Bugün ilk kez sayfalarca blog ziyaret edip okudum. Birkaçına yorum bırakmış olmam dışında çoğunu cevapsız bıraktım. Cevap verilecek bir konu olmadığından değildi elbette. Benim üstüne diyecek lafım yoktu, hepsi o kadar. Kimi yolculuklarını paylaşmış ve bir havaalanında kalabalıklar içinde geçip giden insanları yazmış, kimi gece yarısı içindeki derinlikleri yazmış, kimi “buralarda yaşıyorum” demiş ve bir sahil kenarı paylaşmış, kimisi “harika bir gün” derken, kimi yaşadığı kötü günün ardından iç döker gibi düşüncelerini aktarmış.
Geçtim…
Tüm bunların yanında sosyal çevrem diyebileceğim insanların WhatsApp durum gönderilerine de bugün baştan sona baktım. Bugün cuma olması sebebiyle bolca cuma mesajları ve hareketli ve bol ilahili şeyler paylaşılmış. Birileri başka birilerine kızdığından ya da alındığından olsa gerek, imalı ve adresi belli olacak türden atarlı bir şeyler yazmış. (Neden açıkça konuşmayıp böyle bir yol bulurlar hiç anlamam.) Başka birileri direksiyon başında marka aracının logosu görünecek şekilde şarkılı türkülü bir yolculuk videosu paylaşmış. Birileri doğum günü kutluyor. Başka birileri yine hüzünlenmiş, şarap ve tütün kokulu bir şeyler yazmış.
Geçtim…
Hızımı alamayıp bir de Instagram hikâyelerine bakınayım dedim. Önce sağlıklı beslenmek üzerine birkaç tüyo gördüm. Sonrasında bir adamın spor salonunda ağırlık kaldırdığını, başka birisi siyah beyaz bir fotoğraf eklemiş: Kıyıya vuran dalgalar eşliğinde tek başında duran bir adam. Biri sokak kedisinin başını okşarken bir videosunu paylaşmış. Birisi “I want to break free” (Queen) eşliğinde yürüyüş yaptığını.
Kollarımı bağlayıp öylece oturdum. Bir yandan da tüm bu insanları düşündüm.
Ve sanırım sonunda anladım.
Herkes anlaşılmak istiyor.








SaYLo - 5 gün önce
Balık çok zahmetli ama bir o kadar da rahatlatıcı 🙂 Unuttuğun an vicdan azabı çekiyosun 🙂
Kuştan kaçarken balığa tutulmak