Saat akşamın altısı ve yaz ayında olduğumuzdan güneş hala batmamış durumda, usul usul binaların ardına doğru saklanmaktaydı. Sonrasında güzel bir kızıl renk ve ardından merhaba diyerek gülümseyen o ilk yıldız.
Havanın kararmasını beklemeden dolaşmak için sokağa çıktım. Çocuklar bağırıyor, şen şakrak oyunlar oynuyordu. Uzaktan bir kız çocuğunun coşkuyla bağırışını duydum.
Çayır çömlek patlaaaadı, çayır çömlek patlaaaadı diye bağırıyordu. Sonra çayır çömlek ne oluyordu da patlıyordu diye anlamsız bir düşünceye kapıldım. Bir şey oluyordu ve o an oynanmakta olan oyunun tüm düzeni bozuluyor ve çayır çömlek herhâlde bu yüzden patlıyordu gibi geldi birden. Ama hala emin değilim. Bir bank bulup oturdum. Sırtımı yaslayacağım bir tahtası eksikti ama en azından hava güzeldi, güneş batıyordu ve içim huzur doluydu.
Ayağımın dibinde bir karartı fark ettim sonra. Minicik karıncalar bir şey etrafında toplanmış onu adeta öğütüyor ve doğaya karıştırıyordu. Etrafında toplandıkları şey ise yeni doğmuş bir kuş yavrusuydu. Bir şeker ya da bir çocuğun elinde tutarken düşürdüğü, sonrasında dudak büzüp ağladığı dondurması da olabilirdi ama değildi. Bu düpedüz bir kuş yavrusuydu. Yuvadan mı düşmüş, annesi mi düşürmüş bilemiyorum ama belli ki bir şekilde yere çakılmışa benziyordu. Bir an durup uzun uzun kuşu tüketmekte olan karıncaları seyrettim. Kuşun varlığı ya da yokluğu önemsiz gibi görünüyordu ama hayatımızda aldığımız minicik bir kararın bile bütün yaşamımızı etkileyecek derecede değiştirdiğini anladığımdan beri, ölümü anlamsız gibi görünen bu yavru kuşun, varlığı ile daha farklı bir dünya var edeceğine dair şüphem yoktu.
Parçalanmak üzere olan minik bedeni, dünyayı nasıl değiştirebilirdi ki? Bu konuda milyonlarca varsayım yapabilirim sanırım.
Mesela bu yavru kuş, kanadında taşıdığı birtakım böcekleri bir evin balkonundaki özenle bakılan çiçeklere bulaştırabilir ve çiçekleri hasta edebilirdi. Ve çiçekleri kurtarmak üzere mücadele eden birini, bilinçsizce kullanmış olduğu tarım ilaçları yüzünden hasta edebilirdi.
Mesela bu yavru kuş saatte yüz elli km hızla giden bir arabanın ön camına toslayıp o anda arabayı kullanmakta olan kişiye takla attırabilir, hatta öldürebilirdi. Hatta yakınını kaybeden insanları ağır bir tramvaya sokup, geri dönüşü olmayan psikolojik hasarlar verebilirdi.
Mesela bu kuş, bir ekmek fırınını mesken edip kendisi için dökülen kırıntıları afiyetle yiyebilirdi. Ve onu izleyenlerde merhamet duygusu pekiştirebilirdi.
Mesela bu kuş, bir atmacaya yem olabilir ve tıpkı karıncalar gibi atmacanın varlığını sürdürmesine yardımcı olabilirdi.
Mesela bu kuş, çok önemli bir toplantıya girmek üzere olan birinin takım elbisesine pisleyip tüm toplantıcıların o kişi yüzünden beklemesine neden olabilirdi.
Mesela bu kuş, bir ressamın eskiz defterinde tatlı bir obje de olabilirdi.
İhtimaller, ihtimaller…
Ve o ihtimallerin doğuracağı sonsuz bilinmezlikler ve yenilikler.
Varla yok arasındaki dinginliğin hafifliğiyle oturduğum banktan kalkarak eve doğru yürümeye başladım. Çocukların hala sesi geliyor, neşe içinde oyunlar oynamaya devam ediyordu. Hava kararıyor, uzunca arkama düşen gölgem ufalıyordu. Evet yarın yeni bir gündü. Ve evet bir filozofun da dediği gibi aynı nehirde iki kez yıkanılmazdı. Her şey bugün ve an dediğimiz şey içinde olup bitiyordu.
Ve biliyorum ki yarın hepimiz, o kuşun ve yaratacağı sonsuz ihtimaller yumağının olmadığı farklı (yeni) bir dünyaya gözlerimizi açacağız.
Tıpkı karnı doymuş ve göbeği çıkmış karıncaların ve çatlayacak olan yeni kuş yumurtalarının olacağı bir yarın gibi.
Herkes ve her şey birbiriyle bağlantılı gerçekten de… Bu güzel yazıyı okuyunca “kelebek etkisi” kavramı geldi aklıma. Küçük kuş etkisi de diyebiliriz artık ona kendi aramızda.
Kuş etkisi kulağa hoş geliyor. 😊
Çok güzeldi yine ❤️ Çayır çömlek patladı yı ne için diyorduk biliyo musun saklambaç oyununda özellikle karanlıkta oynandığında olurdu bu yanılma, ebe olan kişi saklanan kişileri bulurken atıyorum mesela beni görüyor ben yakalanıyorum ama Ayhan seni buldum sobe sobe diyor yanlış kişiyi söylüyor yani o zaman çayır çömlek patladı diye bağırıp çıkıyo tüm saklananlar. Ebe olan kişi ceza olarak tekrardan ebe oluyor 😄