Bunlardan en birincisi varsa o da şu anda yaptığım şeydir! Yani yeni yıla hitaben bir blog yazısı yazmak! Şu anda maraton çoktan başladı ve bazıları yazılarını çoktan yayımladı. Fakat ben yeni yıla hitaben ilk defa bir blog yazısı yazıyorum inanır mısınız? Geçtiğimiz yıllarda yılbaşı için hiçbir post yayımlamadım. Bu kez bir değişiklik olsun diyerek yılbaşı klişelerini kaleme almak istedim.
Ahh ahh nerede o eski yılbaşı geceleri, yeni yıl şarkıları… diye söylenmeyeceğim. Eskiden de bir bok yoktu çünkü. Sobada pişen kestane, ortalıkta tombala oynayan insanlar, yılbaşı milli piyango çekilişi için elindeki biletle sabırsızlık içinde bekleyenler. Bunlar aslında sıradan şeyler. Güzel olan ise bence sevdiklerinizle bir arada olmak. Gerisi boş…
Ancak her yılbaşında karşılaştığımız öyle klişe şeyler var ki, sanki bir önceki senenin tekrarını yaşıyor gibi hissediyor insan. Benim de bu sene bunları yazasım geldi napimm.
Sokaklardaki Milli Piyango Bileti Satıcıları :
Abilerimiz ekmek derdinde tabi. Ancak sokaklarda onları görmeye başlayınca şöyle bir yeni yıl havası ufaktan ufaktan esmeye başlıyor. Ya çıkarsa… Ya çıkarsa… değil de, farklı bir slogan duymuştum geçenlerde… Neydi neydi..? Yok aklıma gelmedi cidden. Ama böyle sonu kafiyeli hoş beş bir şeydi. Alacağı yoksa bile alası geliyor insanın. Bir de bize çıkmaz abi… deyip almayanlar var. O kadar para adamı bozar beee. Yok yok Rabbim bize versin de öyle sınasın bizi. 🙂
Avm’lerin Bol Işıklı Çam Ağaçları
Bence yılbaşında AVM’ye gitmek pek akıllıca bir fikir değil. Ama Avm’ler şehirlerdeki genel geçer buluşma noktaları olduğundan, en yakın arkadaşınız da sizi muhtemelen en yakın Avm’ye çağırıyor. Hani elimi verdim kolumu kaptırdım deriz ya.. Avm’ye girince de öyle bir durum oluyor. Çünkü Avm yeni yıla bir ay önceden girdiği için o şatafatlı çam ağacını çoktan ortaya koymuş oluyorlar. İçerisi öylesine çok insan kaynıyor ki, trafik memuru olsa kime öncelik vereceğini şaşırdı. Bir de tabi malum yeni yıl için Avm’nin orta yerine (hemen çam ağacının dibine) koyulmuş son model bir araba. Gel vatandaş gelllll.. Her 150 TL’lik alışverişlerinizde çekilişe katılmaya hak kazanıyorsunuz. Alayım bari diyorsunuz ya çıkarsa.. Mersedes lannn!
Şehirdeki Yeni Yıl Etkinlikleri
Her köşe başı ışıklandırılmış, billboardlar çoktan değiştirip, yeni afişler asılmıştır.. Ferhat Göçer yeni yılda bilmem ne otelinde sizlerle… Her panoda başka bir ilan. Tabi vatandaş görüyor bunları, nereye kim geliyormuş diye araştırmaya başlıyor. Şöyle güzel bir mekana gitsek de eğlensek diye önden planlar yapmaya başlıyor. Bence en güzel bir kaç dost ile oturup rakı içmek.
Yılbaşında Tv de Neler Var Merakı
Herkes dışarıda bir mekanda eğlenecek diye bir şey yok. Dolayısıyla yılbaşını evde geçirecek olanlar da, Tv de neler var diye merak ediyor. Hangi kanala, hangi ünlü çıkacak, kim nasıl program yapacak hep merak… Ama canlı yayın az oluyor tabi. Eeee adamlar ünlü kardeşim. Sen evde götünü yaya yaya otururken o orada ekranda çalışsın. Olur mu öyle? Programlar bir kaç gün öncesinden çekildiği için, o ünlü de doğal olarak Paris’in bilmem ne şehrinde kendi kendine takılıyordur.
Migros Market : Seviyorum Seni
Yılbaşı olması nedeniyle her mağazanın vitrininde, camında, girişinde indirim de indirim… diye bağırıyorlar. Gerçekten indirim mi var, yoksa sürümden mi kazanıyorlar bilmem ama alan, bi tane daha alıyor. Üç alana iki bedava gel vatandaş kaçırma.. Bugün Hotiç’in sitesinde 550 Tl’lik bot, 124 liraydı. Tabi bu yılbaşı değil, yılın en uzun gecesi indirimi. Ama eminim. yılbaşına özel indirim de yaparlar. Ben en çok Migros’u seviyorum aslında. Hemen girişte cipsli, kolalı, fındıklı, sepetler oluyor ya. Çok komik geliyor bana. Yahuu bari araya bir iki votka sıkıştırsaydınız. Semtine göre herhalde, ya da belki adı yılbaşı aile sepetidir de benim haberim yoktur.
Kırmızıdan Nefret Edecek Kadar Bolca Kırmızı
Yılbaşı denilince herkesin aklına kırmızı renk gelir. Şu Santa Claus’un meşhur donundan mı geliyor bilmiyorum ama, kim bulmuşsa iyi etmiş. Kırmızı donlar, kırmızı güller, kırmızı aksesuarlar, her şey kırmızı. Yeter yahuuu. Sene boyunca görmediği kadar kırmızıyı bir arada görünce, ister istemez kırmızıdan soğuyor insan. Hayır yani cidden neden portakal rengi değil? Ya da pembe?
Ne Hediye Alsam Krizi : Gahrolsun Kepiletizm
Bunu en iyi erkekler bilir. Bak şimdi en baştan sayayım. Evli bir erkek için bir yılda yaşamış olduğu ne hediye alsam krizlerini sıralayayım. Senenin başından sonuna kadar şöyle bir film şeridi gibi geçsin gözünüzün önünden. Evli dedim ya listenin başında ona göre (bekarlık sultanlık mı onu da siz düşünün)
- Evlilik yıl dönümü
- Nişanlılık yıl dönümü
- Sevgililer günü (yok olmaz hediye alacaksın arkadaş)
- Dünya kadınlar günü (hediye almak zorunda değilsin ama unutursan sıçtın abicim)
- Tanışma yıl dönümü
- Eşinizin doğum günü
- Yıl başı
- Ulan bu 8 neydi unuttum ama vardı.
Karşı taraftan bir hediye gelince, ya da geleceğini biliyorsanız mecburen kendinizi hediye almak zorunda hissediyorsunuz. O zaman gir kardeşim googleye. Yaz… Yıl başı hediye fikirleri. ! Bulabildin mi? Umarım bulursun. Kadınlar gerçekten hediye almak konusunda daha şanslı. Çünkü bir erkeğe hediye almak cidden daha kolay. Nedir mesela kravat, saat, gömlek, çakmak, parfüm, traş takımı. Ohaaa bitti lan. Neyse sonuçta yeni yıl heyecanıyla birlikte her iki tarafta bu krize ister istemez giriyor.
Yılbaşı mesajları : Ennn Sevdiğim
Yahu hala bunun için ayrıca özel siteler olması garibime gidiyor. Yani sadece özel mesaj üzerine açılmış siteler. Ne ararsanız var. Sevgiliye mesajlar, aşk mesajları, ayrılık mesajları, anneler günü mesajları, yeni yıl mesajları say sayy bitmez. Hal böyle olunca bit pazarına nur yağıyor. Tamam hadi arkadaşın uzakta, eskisi gibi kart postalama işi de kalmadı diyelim. Ama hazır mesaj nedir bee. Çok okuyan bir toplum olduğumuz buradan belli. Yani iki satır samimi bir mesaj bile yazamıyoruz demek ki. Vay arkadaş…
Mutlu Yıllar O Zaman
Hepsini yazdım mı, unuttuğum bir şey var mı diye düşündüm de kalmadı herhalde. Bakın bu sözleri yeni yıl mesajları diye google da aratıp bulmadım. Bunlar kalbimden geçen sözler. All is coming from my heart…
Geçmişe fazla takılıp kalmayın, zaten adı üstünde geçmiş gitmiş… Bugünü yaşayıp yarınlara bakın. Sevdiklerinizle mutlu huzurlu, sağlıklı ve tabi ki bol kazançlı yeni bir yıl sizin olsun.
Hepinize mutlu yıllar.
Bu klişelere firmalardan gelen promosyonları da (takvim, ajanda vs.) ekleyebiliriz sanırım. Ayrıca bilanço çalışmaları, Taksim meydanındaki tacizler, tombala ( evet, biz hala oynarız) ve benim 1 yaş daha yaşlanmam 🙂
Mutlu yıllar!
Serdar Hocam bak sen takvim ajanda falan deyince aklıma geldi.. Öğrenci olduğum yıllarda yeni yıla yakın bankaları turlayıp gıcır gıcır yeni ajanda toplardım. Taksim meydanında hiç bulunmadım ama yeni yılda taciz olaylarının olduğunu tahmin edebiliyorum. Tombala oynamaya gelince, hoş vakit geçirmek için güzel bir oyun. Bunu öyle eleştiri olsun diye yazmadım. Mesele sevdiklerimizle birlikte olmak. O yaşlanma meselesini de hatırlatmayaydın iyiydi. Ne güzel unutmuştum ben onu 😛
Yılbaşı sepetlerine alkol koymak yasak(mış), okuduğum haberin yalancısıyım:)
AVM`leri sevmeyen biri olarak eğer bir şey alınacaksa yaşasın internet diyorum:)
Yıllık hediye sıralamasından eşim fena halde yırtmış:)) Ben de öyle tabii. 5 tanesini hiç kutlamıyoruz, diğerlerinde de sembolik veya ihtiyaçtan ötürü bir şeyler alınmış oluyor.
Yılbaşı klişeleri bizde de var ama bundan memnunum. Ailece evde oturup saatlerce oturduğumuz masayı seviyorum, tombala oynamayı da:))
Yeni yılla igili bir klişe örneği daha bırakıp gidiyorum: Mutlu yıllar!