• Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog

News
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm.
Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
  • Gündelik
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Sinema yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Netflix Dizileri
  • Araştırma
  • Bloggess
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Gündelik
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Sinema yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Netflix Dizileri
  • Araştırma
  • Bloggess
Çıplak Yazar | Özgün Yazılar ve Denemeler - Kişisel Blog
Takip Et
  • Gündelik
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Hikâyeler
  • Yazar Atölyesi
  • Sinemaskop
  • Yaşam ve İnsan
  • Araştırma

Kabulleniş ve başkaldırış

Çıplak Yazar by Çıplak Yazar
20 Eylül 2016
2 dk.
A A

Herkes aslında bir kabulleniş ve başkaldırış ile yaşıyor. Babadan kalma marangozluk işini yapmak istemesek de geçimimizi sağlamak için devam etmek, kabulleniştir. Dağlara çıkmak, dünyayı keşfetmek sigortalı bir iş karşılığı yaşama sevincimizi satmamak ise başkaldırıştır. Ölüm anı geldiğinde bir şeyi çok iyi biliyorum ki, bazı insanlar yaşadığı hayata bakıp tebessüm ederken bazıları ise o korku ile yok olup gitmenin derin acısını yaşayacak. Siz tebessüm edenlerden mi olacaksınız? Yoksa diğerlerinden mi?

Gerçekten de o anda hayatım film şeridi gibi gözümün önünden akıp gidecek mi merak ediyorum. Aslında tüm bunları yazarken kendi ölümümle son dakikalarımı doldurmadan önce tebessüm edebilecek miyim onu da bilmiyorum. Sadece içimden geçenleri yazmak istedim hepsi o kadar. 40 yaşlarında bir işçinin bir yazısını okumuştum bir yerde ve şöyle diyordu:

”Hayatım sabah erken kalkıp işe gitmekle geçti. Şimdi düşünüyorum da biz yaşamamışız” diyordu. Kendini nasıl hissettiğini ve bunları nasıl söylediğini gayet iyi anlıyorum aslında. Kendi açımdan düşünmek gerekirse henüz kırkıma basmadım ama bunu biliyorum. Daha mı şanslıyım? Hayır hayır hiç sanmıyorum. Çünkü bunun farkında olmak bile huzursuzluk veriyor içime. Belki hiç farkında olmasaydım herkes gibi işime gider gelir ve hiç bir şeyi sorgulamazdım. Nitekim acı da çekmemiş olurdum. Dünya tamamen bir sömürü sistemi üzerine kurulu ve gerçekten de bunu bilmek içimi acıtıyor.

Hiç çalışmasak olmaz mıydı sanki diye düşünüyorum bazen.Ya da ne için çalışıyoruz diye soruyorum bazen kendime. Cevabını da pek bulamıyorum açıkçası. Birilerini zengin edip duruyoruz işte. Kendimizden verdiğimiz ödünler de cabası. Tarih en kötüleri ve kötüler karşısında durabilen adamları yazar. Bizleri değil. Çünkü bizler sadece gelecekte birer istatistik olarak kalacak olan sıradan insanlarız. Çünkü sürekli bir kabulleniş içinde yaşıyoruz. Haksızlığa susuyoruz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diye düşünüyoruz. Ana yasalarımız insan haklarını korumak için yeterli değil. Aksine adaletin hakimin vicdanı ile cüzdanı arasında bir yerlerde sıkışıp kaldığını düşünüyorum çoğu zaman.

Buyurun size yaşanmış bir örneği:

Bir keresinde suça yardım ve yataklıktan 24 yıl ceza alan bir adam hakkında bir şeyler duymuştum. Adam için tutulan avukat 90.000 tl istemiş. Ne karşılığında mı? Tabi ki işlenilen suçun örtbas edilip adamın özgür kalması karşılığında. O an aslında adaletin satın alınabilir bir şey olduğunu daha iyi anladım. Bu yüzden ilahi adalete sığınmaktan başka bir çare de kalmıyor. Ama baktığımda onu da göremiyorum. Umarım bu yazdıklarımı sen de görüyorsundur Tanrım. Gerçekten insanlara baktığımda bazen yaralı atlara benzetiyorum. Acı çekmemesi için öldürülen atlara. Bu yüzden de tüm insanlığı bir anda katletmek geçiyor içimden. Biliyorum belki en büyük günahı işlemiş olurdum ama hesap vermem gerektiği anda şöyle söylerdim. O insanlar zaten acı içinde kıvranıyordu ben onlara yardım ettim.

Sudan boğulan balıklara benziyoruz çoğumuz.

Bir olta ağzımıza takılsa da bizi boğulmaktan kurtarsa diye bekliyoruz. Her gün şehitler veriyoruz.. Öylesine alışır olduk ki şehit haberleri görmeye sıradanmış gibi geliyor. Havai fişek atılsa bomba patladı sanıyoruz. Öylesine huzursuzlaştık ki milletçe. Korkuyoruz ve bu korkuyla birlikte yaşıyoruz. Kıytırık işimizden bile rest çekip ayrılmaya cesaretimiz yok bizim. Aç kalırız diye korkuyoruz. Bir sonraki ayın elektrik faturasını ödeyememekten korkuyoruz. Çocuklarımız için korkuyoruz. Başkaldırmamız gereken yerde hep korkuyoruz ve bir şeyleri sineye çekip kabulleniyoruz.

İlgili Yazılar:

  1. Düşünebilmek bir lütuf mu yoksa ceza mı?
  2. Günah sonrası tövbe etmek
PaylaşGönderPaylaş3Tweet2Paylaş
Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Ölümü sık düşünür ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar. Hakkımda daha fazla..

Yorumlar 14

  1. Daha Mutlu Yaşam says:
    9 yıl önce

    Bazen ben de memuriyetin beni robotlaştırdığını düşünüyorum 🙁 Sorguladığım dönemlerde bu yazı denk geldi 🙁

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Sorgulayınca insan neden nasıl sorularına yanıt bulmak istiyor. Yanıtlar da hep insanların içini acıtıyor. En azından cümlelerinizin sonuna koyduğunuz 🙁 işaretinden öyle anladım. Keşke hiç bilmeseydim diyorsunuz sonra kendi kendinize.

      Yanıtla
  2. Değmesin Yağlı Boya says:
    9 yıl önce

    Bugün merak ettim sizi,yazmayacak mi artık dedim kendi kendime ..Siz de yazdınız bu akşam öyle bir yazdınız ki içimdeki ses "git hemen çay demle"dedi…Bazen deli cesareti gerek,deli.

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Çok teşekkür ederim değmesin yağlı boya. Sizin gibi bir kaç samimi okuyucu bana yetiyor inanın.

      Yanıtla
  3. Aytül Örcün says:
    9 yıl önce

    Farkındalık hassasiyeti de beraberinde getiriyor.Kabulleniş sadece değiştirmek istediklerimize hazırlık safhasında güzel.İşini bırakabilme cesaretini gösterenlerdenim.Ama bunu gurur olarak söylemiyorum.Gurur duyduğum tarafı, yaşam biçimi olarak seçilenle, araç olanı ayırabilmekte.
    Ben de özlemiştim yazılarınızı…

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Ben de özlemişim beni okuyan samimi insanları. Teşekkür ederim.

      Yanıtla
  4. Ruhsuz Atmaca says:
    9 yıl önce

    Hayat zor, insan yaradılışı esası ile zor, galiba düşünebilen varlık özelliği insanın cellatlaştıran, keşke sadece düşleyebilen ama düşünemeyen varlıklar olabilsek.

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Biliyor musun Ruhsuz bunu ben de düşünmüştüm. Yani düşünebilmenin bir lütuf mu yoksa ceza mı olduğunu sorgulamıştım kendimce. Sonuç neydi bilmiyorum ama konuyla ilgili bir şeyler karaladığımı hatırladım.
      Düşünebilmek bir lütuf mu yoksa ceza mı?

      Yanıtla
  5. nurcan öztürk says:
    9 yıl önce

    Malesef" yanıtlar can yaktığı" için savunma mekanizmalarına sığınıyoruz.Güzel bir konuya değinmişsiniz

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Okuduğunuz için teşekkür ediyorum Nurcan Hanım.

      Yanıtla
  6. Medine SARI says:
    9 yıl önce

    Öyle bedenime işlemiş ki çalışmak, ara ara aklımdan geçiriyorum, hayallerimi gerçekleştireyim derken çalışmazsam çıldırırım diyorum. Bunun arkasına sığınan bir ben, hayallerini öteleyen bir ben ve muhtemelen ölmeden evvel korkuyla gözlerini kapayacak olan yine bir ben. Ellerinize sağlık.

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Ben de sizin gibi hayallerini erteleyen bir insanım. Halbuki baktığınız zaman denilen şey anahtar deliğinden süzülen duman kadar hızlı geçiyor.

      Yanıtla
  7. Gazeteci N.G. says:
    9 yıl önce

    O işçinin "biz aslında yaşamamışız" demesi… İşte bundan korkuyorum. Çoğumuzun yaşamı hep aynı, ev-iş… Varla yok arasındayız, fikirlerimizle yokuz. Birilerinin cebini doldurmaktan, kendimize, düşünmeye vakit ayıramıyoruz. Tebessümle gidenlerden olmak isterdim, bunu deniyorum, o işçinin dediğinin aksine yaşamayı deniyorum ama, zor… kaleminize sağlık, efendim…

    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Canarva savaşırken canavara dönüşüyoruz hepimiz.

      Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

Son Yazılar

Yönüm Sen İken #Şiirimsi

Kırılganlık

Kırık oyuncaklar sepeti

Tik tak, tik tak, tik tak

Bir sokağın hikayesi

Daha Fazla Göster

Neler olup bitiyor?

  • Hızlı Yazar - 1 ay önce

    Selam Dostum, Yazı konusu güzel, yazının içeriği güzel. Geriye kalan güzel bir yorumla yazıyı ve yazarı selamlamak. İnsan neden yazar?…

     İnsan neden yazar ki? | Yazan İnsanların Ortak Noktası Nedir?

  • cooq.co - 1 ay önce

    Areka palmiyesiyle ilgili bu detaylı ve bilgilendirici yazı için teşekkürler! Ev dekorasyonunda yeşil bitkilerin önemi gerçekten büyük. Areka palmiyesi, hem…

     Ev Dekorasyonlarının Olmazsa Olmazı Yeşil Bitkiler

  • Çıplak Yazar - 1 ay önce

    Bu da ilginç bir sohbet olmuş gerçekten. Dilerim bu kırılganlığı bir şekilde atlatırsınız.

     Kırılganlık

  • aysel kılıçaslan çelebi - 1 ay önce

    sizi çok iyi anlıyorum aynı duyguları bende yaşadım hatta bir süre yazmaktan uzaklaştım akabinde yapay zekaya şu soruyu sordum "bu…

     Kırılganlık

  • Çıplak Yazar - 1 ay önce

    Eve gidince haliyle afacanlara ve eşine de zaman ayırman gerekiyor. Ben de bir baba olduğum için seni çok iyi anlıyorum.…

     Siz Ne Biçim Yazar - sınız? (Bir soru, bir cevap, biraz da şarap)

Müdavimler

  • Ece Evren (29 yorum) ⭐️
  • Begonvil Sokağı (28 yorum) ⭐️
  • Büşra Bayram (25 yorum) ⭐️
  • Yağmur Yağar (23 yorum) ☕
  • Kaystros Tyrha (23 yorum) ☕
  • Daha Mutlu Yaşam (21 yorum) ☕
  • Karga ve Kız (20 yorum) 👋
  • ELİF sarı (18 yorum) 👋
  • Değmesin Yağlı Boya (17 yorum) 👋

E-POSTA LİSTESİNE KATILIN!

Her yeni yazıdan anında haberiniz olsun.

Tanıtım Yazısı Yayınla
A Life Hastaneler Grubu

Sponsor İçerikler

Yazarlar İçin Sosyal Medya Stratejileri

Türkiye’nin En İyi Aspavası Seçildi

Adrasan

Yaz aylarının vazgeçilmezi Suluada!


Feedback
✉

© 2025Çıplak Yazar | Kişisel Blog

  • MesajMesaj gönder
  • Abone olAbone ol
  • Kim neler demişKim neler demiş?
  • Ara
Bu sitedeki tüm yazılar ve içerikler, aksi belirtilmedikçe, Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.
Kaynak göstererek paylaşabilirsiniz. | Ticari amaçla kullanılamaz. | İçerikler değiştirilemez veya türev eser haline getirilemez.
Creative Commons Lisansı
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

e © 2016 - 2020 Çıplak Yazar - Kişisel Blog & Kısa Hikayeler İçerikleri paylaşırken lütfen kaynak gösteriniz!

"Bu site, kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikanızı inceleyebilirsiniz. Çerez kullanımını kabul ediyorsanız, 'Kabul Et' butonuna tıklayın."