktilo başına oturup adam akıllı yazmaktan söz etmiyorum. Daha çok gömleğimin üst cebinde taşıdığım küçük not defterime yazarım. Olur olmadık zamanlarda aklıma gelenleri unutmayayım diye kendimce böyle bir çözüm buldum. Ara sıra not defterimi unuttuğum da olduğu için yedek olmak üzere hemen hemen her odada bir küçük not defteri koydum. Bir keresinde dört gün boyunca ara ara not aldığım defterimi gömleğimin cebinde unutup makineye attım. Üstünden bir dört gün daha geçti ama kendime zor geldim. Defter öyle bir ıslanmış ve buruş buruş olmuş ki, ilk bakışta defter olduğunu anlamak bile zordu.

****

İşte böyle…

Okurun kafasındaki düşünceleri biraz olsun gidermiş olmanın verdiği mutlulukla sorularınıza teşekkür ediyorum. Ayrıca esrarengiz bir yazar havası yaratmış olmakla birlikte palavranın da bu kadar dozu yeter diye düşünüyorum.

*Bu ne idüğü belirsiz yazı, bir Aziz Nesin hikayesinden esinlenip kaleme alınmıştır.

İlgili Yazılar:

  1. İnsan neden yazar ki? | Yazan İnsanların Ortak Noktası Nedir?
  2. Kafamda deli sorular! Cevap verebilecek varsa buyursun
PaylaşGönderPaylaş14Tweet9Paylaş2
Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Zamanın en değerli şey olduğuna inanır ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar. Hakkımda daha fazla..

Yorumlar 8

  1. Onur says:
    4 yıl önce

    ”Tek eller barfiks çekerken yazma” kısmında bi Emrah Serbes havası var derken…

    🙂

    Neyse ki trolleniyormuşuz.

    0
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      4 yıl önce

      Çok iyi yakalamışsın.

      Çünkü onu yazarken tam da Emrah Serbes’in “ben Behzat Ç’yi tek elle barfiks çekerken de yazarım” dediği sözü aklıma gelmişti. 🙂

      1
      Yanıtla
  2. İçimde Kalacağına says:
    3 yıl önce

    İlham veren müthiş bir yazı! Genç yazarlara ders olarak okutulmalı.

    0
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      3 yıl önce

      Teşekkürler. 🙂

      1
      Yanıtla
  3. Hızlı Yazar says:
    3 hafta önce

    Evden, işe doğru veya tersi istikamette giderken servisin koltuğunda okuduğum kitapların ve yazdığım yazıların sayılarını unuttum. Yazmak ve okumak benim için, yolculuk içinde yolculuk gibidir.

    Anlaşıldığı üzre yazmak için kağıt kalem ve bilgisayar yerine telefonu tercih ediyorum.

    1
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      3 hafta önce

      Eski yazılarından birinde yol boyunca sesli kitap ve TRT radyoları dinlediğini okudum diye hatırlıyorum. Hatta öğrenince ne çok ortak noktamız varmış diye de sevinmiştim.

      Yazmaya olan tutkunu da ayrıca sevdim. Zaten bu işte tutku olmadı mı bir müddet sonra kaçınılmaz olarak son buluyor.

      1
      Yanıtla
      • Hızlı Yazar says:
        3 hafta önce

        Dünya çapında bilinen bir jean firmasının fabrikasında lojistik biriminde çalışıyorum. Gün boyu yoğun bir koşuşturmaca içerisindeyim. Eve geçtiğimde ise, beni bekleyen eşim ve iki çocuğum var.

        Mecburen hayatın bir kısmını yollarda yaşıyorum. Birçok insanın bir köşeye çekilip yaptığı aktiviteleri ben yolculuklara sığdırıyorum.

        Evet, okumayla yetiştiremediğim anlarda dinleme ve izlemeye başvuruyorum. Sesli kitaplar, radyo tiyatroları, podcast yayınları vs..

        Yaptığım doğru mu yanlış mı biliyorum. Sence doğru mu yapıyorum?

        1
        Yanıtla
        • Çıplak Yazar says:
          2 hafta önce

          Eve gidince haliyle afacanlara ve eşine de zaman ayırman gerekiyor. Ben de bir baba olduğum için seni çok iyi anlıyorum. O yüzden yolculuklarını bu şekilde değerlendirmen bence çok güzel.

          1
          Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Son Yazılar

Kırılganlık

Kırık oyuncaklar sepeti

Tik tak, tik tak, tik tak

Bir sokağın hikayesi

Kırık Camlar Metaforu ve Bir Dondurma Kağıdının Tetikledikleri

Daha Fazla Göster

Neler olup bitiyor?

  • cooq.co - 2 hafta önce

    Areka palmiyesiyle ilgili bu detaylı ve bilgilendirici yazı için teşekkürler! Ev dekorasyonunda yeşil bitkilerin önemi gerçekten büyük. Areka palmiyesi, hem…

     Ev Dekorasyonlarının Olmazsa Olmazı Yeşil Bitkiler

  • Çıplak Yazar - 2 hafta önce

    Bu da ilginç bir sohbet olmuş gerçekten. Dilerim bu kırılganlığı bir şekilde atlatırsınız.

     Kırılganlık

  • aysel kılıçaslan çelebi - 2 hafta önce

    sizi çok iyi anlıyorum aynı duyguları bende yaşadım hatta bir süre yazmaktan uzaklaştım akabinde yapay zekaya şu soruyu sordum "bu…

     Kırılganlık

  • Çıplak Yazar - 2 hafta önce

    Eve gidince haliyle afacanlara ve eşine de zaman ayırman gerekiyor. Ben de bir baba olduğum için seni çok iyi anlıyorum.…

     Siz Ne Biçim Yazar - sınız? (Bir soru, bir cevap, biraz da şarap)

  • Çıplak Yazar - 2 hafta önce

    Kalemine sağlık. En kısa sürede iadeiziyaret yapacağım 🙂

     Yazmak İçin Okumak Mı Gerekli, Herkes Yazabilir Mi?

Müdavimler

  • Ece Evren (29 yorum) ⭐️
  • Begonvil Sokağı (28 yorum) ⭐️
  • Büşra Bayram (25 yorum) ⭐️
  • Yağmur Yağar (23 yorum) ☕
  • Kaystros Tyrha (23 yorum) ☕
  • Daha Mutlu Yaşam (21 yorum) ☕
  • Karga ve Kız (20 yorum) 👋
  • ELİF sarı (18 yorum) 👋
  • Değmesin Yağlı Boya (17 yorum) 👋

E-POSTA LİSTESİNE KATILIN!

Her yeni yazıdan anında haberiniz olsun.

Tanıtım Yazısı Yayınla
A Life Hastaneler Grubu

Sponsor İçerikler

Yazarlar İçin Sosyal Medya Stratejileri

Türkiye’nin En İyi Aspavası Seçildi

Adrasan

Yaz aylarının vazgeçilmezi Suluada!


Feedback
✉

© 2025Çıplak Yazar | Kişisel Blog

  • MesajMesaj gönder
  • Abone olAbone ol
  • Kim neler demişKim neler demiş?
  • Ara
Bu sitedeki tüm yazılar ve içerikler, aksi belirtilmedikçe, Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.
Kaynak göstererek paylaşabilirsiniz. | Ticari amaçla kullanılamaz. | İçerikler değiştirilemez veya türev eser haline getirilemez.
Creative Commons Lisansı
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

e © 2016 - 2020 Çıplak Yazar - Kişisel Blog & Kısa Hikayeler İçerikleri paylaşırken lütfen kaynak gösteriniz!

"Bu site, kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikanızı inceleyebilirsiniz. Çerez kullanımını kabul ediyorsanız, 'Kabul Et' butonuna tıklayın."