”The ugly truth” denilen şeyin tam ortası neresi diye sorarsanız, tam da burası derdim. Erkek aldatırsa kaçamak, kadın aldatırsa orospu! çünkü daha uygun bir tanım bulamadım. Olaya kadın/erkek olarak değil de, aldatmak ve aldatılmak olarak baktığınızda, kesinlikle kimsenin tecrübe etmek istemeyeceği boktan bir durumdur. Eğer aldatan erkek nasıl anlaşılır ya da aldatan kadın nasıl anlaşılır gibi düşüncelere daldıysanız zaten işiniz bitmiş demektir.
İçinde yaşadığımız şu trajikomik, iğrenç ve çoğu zaman bir fıkradan farksız olan topluma baktığınızda aldatılan erkek ve aldatılan kadın arasında farklı yaklaşımlar olduğunu görebilirsiniz. Toplumun kişilik oluşumu üzerindeki etkisinden daha önce bahsetmiştim. Mesela bir erkek aldatırsa; kadın her ne kadar haklı olsa da, şu gibi sözlerle ikna edilmeye çalışılıyor.
- Çocuğunuz var yuvanı mı yıkacaksın bu yüzden?
- Yapmış bir eşeklik bir daha olmaz, sen de affet kapansın bu konu.
- Aldatmayan erkek mi var sanki, senin ki de şeytana uymuş işte.
gibi devam eden tahmin edeceğiniz türden cümleler.
Kadın aldatırsa olan senaryo :
Kadınlar da genellikle kafasında ölçüp biçiyor, bilemiyorum belki de çevresindeki akraba fertlerinin araya girmesiyle yumuşuyor ve affediyor. Böyle durumlarda kalan kadınları gerçekten çok iyi anlıyorum. Çünkü çoğu yuvam yıkılmasın, çocuğum babasız büyümesin gibi sebeplerle bir şans daha vereyim diye düşünüyor. Bu nedenle gerçekten kadınların, erkeklere göre daha merhametli ve koca yürekli olduğuna inanıyorum ben.
Erkek aldatırsa olan senaryo :
Diğer yandan bir kadının aldattığını düşünürsek, durum 180 derece çark ediyor. Bir kere bizim toplumumuzda, erkek böyle bir şeyi kabullenmez. Namussuz, şerefsiz, haysiyetsiz kadın gibi şeyleri haklı olarak sıralar. O da yetmez çeker vurur. İnsan hayatı zaten ucuz. Eee ortada da aldatmış bir kadın var. Hakime de çıkar söylerler.
– Beni aldattı hakim bey. Ben de çekip vurdum!
Yani burada bir affetme, ya da yuvayı kurtarma durumu söz konusu olamaz erkek için.
Burada kesinlikle affetmesi gerektiğini savunmuyorum. Ya da bir erkeğin affetmediği için suçlu olduğunu da söylemiyorum. Sadece benzer durumda bulunan bir erkek ve kadının, toplum tarafından nasıl değerlendirildiğini açıklıyorum. Çünkü aldatılmak gerçekten iğrenç ve çoğu zaman telafisi olmayan bir durum. Aldatanın kadın olması durumda ise; orospu, erkek olması durumda ise; kaçamak diye değerlendirilmesi de kafama bu yüzden takılıyor.
Yani yanlış aynı yanlış!
Bok aynı bok!
Yaklaşım neden farklı? (İzahını yapabilecek misiniz bu durumun?)
Bir kadın bir erkeğe göre daha mı az gurursuz görülüyor ya da bir penisin farklı vajinalara girmesi daha mı az iğrenç karşılanıyor bilemiyorum. Ama erkek aldatırsa kesinlikle bir kadına göre çok daha az psikolojik ve fiziksel baskıya maruz kalıyor. Kadına yönelik şiddette Türkiye İstatistiklerine baktığınızda zaten var olan bir baskı olduğunu görebilirsiniz.
Erkeklerde de bu yüzden tuhaf bir içgüdü vardır.
Bu içgüdünün adı tam olarak şu : Erkek aldatabilir, ama kadın aldatamaz! Hatta tuhaf ama böyle düşünen kadınlar bile vardır. Sonuç olarak kime sorarsanız sorun, kadının aldatmasını daha iğrenç bulacaktır. Bunu açıkça ifade etmeseler bile, içten içe bu duyguya inanacaktır.
Bana sorarsanız aldatmaya meyilli biri zaten sevmiyordur. Arada saygı olsa zaten aldatmazdı. Ama sevgi de yokmuş demek ki aldatıyor diye düşünürdüm. Yani ilişkin belki cidden boktan gidiyordur ama aldatacağına ”bu ilişki yürümüyor” deyip bitirmek daha erdemlidir.
Kadınlar mı daha çok aldatılmıştır yoksa erkekler mi? (Bu soruya cevabınız ne olurdu?)
Çünkü ben kadınların daha çok aldatıldığı görüşündeyim. Çünkü erkek, fiziksel olarak daha iri ve güçlü olduğundan, baskı ve otorite kurmayı, kendisinde zorunluluk ve hak gibi görüyor. Aynı şekilde kadının da böyle bir şeye hakkı olmadığına inanıyor. Bu yüzden kadının tarihteki önemine baktığınızda, bu otoritenin somut örneklerini görebileceğiniz gibi, kadınların neden daha çok aldatıldığını ve bu durumun günümüzdeki kadınlarına kadar nasıl yansıdığını daha iyi anlayabilirsiniz. Erkek aldatırsa bir şey yokmuş gibi davranılmasının nedeni de başlıca bu eski inanışların günümüze olan etkilerinden biridir.
Eski Yunanlılar’da Kadın
- İnsan üzerinde bir yük
- Yegane amacı kadın hizmetçi olarak evde hizmet etmek
- Kadın pisdir, şeytani varlıklardan biridir
- Yasal açıdan bir eşyadır, çarşıda alınıp satılabilinir
- Medeni haklardan yoksundur, hürriyeti elinden alımıştır
- Miras hakkı yoktur
- Erkeğin izni olmadan kadın kendi malını harcama yetkisi yoktur
- Boşama yetkisi yalnız erkeğe verilmiştir
- Yangın ve yılanın sokmasının bir çaresi vardır, fakat kadının kötülüğünün çaresi yoktur
- Eflatun, “Kadın elden ele orta malı olarak gezmeli”
- Aristo, “Kadın yaratılışta yarı kalmış bir erkektir.”
- Yunan mitolojisinde ilk kadının ismi “Pandora”dır. Topraktan ve sudan yaratılmıştır. İnsanın başına gelen tüm bela ve felaketlerin sebebi bu kadındır. O, kötülüklerin kalpalı olduğu kağağı açmış ve bütün müsübet ve felaketleri dünyaya yaymıştır.
- Fahişelerin evleri siyaset, sanat ve edebiyat merkezleri halindeydi.
- Sanat adına çıplak heykeller ve aşk tanrıçaları yapılırdı.
Roma’da Kadın
- Babanın kendi kız ve erkek çocuklarını ailesine kabul etme mecburiyeti yoktu. Çocuk doğumdan sonra, babasının ayakları önüne bırakılır, baba eğer onu kucağına alırsa çocuğu kabul etmiş sayılırdı. Kaldırmazsa onu kabul etmediği anlamına gelirdi.
- Çocuk erkek ise isteyen onu alıp götürürdü, kız ise açlık ve susuzluktan ölüp giderdi.
- Aile reisi çocuklarından dilediğini satar, istediğini aileden ihraç ederdi
- Koca isterse karısını öldürebilirdi
- Boşanma sistemi 520 yılına kadar bilinmiyordu
- Kadınlar vatandaş değildir.
Eski Hind’de Kadın
- Kadın köledir
- Kadın kocası öldüğü zaman hayat hakkı yoktu, o gün ölmeliydi
- Kadın 17.yüzyıla kadar kocasının cesediyle beraber yakılırdı.
- Tanrıların hoşnut edilmesi için kadın kurban edilirdi
- Hind hukukuna göre felaket, tafun, ölüm, cehennem, zehir, ejderha, ateş hiç bir zaman kadından daha kötü değildir.
- Buda: “Eğer kadınları dinime kabul etmeseydim Budizm çok uzun zaman temiz bir şekilde devam ederdi. Bugün artık bu dinin uzun zaman yaşıyacağını zannetmiyorum. Zira bu dine kadın girmiştir.”(Edyanu’l Hind 72)
Eski Mısır’da Kadın
- Firavunlar devrinde kız kardeşlerle evlenirdi. Firavunlar tahtlarını başkalarıyla paylaşmamak için çoğu kez kız kardeşleriyle evlenmişler. Mısır halkı da Firavunlar gibi yapmışlardır.
Bâbil’de Kadın
- Kadın evcil hayvanlar mesabesindedir
- Biri bir adamın kızını öldürdüğü zaman o da kızını diğerine teslim ederdi. Teslim alan kişi kendi malı gibi kullanır isterse öldürürdü.
Eski İran’da Kadın
- Mecusilerin devrinde kız kardeş ve anne gibi kan yakınlığının bir saygınlığı yoktu. Onlar kızkardeşleriyle evlenir ve bunuda teşvik ederlerdi.
Eski Rusya’da Kadın
- Erkek ve kadına farklı hukuki muamele yapılırdı.
- Fuhuş yapan, zina eden kadına çok ağır ceza verilirdi. Cinsel organları oyularak çıkarılırdı. Erkeklere böyle bir ceza verilmezdi.
Eski Çin’de Kadın
- Kadın insan değildir.
- Kadınlara isim verilmezdi, numara konulur, iki üç diye seslenilirdi.
- Kız çocukları uğursuzluk sebebidir.
KURAN’DA KADININ KONUMU
Nisa Suresi 11 – Erkeğe iki, kadına bir birim miras düşer.
Nahl Suresi 43 – Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. (Kadından peygamber olmaz)
Ahzap Suresi 50 – Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Ücretlerini vermiş olduğun eşlerini(Kadın Parayla alınıp satılan maldır), Allah’ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeler(kadın köle).
Bakara Suresi 223 – Kadınlarınız sizin için bir tarladır. Tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın.
Bakara Suresi 282 – İki kadını şahitliği bir erkeğinkine denk kılınmıştır.
Nisa Suresi 34 – İyi kadınlar itaatkâr olanlardır…Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve dövün.
Nisa Suresi 34 – Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini diğerinden üstün yaratmıştır.( Kadınlar yönetici olamaz)
Nisa Suresi 3 – Erkek 4 eş alabilir. Beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın.
Bakara Suresi 228 – Erkekler, kadınlara göre üstündür.
Ahzap Suresi 33 – Evlerinizde oturun, Cahiliye de olduğu gibi açılıp saçılmayın.
Enbiyâ Suresi 7 – Biz, senden önce de, kendilerine vahiy verdiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. (Kadından peygamber olmaz)
Tahrim Suresi 5 Ayet – Peygamber sizi boşayacak olursa, belki de, Rabbi ona(Muhammed’e) sizden daha hayırlı, kendisini Allah’a teslim eden, inanan, gönülden itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire kadınlar olmak üzere sizden daha hayırlı eşler vermesi umulur.
Günümüz kadının aldatması durumunda neden daha aşağılık görüldüğü, erkeklerin neden daha üstün olarak kabul edildiği, kadına şiddetin ve kadın cinayetlerinin neden bu kadar çok olduğu gibi bir çok sorunun tüm nedeni, geçmişten gelen ve bilincimizde yer etmiş bu düşüncelere dayalıdır. Kabul edip etmemeniz elbette size kalmış. Ancak konu ile ilgili düşüncelerim kesinlikle bu yöndedir.
Eğer farklı düşünceleriniz varsa lütfen yazmaktan çekinmeyin. Yazın ki birlikte bir şeylerin ortasını bulabilelim.
öyle bir devirdeyiz ki.. magazin sayfalarını kurcalarsak şuan metreslik normal bir şey gibi gösterilip hatta özendiriliyor. çok ünlü erkek kişilerin metresleri olup eşlerinden boşanıp sonra marifet gibi düğün provaları yapıyorlar. hatta evlilik dışı çocuk şuan çok çok normal (özellikle evli erkekten). aktif olarak takip ettiğim iki bayan var şu an listemde ünlü ve evli erkekten çocuk yapmış!
neyse sorun metreslik değil zaten sorun gözümüzün içine marifet gibi sokulan gündem konuları da hep aldatma üzerine. normalleştirilmiş ve neredeyse olmazsa olmaz olacak diye korktuğum davranış biçimi. gün gelecek bütün evliler boşanacak, herkes aldatacak, aldatılacak, erkekler için erkektir yapar normal, kadınlar için o.. denilecek konu kapanacak! daha bugün girdiğim haber sitelerinde evli ve bir çocuk babası eski sunucu şahsın aldatma haberini okudum. öf yani..
lanet olsun başka bir yerde yaşamak istiyorum 🙂
Hocam gayet güzel içeriğinizi seviyorum.
Kadınlar da aldatıyor hem de gayet profesyonelce. O anlamda intikamımızın alındığını düşünüyorum:)
İçeriğiniz çok güzel olmuş. Elinize sağlık. Bu işin ortasını bulmak diye bir şey yok ayrıca, aldatmak-aldatılmak sansasyonel olduğu için çok konuşuyoruz; mevzunun kökleri o kadar derindeki ..Bir örnek vereyim:
Çalışanlarımızdan biri (kadın) geldi az önce. Eşi ayın 26 günü çalışıyor. Sadece pazar günü evde. Yani ayda 4 gün. Çalışanımızın da bir cumartesi bir pazar olmak üzere ayda 2 gün hafta sonu nöbeti var. Beyefendi eşinin istifa etmesini istemiş çünkü erkeğin izinli olduğu 4 günün birinde karısının iş yerinde olması söz konusu olamazmış. Üstelik kılıf da şu ” Birbirimizi zaten göremiyoruz ” . Şimdi bu kadın belki bundan kendine bir övünç payı bile çıkarıyor ”Bakın, eşim beni ne kadar seviyor” şeklinde . Adam 26 gün 8-6 çalışırken sorun yok , kadının bir pazar işe gelmesini ise kabul edemiyor.
Siz hiç ”hay senin babanı… ” diye başlayan küfür duydunuz mu mesela? Dilimiz, kültürel kodlarımız hep kadının aleyhindedir .
Yani aldatmak konusu devede kulaktır bana sorarsanız.
Çok iyi bir yazı olmuş, söylenmesi gerekenler söylenmiş. Tebrikler 🙂
Nokta atışı gibi bir yazı olmuş. Eline sağlık.
Sevdiğiniz yazılarınızdan birini daha okumak nasip oldu. Toplumumuzdaki böyle söylenmesi gereken ama hep göz ardı edilen şeyleri tutup yazmanız ve ortaya böyle apaçık koymanız takdir edilesi. Yazıya gelecek olursak gerçekten çok haklısınız. İçeriğiniz her zamanki gibi kaliteli ve bilgilendirici. Umarım bu yazıyı daha çok kişi okur ve o sığ düşüncelerden kurtulmalarına yardımcı olur.
MERHABA, ben yazdıklarınızı takip ediyor ve okuyorum fakat bir fıkıh kitapları okumuş ve Kur-an’ı Kerim ‘i okuyup mealini günlerce düşünen biri olarak dinimizin kadınlara ne kadar üstünlük yarattıgını ve ‘ onlar sizlere emanettir ‘
diye açıklandığını biliyorum ve üstte yazdıgınız bazı ayetlerin tefsiri yalnıştır efendim.
Kur’anda yazı ile anlatılan ve anlaşılıp çıkarılan sonuçlar farklı olması nedeni ile böyle bir yobaz toplum olabiliyoruz.
Doğru anlaşılması dileklerimizle…
Kuran neden yanlış anlaşılsın ki?
Her şeyi açık seçik net bir kitap değil mi sonuçta?
Kur’an’ı herkes kendisine göre anlamak isterse çok kargaşaya sebep olucaktır böylece benceizm denen saçma sapan şeyler türeyecektir. Kur’an madem kolay anlaşılıyor ise neden 250.000 den fazla cilt cilt tefsirler açıklamalar yazılmış ? Hiç düşündünüz mü ? Biz en küçük örnek olarak,doktorun vermiş olduğu ilacı bile anlamazken ona sorarken konu Kur’an olunca o işin ehline sormamak sizce saçma olmaz mı ?
İşin ehli kimdir? 250.000 tefsirden siz hangisini doğru buluyorsunuz?
Bir çok islam âlimi vardır ve bir çok site sağlam kaynaklar var araştırdırdığınız zaman göreceksiniz mutlaka. Bunları konuşcak olursak özelden detaylı konuşuruz 😊 Yardımcı olmaya çalışırız İnşallah.
Size yardıma ihtiyacım olduğunu düşündüren nedir?
Beni yardıma muhtaç görürken, kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?
“Kuranda kadının konumu” kısmı bence çarpıtılarak yazılmış. kuran tabi ki açık seçik yazılmamıştır. üzerine düşünmek için pay bırakılmış, tevekkül ile doğru yol amaçlanmıştır.Ayrıca tabi ki yanlış yorumlayanlar, kendine göre düzenleyenler, işine gelerek yaşayanlar var bu yüzden sadece yazılanı okuyup körü körüne doğru olduğunu düşünenler var. orada alıntı yaptığınız ayetlerin hiçbiri bahsettiğiniz anlama gelmiyor.bir şeyleri ispatlamaya çalışır gibi sadece kuran kısmını bu kadar uzun yazıp bunun üzerinden durumu anlatmaya çalışmanız bana samimi gelmedi ne yazık ki..
Size samimi gelmemesine saygı duyarım Ebru Hanım. Kimseyi düşüncelerinden ötürü yargılayamam.
Tabi ki benimle aynı fikirde olmak zorunda olmayabilir ve kendi fikirlerinizi “bu blogda” her zaman özgürce söyleyebilirsiniz.
Ama isterim ki, okur olarak siz de bilginizle bir şeyler katın.
“Ayetlerin hiçbiri bahsettiğiniz anlama gelmiyor” deyip kestirip atmak yerine, doğrusunu siz söyleyin mesela.
Öncelikle geçmişten bahsederek tarihi olarak bilgi aktarımı yapmaya vesile olduğunuz için teşekkür ederim ,ben istifade ettim.
Kuranı kerimden aldığınız ayetleri sanırım ne anlama geldiğini merak edip bakmadınız .Hoş kendi düşüncelerinize göre yorumlayıp yanlış manalara getirmişsiniz.
”İlk okunuşta neden anlaşılmasın ayrıntıya bakmaya gerek var mı ? Apaçık bir kitap değil mi sonuçta ”
şeklinde düşünceniz olabilir.Eğer gerçekten böyle düşünüyorsanız gelin bir de bu olaya farklı bir pencereden bakalım .
Okula başladığınız ilk günü hayal edin ,okuma öğrenmek için yeni gidiyorsunuz.Biraz zaman geçtikten sonra da kalkıp size öğretmenleriniz ‘Osmanlı Tarihi ‘ dersi anlatmaz .Değil mi ?
Tıpkı bunun gibi de bir kitabı sıradan görüp ilk okuyuşta aklınıza gelecek ilk anlamı doğru kabul edip yola çıkmak ne derece doğrudur varın siz hesap edin .
Kuranda bahsedilen ayetlere bakacak olursak da şöyle başlayayım .
Nisa suresi 34.ayeti ele almışsınız. ‘İyi kadın itaatkar olanlardır .Başkaldırmalarından rahatsızlık duyduğunuz zaman onları yalnız bırakın ,dövün .’
Şimdi buna ilk bakıldığında elbette kadınlara eşitsizlik olduğu anlamı çıkıyor ama biz bunun maksatını öğreneceğimiz zaman iş değişecek emin olun. 🙂
Kadınların herhangi bir evlilikte sıkıntı çıkmasında dövülmesi demek ya da bir erkeğin kadından daha üstün olması demek nedir ? Bizler yaratılış olarak erkeklerden daha naif ve nazik varlıklarız. Duygusal anlamda olsun , hassasiyet noktalarında olsun daima kadınlar erkeklere göre daha kırılgan ve daha duygusaldır.Güç boyutu olarak ise erkekler daha güçlü ve daha serttir.(Eşitsizlik olarak anlamayın artık :)) Yani bu biyolojik olarak da böyle açıklanır.
Erkekler kadınlardan üstündür diye bir yargı çıkarılmamalıdır.
Peki üstün olduğu noktalar var mıdır ? Evet vardır ki biraz önce bahsettim. Bu birtek kadınlar üzerinden sorgulanacak bir şey değildir. Elbette kadınların da erkeklerden üstün olduğu noktalar vardır . ‘Kadınların da ‘derken erkeği baza aldım şimdi de kadından bahsettiğim için kullandım. Aksi takdirde bu dediğimi bile yanlış yere çekenler olacaktır nitekim öyle de oluyor 🙂
İslam dininde ‘dövme ‘ gibi bir husus söz konusu olamaz. Ele aldığınız ayetteki kadına olan şiddet .o zamanki kültüre göre bir caydırıcı etken olarak görülmüş ki Peygamberimiz bu ayetten sonra yanlış anlaşılacağı üzerine kadınları döven erkeklere de ‘HAYIRSIZ ‘demiştir ve bu işten insanları alıkoymuştur.(buhari ,nikah 93).İnanmayanlar için kaynak da temin ettim.
Lütfen birşeyler iddia ederken neyi nasıl anlattığınıza dikkat ederseniz sevinirim .
Kaynaklara dayandırarak kendi görüşlerimi de yoğurduğum bir yazı . 🙂
Değerli yorumunuz ve vakit ayırıp uzunca yazdığınız için teşekkür ederim.
Dünya üzerinde dört bine yakın din ve mezhep var ve bunların hepsi kendi inandıklarının doğru, diğerlerinin ise yanlış olduğunu düşünüyor. (Tıpkı sizin gibi) İnancını hayatının merkezi odak noktasına koyarak o şekilde yaşıyor. Bütün davranışları, düşünce yapısı ve yaşam biçimi de yine inancı doğrultusunda şekilleniyor. Bunda elbette doğmuş olduğumuz coğrafyanın ve yetişmiş olduğumuz toplumun da etkisi oldukça fazla.
İnançlı biri olarak bu tür konuların sizi rahatsız etmesini anlıyorum. Manevi değerlerinizin eleştirilmesini, eleştirilmeye açık olmasını istemiyorsunuz. (15 yıl önce benzer durumlara, yazılara sizin gibi ben de tepki veriyordum çünkü.)
Mesela şu ayete ve inancınıza göre bütün ateistleri, dinsizleri öldürmeniz gerekiyor. Bunu yapar mısınız?
Ya da dört eşlilik konusuna gelecek olursak, birisinin üçüncü ya da dördüncü eşi olmak ister misiniz?
Rahatsızlık duyduğum yok bilakis doğru olan şeyleri yanlış yerlere çeken kişilere birazcık doğrulardan bahsetmek istedim.En son bana yönelttiğiniz soruda ciddi olduğunuzu bile düşünmüyorum .Açıkcası bana biraz komik geldi .Çünkü islamda 4 eşlilik kaidesinin sadece o yıllarda savaşlar olduğu için kadınların eşlerinin savaşta kaybedildiğini ve Efendimiz (asm) onları sadece himaye etmek için kendine eş olarak aldığını sanırım bilmiyorsunuz.Size göre yine ‘sapıklık ‘ olarak nitelendirilecek bir konu tabiki.Olayın iç yüzüne bakmadan arzumuz doğrultusunda anlam çıkarmak en kısa yol sanırım bazı inanmayanlar için.
Bakınız ister inanırsınız ister inanmazsınız elbette .Kuranı kerimi de sadece masaldan ibaret olarak görüldüğü için bu ayetleri fütursuzca kullanıyorsunuz. Hepsinin açıklaması kuranı anlayıp okuyanlar tarafından açıklanıyor.
Örnek verecek olursam ,bizler yediğimiz ,tükettiğimiz gıdaları bile almadan önce içindekilere bakıp veya nasıl yapıldığına bakıp iyice araştırmaya koyulan insanlarız ama söz konusu kitaplara gelince (kutsal kitap ) böyle incelemek ,araştırmak söz konusu bile olmuyor.
”Her din kendinin doğru diğerlerinin yanlış olduğunu düşünüyor ” derken yine kendi düşüncenizi genelleştirmişsiniz. İslam son dindir ve hak ,doğru dindir .Doğrudan kasıt ise insanların hayatını kolaylaştırmasıdır.Değerli yazarımız bu konuda aksi fikriniz var bu çok net anlaşılıyor.Yetersiz araştırmalarınız nihayetinde insanlara yanlış pencerelerden düşüncelerinizi aktarıyorsunuz.İslam dinini burada hak din olduğunun açıklanması biraz uzun olur.Bu demek değildir ki islamı anlatmakta yetersizim. Sizin yine buraya çekeceğinizi biliyorum .Herşey araştırmalarla ortaya çıkar . Belirtmek istediğim anlamını bilmediğiniz ayetleri yazınıza eklemeniz ve bunun üzerinden duyar kasmanızı elbette doğru bulmuyorum .En azından bir yazar olmaya hazırlanan yazarlık sürecinde.
Saygılar . 🙂
Peki.
İnanç konusunda şunu söylemek istiyorum. Bu dünyadaki her insana göre iyi ve kötü farklıdır her insan öznel bir şekilde bunu yorumlayabilir. Adolf Hitler’e göre insan öldürmek kötü değilken bana göre kötü ve acımasızdır. Bunu ortasını belirleyenen sağlam bir şey olmalı. Bunu tarihten bu zamana kadar ne bir felsefi görüş ne bir ideoloji yapmıştır 🍃 Ayrıca yazınızı araştırıp yazmışsınız lakin Kur’an’daki ayetlerin ne olduğu niçin indiği hakkında bilginiz var mı bilmiyorum ama bu ayetler değil kadını ezmeyi kadının önemini anlatandır.😊
Madem kadın Kuran için önemliyse, bugün ortadoğu ülkeleri neden kaos içindedir?
Şeriat ülkelerinde özgür düşünceyi savunan kadınların, yüzüne (devlet işbirliğiyle) neden kezzap atılmaktadır?