Çok para kazanmak, lüks yaşamak, bir eli yağda öteki balda olmak, herkesin hayalidir. Bunun bir alt leveli ise; kimseye muhtaç olmadan yaşamaktır. Yani az olsun, öz olsun, bana yetsin fazlasında gözüm yok yaklaşımıdır. Ama insanoğlu ve ihtiyaçları sınırsızdır. Dolayısıyla bu alt leveli tamamladığında bir üst levele geçmek için can atacaktır. İlk başta bir arabam olsun yeter düşüncesinin, araba sahibi olduktan sonra model yükseltmek için çabalaması gibi.

İnsanlar hep kolay yoldan nasıl zengin olunur, çok para kazanmak için ne yapmak lazım gibi soruların peşinde koşuyor. Bir yolu var ama bu yolda her şey mubahtır deyip uygularsınız ya da uygulamazsınız orası da size kalmış.

Dün zengin olmayı engelleyen dört düşünce başlıklı bir videoya denk geldim. Video kısaca insanların (fakir insanların) neden başarılı olamadıklarına, en çok nerede, nelere takıldıklarına yönelik soruları cevaplıyor. Ve bunun yanı sıra zengin ve başarılı vs fakir ve başarısız karşılaştırması yapıyor. Bizim alt levellerin, üst levele neden bir türlü geçemediklerini söylüyor yani.

Videoda bazı şeylere katıldığım gibi tamamı için evet doğrudur diyemem. Çünkü video tamamen tek taraflı bir yaklaşım sunmaktadır. Yani her zengin ve başarılı kimseyi alnının teriyle, zekasıyla, farklı düşünce biçimiyle zengin olmuş gibi gösteriyor. Oysa bu tamamen saçmalıktır.

Mesela kendi çalışmış olduğum firma hakkında size bunu örnek vererek anlatayım. Patronumuz 36 yaşlarında genç bir adam. Arada hacca falan gider, cuma namazlarını falan kaçırmaz. Tahminim 3-4 trilyonluk bir öz sermayesi var. Çalıştırılan işçilerin %80’i Suriyeli işçiler. Aralarında 15-16 yaşlarında olanlar da var. Bu çalışanlar için herhangi bir sigorta ya da vergi ödemiyor. Dolayısıyla o meşhur maliyet hesaplama listesinde işçi maliyeti 5 olması gerekirken 3’e düşüyor.

Bunun yanı sıra kullanmış olduğu ham maddenin gramajından çalıyor. Bunu ben ve çalışan tüm ustalarımız da gayet iyi biliyor. Yani çıkan ürünün gramajı 168 gr. olması gerekirken, 155-160 yapıyor. Bazı müşteriler bunu fark etmezken, fark edenlere de (usta başının hatası) diyerek topu, çalıştırdığı adamlara atıyor.

Şimdi bu videoda anlatılan başarılı ve çok para kazanan zengin adam profili bu mu?

Hayır!

Çünkü video tamamen; siz öğrenilmiş çaresizlik çukurunda olduğunuz, çaba göstermediğiniz ve farklı düşünmediğiniz için fakirsiniz diyor. Her başarılı ve zengin adamı da, üstün zekalı falanmış gibi anlatıyor.

Bunu söylemekten dilimde tüy bitti ama hayat kitaplardaki gibi değildir.

Bazı hususlarda insanların başarısız olmalarına bir kaç neden sunarak çözüm niteliğinde fikirler üretebilirsiniz. Zaten bu noktada bir sorun yok. Ancak her başarılı ensesi kalın adamı da, dürüst hakkıyla para kazanan insanlar olarak görmeyin.

Her büyük kazancın arkasında, birilerinin küçükte olsa gasp edilmiş hakkı vardır.

Sisteme uyup çok para kazanmak mı? – Dürüst yaşayıp az kazanmak mı?

İnanın uzun süredir bunu düşünüyorum ben. Bir yanda kolayca para kazanan, birilerinin hakkına giren bir azınlık, diğer tarafta sürekli o azınlık için çalışan kalabalık. Dürüst çalışıp bir yerlere gelenlere lafım yok, onları kesinlikle tenzih ederim.

Ailesine ve sevdiklerine ayıracağı vakitten, uykusundan, tatil günlerinden fedakarlık edip sürekli işi peşinde koşan insanlar yok mu? Elbette var. Ama dürüst çalışıp kendi dişi tırnağıyla bir yerlere gelen bu insanlardan kaç tane tanıyorsunuz? Bunu da düşünün derim.

Yani çok para kazanmaya giden yol, kesinlikle size bir yerde cinayet işletiyor. Çünkü öyle bir an geliyor ki; bu noktada ”elimi kana bulasam mı, yoksa kendi öz insani değerlerimi korumaya devam edip az kazanmayı tercih eden olsam mı’‘ diye herkesin düşündüğü zamanlar olmuştur. İlk cinayetin ardından, artık eski siz olamazsınız zaten. Hakkına girmişsinizdir artık birilerinin. Bu yoldan dönüş de yoktur.

Ama sizi tebrik ederim. Çünkü artık çok para kazanmaya başladınız.

Üstelik sistemin gözünde beş para etmeyen o insani yüce değerlerin hiçbir önemi yok iken, kazandığınız para her türlü namussuzluğu örtmeye muktedir olacak.

Başka bir deyişle;