tweet
paylaş
News

Kişisel Blog ve Öyküler

Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm.
Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
  • Gündelik
    • Aforizmalar
    • GYSMrn
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü Kısa Filmler
    • Netflix Yabancı Dizi Önerileri
  • Araştırma
  • Bloggess
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
Çıplak Yazar - Kişisel Blog ve Öyküler
  • Gündelik
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Hikâyeler
  • Yazar Atölyesi
  • sinemaskop
  • Yaşam ve İnsan
  • Araştırma
hayat yolunun çelimsiz yolcuları

Sana seni anlattım

11 Ağustos 2017
Hikayelerim
3 dk.
2
11
PAYLAŞIM
219
OKUMA
Duvara GönderKanatlandırWhatsapp-laGönder

Hayat Yolunun Çelimsiz Yolcuları


İlk kez bir yolculuğa çıktığımda kendimi kaybolmuş yabancı turistler gibi hissetmiştim. Nereye gittiğime dair hiçbir fikrim olmasa da, nedensizce gitmek zorunda olduğumu biliyordum. Her yer karanlık ve hiç ışık yoktu. Bir müddet sonra gözlerime inen perdenin usulca aralandığını fark ettim ve karanlık zannettiğim gökyüzünü, sadece gözlerim kapalı olduğu için göremediğimi anladım. Yürümeye devam ettim.

Gökyüzünde; ne bir yıldız, ne güneş, ne ay, ne de bulut, hiçbir şey yoktu. Hatta gökyüzünün mavisi, turuncusu, hiçbir rengi de yoktu. Belirsizlik ve endişe içinde yürümeye devam ediyordum. Yürüdüğüm yolun iki tarafı da altın sarısı diyebileceğim saman renginde çiğ bir araziydi. Ara sıra hafif üşüten rüzgarı, ara sıra da içimi ısıtan havaları vardı bu yolculuğun.

***

Daha fazla yürüyemeyecek olduğumu anladığımda karnımın gurultusuyla mola vermek için yol kenarında oturdum. Yanımda hiç yiyecek ya da içecek yoktu. Belki aptalca gelebilir ama böyle bir yolculuğa daha önce çıkmadığım için, tecrübesiz bir yolcu olduğumu inkar etmiyordum. Açlığa daha fazla dayanamayarak dizlerimin üzerine çöktüm ve yumruklarımı toprağa sert bir şekilde vurdum. Hırsımı alamadım topuklarımı da vurmaya başlayarak zemin üzerinde zıplamaya başladım. Daha sonra Tanrı sesimi ya da haykırışımı duymuş olmalı ki, gökyüzünden yemekler yağmaya başlamıştı. Yiyebileceğimden de fazla yemek olduğunu görünce sevinçle her birinden azar azar yedim. Karnım iyice şişmişti. Yanımda çadır ya da uyku tulumu benzeri bir şey olmadığı için yol kenarında bir yere uzanarak tok karınla güzel bir uyku çektim.

***

Uyandığım anda sanki hiç uyanmamış gibiydim.

Çünkü hava hep aynı havaydı. Zaman sanki orada dondurulmuş gibi yola devam etmemi söylüyordu bana. Üç ay sonra her şeyin belirli bir rutin içinde gittiğini az çok anlamıştım. Karnım acıkınca yumruklarımı yere vuruyor, uykum gelince yol kenarında uyuyordum.

Bazen sonsuza kadar bu durumun böyle devam edeceğini düşünüyordum. Çünkü aradan tam altı ay geçmesine rağmen yürümeye devam ediyordum. Fakat o gün ilk defa tuhaf bir şey oldu ve gökyüzünden tuhaf sesler gelmeye başladı. Ne olduğunu anlamıyordum. Bu sanki rüzgarın sesi gibi olağan, bir o kadar da sıra dışıydı. Fakat sürekli gelmiyordu bu sesler. Ben ne zaman uyuyacak olsam ya da yumruklarımı toprağa vursam garip bir şekilde bu anlam veremediğim sesleri duyuyordum.

***

Bu seslerle birlikte yolculuğumda bir çok şey de değişmeye başlamıştı.

Etrafımda görmeye alışık olduğum kurak arazi yerini rengarenk çimlere bırakmıştı. Her şey güzel ve eğlenceliydi. Sanki yolun daha da ilerisinde, daha güzel şeyler olacakmış gibi adımlarımı daha bir hızlı atmaya başlamıştım. Bir müddet daha yürümeye devam ettiğimde karşıma ilginç bir tabela çıktı. ”Yola devam etseniz de, etmeseniz de buraya bir daha dönemeyeceksiniz” yazıyordu. O yüzden bir an geri dönmeyi düşündüm. Tabelayı bir adım geçtikten sonra uzaklara doğru baktım ve gerçekten geri dönmeyi isteyip istemediğimi sordum kendime. Bunca eziyet, bekleyiş geri dönmek için olamazdı. Bu yüzden ilerlemeye ve yola devam etmeye karar verdim.

Birden bire göğün yıkılır gibi olduğunu ve ayaklarımın altındaki toprağın kaydığını hissettim. Soğuk soğuk terlemeler, kalp atışlarımın hızlanması ve bacaklarımın titremesi yolun sanki sonuna yaklaştığıma işaret ediyordu.

***

Korkuyordum.

Dünya’nın sonuna geldiğimi ve öleceğimi anlamıştım.

Yol bitmişti artık. Her şey yerle bir olmaya başlamıştı.

Yumruklarımı yerlere vursam da nafile, fayda etmiyordu. Avazım çıktığı kadar bağırdım ve her yerin tamamen yıkılmasıyla ben de öldüm.

Sonra gözlerimi tekrar açtım ve kendimi bir kadının şefkatli kolları arasında buldum.

anlamlı kısa hikayeler
anlamlı kısa hikayeler

Böylece bir kısa hikaye daha son bulur. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Lütfen kısa da olsa yorum yapmayı ihmal etmeyin. Eğer siz de kısa hikaye yazıyorsanız, yayınlanması için bana gönderebilirsiniz.

Bir öykü de sen gönder
Paylaş4Tweet3Pin1GönderPaylaş

Kim neler demiş? 2

  1. Sibel Göydağ Çakmak says:
    4 sene önce

    Çetrefilli bir yolculuk, var olma süreci…kalemin hiç tükenmesin, arkadaşım… Ben de ceninin annesiyle konuşmasını yazmıştım, bir film için belki bir gün paylaşırım..

    Cevapla
  2. WebKenti says:
    4 sene önce

    Sitenizi çok beğendim.
    Üç tavsiye
    1- Devamlılık
    2- Siteyi çöp yayınlarla doldurma
    3- Sabır
    =başarı
    Başarılar dilerim…

    Cevapla

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

Son Yazılar

Asklepios ve Dionysos’un kaderi

Çarşamba Günlerini Yaşayabilme Kılavuzu

-Mış gibi yapmaktan yorulmadınız mı?

Bütün muhteşem hikâyeler İki şekilde başlıyordu değil mi?

Ev Taşıma & Çok Uygun Fiyata Nakliyat Bulma Serüvenim

  • Mesaj gönder
  • Abone ol
  • Bu yazıya bir yorum bırak

Kategoriler

100 kelimelik hikaye Aforizmalar Araştırma Bloggess Deneme Eleştiri Gündelik Hikayeler Liste Yazılar Misafir Yazar Mizah sinemaskop Sizden gelen hikayeler Sponsor yazılar Yazar Atölyesi Yaşam ve İnsan Öykü çalışmaları
Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Ölümü sık düşünür ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar.

  • Arşiv
  • Destek
  • Reklam
  • Mesaj

Faydalı Bağlantılar

  • Siteniz burada gözüksün!

e © 2016 - 2022 Çıplak Yazar - Kişisel Blog & Kısa Hikayeler İçerikleri paylaşırken lütfen kaynak gösteriniz!

Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör