• Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog

News
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm.
Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
  • Gündelik
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Sinema yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Netflix Dizileri
  • Araştırma
  • Bloggess
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Gündelik
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Sinema yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Netflix Dizileri
  • Araştırma
  • Bloggess
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Takip Et
  • Gündelik
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Hikâyeler
  • Yazar Atölyesi
  • Sinemaskop
  • Yaşam ve İnsan
  • Araştırma
Muhafazakar Şehirler

Muhafazakar Şehirler

Muhafazakar şehir ve o şehrin insanı

Çıplak Yazar by Çıplak Yazar
17 Ekim 2016
2 dk.
A A

Bir yeri neden severiz, ya da o yerden neden nefret ederiz?

Bu soruyu zaman zaman kendime soruyorum. Gördüğüm kıyı boyu denizler mi, birbirinden güzel ağaçlar mı veyahut o şehrin gelişmiş olması mı? Sahi neden seviyoruz? Hepsi değersiz şeyler aslında. Çünkü bir yer güzelse oradaki insanların güzelliğindendir bu. Yine tam tersini düşünürsek, orada yaşayan insanların çirkinliğindendir duyduğumuz nefret. Ama çamuru yine şehrin kendisine atarız. Halbuki şehir dediğiniz nedir ki? Dağ, taş, ova üzerine kurulu parklar, apartmanlar vs. Bir insan evden ya da ağaçtan nefret eder mi? Böyle bir nefret elbette saçma olurdu. O yüzden bir şehri sevmiyorum derken aslında şehirde yaşayan insanlara hitaben söyleriz bu sözü.

Gavur İzmir…?

İzmir’in gavur İzmir olduğunu söylerler mesela. Kime göre, neye göredir bu tanım? Diğer yandan gavur olmayan kesimlerin %70-80 oranlarında kaçak elektrikte su götürmez farkla önde olmaları hayli tuhaf bir durum.

Az mıdır yoksa çok mu bilemiyorum ama, Doğu-Batı ve İç Anadolu olmak üzere hayli şehir gezip gördüm. Karadeniz bölgesine gitmek kısmet olmadı ama, hep aklımın bir köşesinde durur o yeşil dağlara çıkmak.

Yolculuk yaparken sınırdan sınıra geçiyorsunuz ya, bazen öylesine farklı yaşam tarzları görüyorsunuz ki afallayıp kalıyorsunuz. Sonra kendinize ”ben nereye geldim böyle” derken buluyorsunuz kendinizi.

Kimseyi incitmek, kırmak istemediğimden şehir adını vermeden bu gezip gördüğüm ve kaldığım yerlerden bir kaçı hakkında düşüncelerimi anlatmak istiyorum. Bir şehir düşünün ki, sokakta el ele gezen bir çift göremezsiniz. Çünkü ayıp bir şeydir bu. Çoook ayıp hemde. Elalem ne der sonra? Hiç sokak ortasında el ele gezilir mi? Durup da sarılmak falan olur mu? Bir müddet sonra şehrin bunu kaldırmadığını görüyorsunuz. Böyle bir yerde insan kendini ne kadar özgür hissedip, ne kadar mutlu olabilir siz düşünün artık.

Garip bir olay daha anlatayım size.

Başka bir şehirde ise hayli garipsediğim bir toplu taşıma durumuna şahit oldum. Hayatımda belki de ilk kez böylesine tuhaf bir duruma denk geldim. Bu gözlemim elbette bir kaç günlük bir gözlem değil. Bir yanında tekli diğer yanında ikili koltukları bulunan küçük halk otobüslerini bilirsiniz. Gözlemlediğim olay ise şu; Eğer ikili koltukta oturan bir kadınsa, yanına bir erkek oturmuyor. Eğer oturan erkek ise, bir kadın oturmuyor. Bildiğin ayakta gidiyorlar.

Bazen daha da komik bir hale geldiği oluyor tabi bu durumun. Diyelim ki ikili koltukta bir erkek tek başına oturuyor. Kadın bindiğinde ayakta kalıyor. Sonra şöyle bir yer değiştirme kargaşası yaşanıyor otobüsün içinde. Tekli koltukta oturan bir süpermen kadına yer veriyor. Sonra ikili koltukta yalnız oturan abinin yanına geçiyor. Böylelikle herkes mutlu oluyor. Benim dışımda herkes tabi. Sanırım kadın iffetimi korudum, erkek ise iffete göz dikmedim diye.

Yahuu Allah aşkına siz ne yapıyorsunuz?

Bu insanlar resmen kafayı yemiş. Bu insanlar yüzünden kendimi kötü hissediyorum bazen. Çünkü onları mutlu eden şey beni huzursuz ediyor. Bir toplu taşıma aracında olduğumu hatırlayıp yanımda oturanın kadın ya da erkek olduğunu umursamadığım için kendimi veba mikrobuymuşum gibi hissediyorum.

Annem yaşında ama, kadın oturmuyor yanıma. Nasıl hissedeceğim başka? Nasıl hissedebilirim ki daha başka?
Hayır yani böyle bir davranış biçimiyle kendilerini daha mı ar namus sahibi olarak görüyorlar gerçekten anlamıyorum.

O yüzden bu durumu aşırı muhafazakarlık olarak değerlendiriyorum. Başka da bir açıklaması varsa lütfen birisi anlatsın da bileyim. Beni asıl üzen şey ise; yetişen genç neslin de böyle davranması. Çünkü anne babalarından, büyüklerinden gördüklerini tekrar ediyorlar. Belki bir kaçı sorguluyordur ama o da garibim fazla dayanamayıp sürüye ayak uyduruyordur zamanla.

Ne güzel demiş Edip Cansever;

Ah güzel Ahmet abim benim.
İnsan yaşadığı yere benzer.
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer.

İlgili Yazılar:

  1. Pembe otobüs uygulaması saçmalıktır!
  2. Hissettiklerimizin yanında kelimelerin ne önemi var?
PaylaşGönderPaylaş2Tweet2Paylaş
Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Ölümü sık düşünür ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar. Hakkımda daha fazla..

Yorumlar 12

  1. sessizkaldım says:
    9 yıl önce

    Gerçekten yazdıklarına noktasından virgülüne kadar katılıyorum bende çok şahit oluyorum bu toplu taşıma da oturma olaylarına insanı öyle bir hale koyuyorlar ki sanki kötü bir şey yapıyorsun durumuna düşürüyorlar ben bazen kavga bile ediyorum böyle oturma olaylarında:) Hani bir söz var dır ben bazen çok kullanırım (dinime küfür eden Müslüman olsa) diye Emeğine yüreğine sağlık çok güzel bir yazı olmuş

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Yok ben daha kavga edecek boyuta ulaşmadım henüz. Hem kavga etsem ne olacak sanki böyle insanlarla ne değişecek ki? Üstüne bir de dayak yer otururuz.

      Yanıtla
  2. Adsız says:
    9 yıl önce

    işte bunlar hep seks. Ciddi anlamda dalga geçmeden söylüyorum, seks. İnsanların dinleri ve içindeki kuralları o kadar şekilciki artık Türk kültürünü de etkileyen bir şey haline geldi. Umarım şu arap kültürünü benimsemiş insanları sayısı azalır da refah seviyesi yüksek mutlu bir ülke oluruz.

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Umarım diyorum dostum.

      Yanıtla
  3. Profösör says:
    9 yıl önce

    Her şehrin kendine has inançları, yaşam biçimleri ve kültürleri vardır muhakkak. Zaten beş parmağın beşi bir midir? Nereye gidersek gidelim o yerin değer yargıları var. Metropollerde bile semt semt değişkenlik gösteren alışkanlıklar var. Bizler de ister istemez hoşgörü libasını sırtımıza geçirerek kabulleniyoruz bu değer yargılarıaı. Aile içinde bile farklı düşünce ve anlayışta olduğumuzu düşünüyorum ben. Elbette birbirimizden etkileniyoruz ve aynı zamanda da birbirimizi kırmadan eleştirmeliyiz. Aslında ne tam kırmızıyız, ne de tam maviyiz. Üzüm üzüme baka baka karar ya, aynen biz de birbirimize baka baka morarıyoruz… 🙂

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Doğru söylüyorsun Profösör. Morarmasak bizi üzümden bile saymayacaklar.

      Yanıtla
  4. Semi M.Eller says:
    9 yıl önce

    Tespitler çok doğru. Benzer durumla yıllar önce karşılaşıp afallamıştım. Üniversiteyi kazanıp Karadeniz`in kıyısındaki küçük ama gelişmiş bir ilçesinden Bursa`ya gelmiştim. Hem bir il, üstelik de Türkiye`nin en büyük illerinden biri. O küçük kasabada giydiğim kıyafetleri Bursa`da giyemez oldum. Öğrencilere zor ev verildiğine, hatta kız öğrencilerse kalanlar apartmandakilerin girene çıkana karıştığına vs. çok şeye tanık oldum. Demek ki neymiş, o şehrin havası insanların elindeymiş. Gerisi boş.

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Bu ev verme meselesi burada da var ne yazık ki. Öyle yok ben öğrenciyim tek başıma kalacağım diyene kolay kolay ev vermiyorlar.

      Yanıtla
  5. Büşra Bayram says:
    9 yıl önce

    merhaba 🙂

    yazıya sonuna kadar katılıyorum şu koltukta yanına oturma hariç 🙂

    Trabzon da başıma geldi. minibüste geçtim dörtlü koltukta en sağda oturdum. yaşlı bir amca geldi, oturmadı yanıma. dedim amca burası boş, olmaz dedi, sonra olayı fark ettim, bi adam kalkınca yerine oturdu. sonra başka binen kadınlar hemen benim yanıma geldi. o zaman garip gelmişti..

    fakat istanbul da yaşıyorum, her gün binlerce olaya şahit oluyorum. evet belki küçük şehirlerde olaylar yaşanmıyordur fakat burası istanbul. yaşlısı genci, bir sürü sapıkla bir arada gidiyoruz. açıkçası çoğunlukla yanıma oturan bir erkekten tedirgin oluyorum. bir keresinde bi kadının bacağının okşandığına, bir keresinde göğsünün tutulduğuna şahit olmuştum. bağırış çağırış falan derken; o kadının yaşadıklarını düşünmüyorum bile..

    toplu taşıma kullanmaktan nefret edecek duruma getiren insanlar oldukça; o tip çözümler oldukça mantıklı geliyor. kimse üstüne alınmasın, vebalı değilsiniz fakat vebadan kötü beyin hastalığı insanlar var ve psikolojisi korunması gereken kadınlar. kadınlar bu ülkenin inşaat mühendisi.

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Sanırım haklısın, çünkü insanların bu şekilde davranmalarında toplumunda oldukça büyük bir rolü var. Belki kadınlar da haklı. Ama inan o durumda kendimi kötü hissettiriyor insanlar bana. Ben de haklıyım. Eee haksız kimse kalmadı. Kimse suç bulmalı bilemedim şimdi. Çık işin içinden çıkabilirsen.

      Yanıtla
  6. didemika bir deli bir dolu says:
    9 yıl önce

    Merhaba;
    Uzun zamandır blog hayatından uzak kaldım … Şimdi ise ısınma turlarındayım , derken karşıma yazın çıktı …
    Ancak 'okuyucu' hitabın ile yeni tanıştım … Ve beni sanki çok uzak biriymişim gibi dışa itti …. Bu elbette ki senin tercihin ama bana sanki uzaktan resmi nasıl anlatacağımı bilemediğim bir etki veriyor garipsedim ve kendim gibi yorum yazmaktan çekindim … Sonra eski hallerimiz aklıma gelince fütursuzca affına sığınarak bunu yazmazsam olmaz dedim ….
    Gelelim konulara …. Gerçekten de etki tepki meselesi ama yine bunu bütüne vurmak da olmuyor bazen … Nasıl doğayı şekillendirerek katleden bizsek şehirlere de insanların etkisi , yaşayışı , kültürü damgasını vuruyor ne yazık ki … Sonra cennet gibi bir yeri sevmeyebiliyoruz …
    Emeğine , kalemine sağlık

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Merhaba Dido,
      Sen söyleyince fark ettim bu durumu biliyor musun. Merak edip yazılarımı inceledim ve şimdiye kadar yazmış oldugum 79 yazıdan 9 unda 'okuyucu' kelimesini kullanmışım. Aslında pek üstünde durmuyorum bu durumun. Sanırım arada öyle denk geliyor. Ama yine de uyarman iyi oldu. Belki de gerçekten itici bir yanı vardır bu kelimenin şimdiye kadar fark etmediğim.

      Değerli yorumun için teşekkür ediyorum.

      Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Son Yazılar

Yönüm Sen İken #Şiirimsi

Kırılganlık

Kırık oyuncaklar sepeti

Tik tak, tik tak, tik tak

Bir sokağın hikayesi

Daha Fazla Göster

Neler olup bitiyor?

  • Hızlı Yazar - 1 ay önce

    Selam Dostum, Yazı konusu güzel, yazının içeriği güzel. Geriye kalan güzel bir yorumla yazıyı ve yazarı selamlamak. İnsan neden yazar?…

     İnsan neden yazar ki? | Yazan İnsanların Ortak Noktası Nedir?

  • cooq.co - 1 ay önce

    Areka palmiyesiyle ilgili bu detaylı ve bilgilendirici yazı için teşekkürler! Ev dekorasyonunda yeşil bitkilerin önemi gerçekten büyük. Areka palmiyesi, hem…

     Ev Dekorasyonlarının Olmazsa Olmazı Yeşil Bitkiler

  • Çıplak Yazar - 1 ay önce

    Bu da ilginç bir sohbet olmuş gerçekten. Dilerim bu kırılganlığı bir şekilde atlatırsınız.

     Kırılganlık

  • aysel kılıçaslan çelebi - 1 ay önce

    sizi çok iyi anlıyorum aynı duyguları bende yaşadım hatta bir süre yazmaktan uzaklaştım akabinde yapay zekaya şu soruyu sordum "bu…

     Kırılganlık

  • Çıplak Yazar - 1 ay önce

    Eve gidince haliyle afacanlara ve eşine de zaman ayırman gerekiyor. Ben de bir baba olduğum için seni çok iyi anlıyorum.…

     Siz Ne Biçim Yazar - sınız? (Bir soru, bir cevap, biraz da şarap)

Müdavimler

  • Ece Evren (29 yorum) ⭐️
  • Begonvil Sokağı (28 yorum) ⭐️
  • Büşra Bayram (25 yorum) ⭐️
  • Yağmur Yağar (23 yorum) ☕
  • Kaystros Tyrha (23 yorum) ☕
  • Daha Mutlu Yaşam (21 yorum) ☕
  • Karga ve Kız (20 yorum) 👋
  • ELİF sarı (18 yorum) 👋
  • Değmesin Yağlı Boya (17 yorum) 👋

E-POSTA LİSTESİNE KATILIN!

Her yeni yazıdan anında haberiniz olsun.

Tanıtım Yazısı Yayınla
A Life Hastaneler Grubu

Sponsor İçerikler

Yazarlar İçin Sosyal Medya Stratejileri

Türkiye’nin En İyi Aspavası Seçildi

Adrasan

Yaz aylarının vazgeçilmezi Suluada!


Feedback
✉

© 2025Çıplak Yazar | Kişisel Blog

  • MesajMesaj gönder
  • Abone olAbone ol
  • Kim neler demişKim neler demiş?
  • Ara
Bu sitedeki tüm yazılar ve içerikler, aksi belirtilmedikçe, Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.
Kaynak göstererek paylaşabilirsiniz. | Ticari amaçla kullanılamaz. | İçerikler değiştirilemez veya türev eser haline getirilemez.
Creative Commons Lisansı
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

e © 2016 - 2020 Çıplak Yazar - Kişisel Blog & Kısa Hikayeler İçerikleri paylaşırken lütfen kaynak gösteriniz!

"Bu site, kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikanızı inceleyebilirsiniz. Çerez kullanımını kabul ediyorsanız, 'Kabul Et' butonuna tıklayın."