Bazı insanlar vardır, onlar zamanın ötesindedir.
Onlar kendini anlamışlar ve başkalarının kendi içlerinde kendilerini anlamalarını istemiş olanlardır.
Bazı kendini anlamışlar vardır, onlar zifiri karanlıkta kendilerine aynada ışıltıyla bakanlardır.
Onlar kalabalıklar arasında deli, dağlarda yalnız gezen bir Tanrı’dırlar.
Kalabalıklar güler, alay eder, hatta öldürmek isterler onu. Oysa bilmezler ölümsüzlük iksirini cebinde taşıdığını.
Bazı kalabalıklar vardır, kendi cehaletinden bir haber olan kalabalıklardır onlar.
Bazı insanlar vardır, yalnız yürümeyi sevenlerdir onlar.
Geceye ve gecedeki karanlığa, aydınlığa ve aydınlıktaki ışığa, ölüye ve diri olana aynı gözle bakıp seslenebilendir onlar.
Onlar kendilerinden köşe bucak kaçılan, akıllıların en deli olanlarıdır.
Bazı deliler vardır, öldükten sonra anlaşılır onlar.
Ölümün bir yaprağın yere düşüşü kadar olağan olduğunu bilen ve bunu kabullenmiş olanlardır.
Ey ölüm!
”Kapıma habersiz geldiysen vakitsiz saatte, bizde misafir kovulmaz” demiş olanlardır.
Onlar sizin korku ile beklediğiniz ölüme gülmüş olanlardır.
Bazı gülenler vardır, ağlamayı en iyi bilenlerdir onlar.
Geceye ağlayarak şöyle seslenirler onlar:
Ey Gece!
Bakire karanlığın kendini aydınlığa teslim ettiği ilk gece.
Bilemedin mi kötülüğe ve iyiliğe bunca gebe kalacağını?
Şimdi durup kendi çocuklarını mı inkar edersin?
Burak - 1 hafta önce
Yıllardır cebimde çöplerle geziyorum bulduğum ilk çöpe boşaltıyorum. ben bu kadar uğraşırken yanımdan geçen araba camdan şişeyi atabiliyor gel de…
Konu: Kırık Camlar Metaforu ve Bir Dondurma Kağıdının Tetikledikleri