Gece gece nereden aklıma geldi bilmiyorum ama yanıltıcı haber başlıklarına inanılmaz derecede sinir olarak, bu yazıyla içimi dökmeye karar verdim. Biraz düzensiz ve dağınık oldu ama bahsettiğim yanıltıcı haber başlıkları gibi dandik ve sonrasında okuyucuyla alay eden türden şeylerle sonlandırmayacağım yazımı. En azından bundan emin olabilir ve gönül rahatlığıyla okumaya devam edebilirsiniz.
İnternet, günümüz dünyasının olmazsa olmazlarından biri haline gelmişken, haliyle bu sektörden ekmek yiyen insan sayısı da oldukça fazladır. Hâl böyle olunca ortada anlamsız bir rekabet ve artık ne yapacağını şaşırmış insan! (zombi) yığını olmaya başladı. Daha da kötüsü bu insanların uyguladıkları aptalca yöntemler yüzünden İnternet artık çöp bilgilerle dolmaya başladı.
***
Bunu somut bir kavram olarak düşünürsek, yani oturduğunuz apartmanın, geçtiğiniz sokakların her bir köşesinde çöp görmekten farksız bir durumdur aslında. Tamam bazı şeyleri geri dönüşümle tekrar değerlendiriyoruz ama bunun geri dönüşümü de yok. Clickbait denilen bir yöntemden de söz ediyoruz aslında burada. Yani kullanıcı bir şekilde o başlığa tıklama isteği duysun da ne olursa olsun modu. Giden bizim zamanımızdan gidiyor. Haaa o zamanı daha mı faydalı bir şekilde değerlendirecektim bilinmez ama, en azından saçma bir haber başlığıyla değerlen(diremediğim) için, daha huzurlu olacağım kesin.
Bu yanıltıcı haber başlıklarının, yani aslında bu kervan başının yine blogların katili ve her taşın altından çıkan haber siteleri oluşturuyor. Ne zaman telefonumun sol menüsünü kaydırıp google haberlerine göz atacak olsam mutlaka o salak haberlerin bir kaçına denk geliyorum çünkü.
Bakın o şapkadan tavşan yerine ne çıktı?
Son whatsapp güncellemesi kullanıcıları şoka uğrattı.
Bilim adamlarının Mars’ta buldukları şey herkesi hayrete düşürdü…
falan filan.
***
Allah aşkına bunlar nedir? Ne kepaze haber başlıkları atmaktır. Yeminle başta yerel haber siteleri olmak üzere hepsini toplayıp kulağını çekeceksiniz bunların.
Evet kepaze diyorum çünkü habere tıkladığınızda harcadığınız zaman, çoğunlukla ”bu mu yani” demekle sonuçlanıyor. Abartılarak balon gibi şişirilmiş konuları, sanki dünya gündeminin en önemli meselesiymiş gibi sunmak ahlaksızlık ve zaman hırsızlığı değil de nedir?
Yani haber başlığına bakarsanız dünya, uzaylı istilasına falan uğramıştır. Ama haberin aslı, gora filminden de komiktir.
Her geçen gün bu tür yanıltıcı haber başlıklarının sayısı artmaya devam ediyor. Yani ben öyle olduğunu düşünüyorum. Eeee üzüm üzüme baka baka kararırmış. Yeni doğmuş haber siteleri de, abilerini ablalarını taklit ve takip ediyor.
***
Ama umarım bu yanıltıcı haber başlıkları sorununa bir gün çözüm bulunur. Ne bileyim kullanıcıların haberi oylayacağı ve oylamadan sonra aramalarda otomatik olarak o yazının popülaritesini kaybetmesi gibi. Ya da tam tersi olumlu oylarda üste çıkması gibi bir şey. Böylelikle okuyucular daha haberi tıklamadan yanıltıcı olup olmadığını da anlayabilir.
Ne kadar farkındasınız bilmiyorum ama gerçekten İnternet, özellikle youtube günden güne dev bir çöplüğe dönüşüyor. Durum böyle olunca, temiz bilgiye ulaşmak zorlaşıyor. Çünkü hangi doğrusu, hangisi düzgün arayışı içindeyken okuyucu/izleyici hayli zaman kaybediyor.
Buna bir çözüm gerek ama ne?
Eğer İnternet bir okyanussa (ki öyle olduğunu sanırım varsayabiliriz) bizler bu yanıltıcı haber başlıklarını birer naylon poşet olarak görebiliriz. Bu durumda bizler sağlıksız balıklar olarak, birinin midesine inmeden önce, onu kanser falan edeceğimiz için şimdiden vicdan azabı duymaya başlasak hiçte fena olmaz.
Artık haber katgorisi gazetecilerin değil, internet yayıncılığı imkanlarını satın alabilen herkesin girebileceği bir alan haline geldi.