• Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

Çıplak Yazar | Kişisel Blog

Takip et
Tülsü
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm.
Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü kısa filmler
    • Yabancı dizi önerileri
    • Tavsiye Filmler
  • Araştırma
  • Bloggess
    • Misafir Yazarlık & Konuk Olabileceğiniz Blog Listeleri
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Günlük
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
  • Araştırma
  • Bloggess

Mavi bisiklet

Çıplak Yazar Çıplak Yazar
23 Temmuz 2017
Hikayelerim
4 dk.
A A
15

Mavi bisiklet


Babama sürekli bana bir bisiklet alması için ısrar ediyordum. En sonunda başının etini yememe daha fazla dayanamayarak, ikna olmuştu. Bir gün hiç ummadığım bir anda hadi gidip bisikletini alalım deyince çok sevinmiştim. Bisikletçiye gideceğimizi düşünüyordum ama, babamın polis olan arkadaşının yanına gittik. Çalıntı motor, bisiklet ne varsa emniyet tarafından el konulan bir alan olur ya, tam da öyle bir yere götürdü polis bizi. Daha sonra ise; seç beğen al diyerek topu babama atmıştı. Babam mavi renkte yeni sayılacak bir bisiklet buldu ve arabamızın bagajına koydu. Bisikletim olduğu için çok sevindiğimden, sevinçten havalara uçmuştum. Eve geldiğimizde hava kararıyordu. Ben hemen binmek istesem de babam, yemekten sonra binersin diyerek, o anki heyecanımı yatıştırdı.

***

Yemeğin ardından annem, babam, ben ve küçük kardeşim Ayhan; bisikleti alarak akşam karanlığında kapı önüne çıktık. Babam üzerindeki eşofman takımıyla ilk başta kendisi binmişti. Bu durum hepimizi güldürmüştü tabi. Mahallenin sokaklarında bir iki tur atıp ardından geri dönmüştü. Daha sonra ise ben binmiştim. Heyecanım, kalbimden bacaklarıma, bacaklarımdan ayak bileklerime hatta bisikletin pedallarına kadar inmişti.

Bir kaç ay içinde bu heyecanım az da olsa gitmişti.. Sanırım insan, arzuladığı şeye kavuştuğu anda, o şeyin heyecanını yitiriyordu. Ancak bir gün hiç beklenmedik bir olay oldu. Bir sabah uyandım ve bisikletimin arka bahçede olmadığını fark ettim. Sahip olduğum anda söndüğünü düşündüğüm heyecan, korku ve endişe ile yeniden baş göstermişti. Önce ağladım ve babam işte olduğundan koşarak annemin yanına gittim.

***

Üzgündüm…

Çünkü çalınmıştı bisikletim.

Evimiz bahçeli ve engin duvarlı bir ev olduğundan, sanırım hırsızlar kolayca girmiş ve çalmıştı bisikletimi. Fakat bir kaç gün sonra beklenmedik bir ziyaretçi çaldı kapımızı. Bir bacağı kesik ve koltuk değneği ile yürüyen bir adam bisikletimi geri getirmişti. Adamla kapı önünde babam konuştu. Sonradan anladık ki, bisikleti bu adamın oğulları çalmış. Adam ise, hırsızlık yapan oğlullarını bir güzel dövmesinin ardından, nereden çaldınız diyerek bizim evi öğrenmiş.

O sahneyi hiç unutmuyorum. Bisikletim gelmesine gelmişti ama, her yeri kırılmıştı. Öndeki lambası, boyasının çizilmesi, hele o kırık pedalın yamulmuş demirini hiç unutmuyorum. Bisikletimi o halde görünce dayanamayarak, sinirle duvara doğru fırlatmış ve bayağı ağlamıştım. Babam bu ani ve agresif çıkışım için bir tokat atmıştı bana. Daha sonra ise tamir ettiririz bir şey olmaz diyerek teselli etmeye başlamıştı beni.

***

Bir kaç gün sonra bisikletimi alarak, arabasını tamir ettirdiği kaportacı arkadaşının yanına götürdü. Ben ise bisikletim tamir olup gelecek diye sabırsızlıkla bekliyordum. Geldiğinde ise iğrenç bir renk ile boyandığını görünce hayli üzülmüştüm. Bildiğimiz bok rengi ve biraz da maşa kısmına siyah boya vurmuşlardı. Açıkçası eski bisikletimden eser kalmamıştı. Bu yüzden bisikletimden soğumuş ve sürmeyi bırakmıştım. Benim iki yaş küçüğüm olduğu için Ayhan sürmeye başlamıştı. Artık bisiklet tamamen onundu.

Bir gün babamın trafik kazası geçirerek öldüğünü söylediler bana. Daha ölüm ne demek onu bile bilmiyordum. Bu yüzden bir müddet daha sokakta bilye oynamaya devam ettim. Aynı şekilde Ayhan da farkında değildi. Fakat gün geçtikçe ölümün o kişiyi bir daha görememek anlamına geldiğini ikimizde öğrenmiştik.

***

Yıllar sonra evlendim ve iki erkek çocuğum oldu. Büyük olan ilkokul ikincisi sınıfa gidiyor, diğeri ise ana sınıfına başlayacak. Büyük oğlum bir gün ”baba bana bisiklet alır mısın” diye sorunca, kendi mavi bisikletimi hatırladım birden. O an kömürlükte her yanının paslanmış olduğundan emin olduğum bisikletimi! Oğlum için yeni bir bisiklet alacak param vardı ama, ısrarla o bisikleti yaptırarak ve maviye boyatarak kendi oğluma verdim. Oğlum bisikleti sürerken bir şeyi fark ettim sonra.

Mavi bisiklet tebessüm içinde bana bakıyordu.

Böylece bir kısa hikaye daha son bulur. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Lütfen kısa da olsa yorum yapmayı ihmal etmeyin. Eğer siz de kısa hikaye yazıyorsanız, yayınlanması için bana gönderebilirsiniz.

Bir öykü de sen gönder

İlgili Yazılar:

  1. Berberin Çırağı: Kısa Hikâye
  2. Kısa Hikaye: Köle
PaylaşGönderPaylaş8Tweet5Paylaş1
Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Zamanın en değerli şey olduğuna inanır ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar. Hakkımda daha fazla..

Benzer Yazılar

en büyük başgan bizim başgan
Hikayelerim

En büyük başgan bizim başgan!

22 Eylül 2023
364
seksi olmayan bacak
Hikayelerim

Seksi olmayan bacak

18 Ağustos 2023
492
100 kelimelik hikaye
100 kelimelik hikaye

Gürültülü Masa | 100 Kelimelik Hikâye

17 Ağustos 2021
1.4k

Yorumlar 15

  1. Ali Varol says:
    5 yıl önce

    Öyküyü beğendim. Yazarımız çocukluk günlerinden bir bölüm anlatmış. Sanırsam yeni yazmaya başlayanların en kolay ve içten yazabilecekleri öyküler çocukluk anılarında saklı. Yazarın savurgan olmayışından mı yoksa sevgisinden mi bisikleti atmayıp eski rengine boyatışı ve çocuğuna verişi… Çocukluk günlerine geri gidişi… İşte bence öykünün hatırda kalacak güzel yeri.

    0
    Yanıtla
  2. Berrakenise says:
    5 yıl önce

    Öykünüzü begendim fakat öyküyü okurken sanki geçişiniz fazla sert geldi . Ve yinede yeterince haz aldığım bir öyküydu bunun için teşekkürler .

    0
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      5 yıl önce

      Merhabalar,

      Yorumunuz benim için inanın çok değerli. Çünkü ”hikayeniz çok iyi olmuş” diyerek geçenleri açıkçası pek samimi bulmuyorum. Ben istiyorum ki birisi de çıkıp eksiklerimi söylesin. Şöyle olsaydı daha olurdu gibisinden farklı bakış açıları göstersin.

      Gerçekten yorumunuz için çok teşekkür ederim.
      Ayrıca tam olarak nerede sert bir geçiş olmuş onu da yazarsanız çok sevinirim.

      Sevgiler.

      0
      Yanıtla
  3. Müjgan Doran says:
    6 yıl önce

    Çok güzel bir öykü.dediğiniz gibi okuyanı çocuklaştırıp birden olgunlaştıran bir öykü. Okurken satırların arasında karekterleri ve yaşanan duyguları hissederken kendi çocukluğuma ve abime alınan bisiklet ve o gün anılarımda tazelendi.Mevsim yaz.Açıkhava sinamasına gidecektik.Bisikleti ilk babam denemek istedi. Hava alacakaranlık. O zamanlar sinemaya giderken bile çevreye saygı özenli giyinilir. Babamda o vaziyette bindi bisiklete gözden kaybodu.epey bekledik. Şaka yaptığını ümit ederek.sinama vakti geldi.yok Babam gelmedi. Aramaya çıktık. Ana caddeden tali yola girişte geniş viraj girince ucurum yoldan aşağı bisikletle yuvarlanmış. Bizim arama sesimize burdayım diye cevap verdi. Biraz inatcıydı.Bileği çıkmış ama geçte olsa sinamaya bizi götürmüş.Ertesi gün o kırıkcıya bisiklet tamirciye gitmişti.Teşekkürler çok güzel anlatımınız var.Bende ufak tefek birşeyler yazmaya çalışıyorum.Sevgiler.

    0
    Yanıtla
  4. Çağrı Mustafa Alkan says:
    8 yıl önce

    5 dakika içinde çocuklaştıran, büyüten; gülümseten, buran bir öykü ancak böyle kaleme alınabilirdi. Bu arada Dinçer Sümer’in Maviydi Bisikletim adlı oyununu da okumanızı öneririm. Çok beğeneceğinize inanıyorum.

    0
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      8 yıl önce

      Çok teşekkür ederim Çağrı Bey.

      0
      Yanıtla
  5. Bir Tutam Karınca says:
    8 yıl önce

    Öykü yazarın hayatından bir kesit olabilecek kadar güzel ve derin duygularla yazılmış.
    “Babam üzerindeki eşofman takımıyla ilk başta kendisi binmişti. Bu durum hepimizi güldürmüştü tabi. Mahallenin sokaklarında bir iki tur atıp ardından geri dönmüştü.” Bu satırları okurken babacım geldi gözümün önüne. Eve bir oyuncak alınınca ilk oynayan hep babam olurdu. Uzaktan kumandalı sarı bir spor araba almıştı kardeşime. Eve geldiğinde biz o araba ile oynamadan önce uzun uzadıya ilk o oynamıştı. Öyle güzel parlardı ki gözleri. Resmen o kocaman adam çocukluğuna dönerdi. Sanırım biz de bu yüzden sesimizi çıkarmadan onun o oyuncak ile oynamasını ilgiyle izlerdik. Ne güzel günlerdi…

    0
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      8 yıl önce

      Öykü yazmanın en güzel yanı bu biliyor musun?
      Bir şey yazıyorsun adına öykü diyorsun ama içinde ne kadar gerçek var, ne kadar kurgu okuyucu olarak bunu bilmiyorsun. Ama ben biliyorum.
      Babalara gelince sanırım hepsinin ortak bir yanı var.

      0
      Yanıtla
    • Ali Varol says:
      5 yıl önce

      Ben çocukluğumda yol, elektrik, olmayan bir köyde büyüdüm. Yoksulduk, bana hiç oyuncak alınmadı. Oyuncaklarımı hep kendim yapardım. Ondan olsa gerek, çocuklarıma bir oyuncak alımca onlarla beraber ben de oynadım. Ne var bunda?

      *

      0
      Yanıtla
  6. Fırat Doğan says:
    8 yıl önce

    Ta ki babanızın kazasından bahseden paragrafa gelene kadar gülüyorduk. Birden içimizi burktun. Ama çok beğendim yazınızı. Elinize sağlık.

    0
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      8 yıl önce

      Teşekkür ederim Fırat.

      0
      Yanıtla
  7. Özlem (Levla) says:
    8 yıl önce

    Okurken ister istemez çocukluğuma döndüm ve nedense bir hüzün çöktü içime. Ben de zorluklarla bir bisiklet aldırmıştım. Aklıma okurken nedense o geldi. Sonunda ise hani derler ye aha şuramda bir şey var yutkunamıyorum, geçmiyor diye aynısı oldu. Çok fazla dokundu içime. Kalemine sağlık.

    0
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      8 yıl önce

      “Çocukluk insanın anavatanıdır” diyor Doğan Cüceloğlu. Benim için de öyle.

      0
      Yanıtla
  8. Burak Y. says:
    8 yıl önce

    Bazı şeylerin adına öykü derler ama içerisinde sevgi olur ders olur mutluluk olur acı olur anı olur. Tüm bunlar öykünde yer almış abi. Gece gece içimizde yaşattığın duygu seli için çok teşekkür ederim. Bir sonraki yazını 4 gözle bekliyorum. 🙂

    0
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      8 yıl önce

      Güzel düşüncelerin için teşekkür derim Burak.

      0
      Yanıtla

Bir diyeceğim var! Yanıtı iptal et

Neler olup bitiyor?

  • Mustafa - 1 hafta önce

    Kitap gerçekten ilgi çekici görünüyor. Bu yazıyı okurken istemsizce aklıma şeker portakalı ve zeze geldi 🙂

     🐦Bana Kuşlar Söyledi Üzerine - Yekta Kopan

  • Evren - 2 hafta önce

    Yılda iki yüz bin TL! Ah keşke 🙂 Benim Instagram DM, bu ve benzeri sorularla dolu. İnsanların blog açmayı hâlâ…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Evren - 3 hafta önce

    Yazarların yazma ve okuma süreçleri hep ilgimi çeker, bu yazın da bu sebeple benim için çok değerliydi. Ferit Edgü’den Woolf’a,…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Mustafa - 3 hafta önce

    1deliningunlukleri blogunu hatırlıyorum. o zamanda takip ederdim o blogu. o blog sizindi demek. bunu bilmiyordum 🙂 bir ara birde hunili…

     Hayatta Bir Şeyleri Hep <strong>Yarım Bıra-</strong>

  • Mustafa - 3 hafta önce

    teşekkür ederim <3 ^^

     Düşündüm de!

Müdavim Dostlar

  • Ece Evren (29 yorum)🌼
  • Begonvil Sokağı (28 yorum)🌼
  • Büşra Bayram (25 yorum)🌼
  • Yağmur Yağar (23 yorum)🍀
  • Kaystros Tyrha (23 yorum)🍀
  • Daha Mutlu Yaşam (21 yorum)☘️
  • Karga ve Kız (20 yorum)☘️
  • ELİF sarı (18 yorum)🌱
  • Değmesin Yağlı Boya (17 yorum)🌱
Dekor Görseli

BURAYI SEVDİN Mİ?

Abone ol, iletişimde kalalım.

✉️
A Life Hastaneler Grubu
Tanıtım Yazısı Yayınla

Tüm içerikler Creative Commons BY-NC-ND 4.0 lisansı ile korunmaktadır.
Kaynak göstererek paylaşabilirsiniz | Ticari amaçla kullanılamaz | İçerikler değiştirilemez

  • MesajMesaj gönder
  • Abone olAbone ol
  • Kim neler demişKim neler demiş?
  • Ara

Sponsor İçerikler

Yazarlar İçin Sosyal Medya Stratejileri

Türkiye’nin En İyi Aspavası Seçildi

Adrasan

kişisel blog yazıları Tanıtım Yazısı - Siteniz burada görünsün!

Yaz aylarının vazgeçilmezi Suluada!


Feedback
✉

© 2025 ciplakyazar.com | Kişisel Blog

  • Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim
Mail abonesi ol

© 2025 Çıplak Yazar - Kişisel Blog - Çıplak Yazar - Kişisel Blog

"Bu site, kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikanızı inceleyebilirsiniz. Çerez kullanımını kabul ediyorsanız, 'Kabul Et' butonuna tıklayın."