Zaman zaman hepimiz kendimizle çelişir, yaptığımız şeylerin bir noktada yanlış olduğunu düşünürüz. Bu geçmiş ve şimdiki benliğin çatışması sonucu ortaya çıkan bir gerçektir. Eğer insan, gelecekteki benliği şimdiki benlikten ilerde göremiyorsa, geride kalan geçmişteki benlik değil, ona yetişemeyen gelecek benliktir.
Esiri olduğumuz duyguların yazmaya iten sebeplerin en başında olduğunu kim inkar edebilir ki?
Ortada bir duygu yoğunluğu ya da o duygu yoğunluğuna bağlı acı çeken bir insan yoksa, orada kelimeler de tükenmiş demektir.
Bu nedenle şimdiye dek yazmış olduğum tüm küfür ya da argo kelimeleri, bugün sadece sahip olduğum öfke güdüsünün esiri olarak en sıradan bir şekilde dile gelmesi olarak görüyorum. Oysa acıyı, nefreti ya da sevgiyi anlatmanın başka bir yolu hep vardır. Ben sadece kolay yolu seçenlerden olmuşum.
Bu benim sizlerden değil, bu en başta benim benden özürümdür.
Sizler de birer şahidi olun bu özrün.
🙂
🙂