• Ben Kimim?
tweet
paylaş
News

Kişisel Blog ve Öyküler

Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm. Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece yarısı sayıklamalarıMariana
    • Bloggess
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Hikaye
  • Yazar Atölyesi
  • Sinemaskop
    • Ödüllü Kısa Filmler
    • En iyi yabancı diziler | IMDB 8+
  • Yaşam ve İnsan
  • Araştırma
Çıplak Yazar - Kişisel Blog ve Öyküler
Görünmez Adam (Uzun Hikayeler)

Görünmez Adam (Uzun Hikayeler)

Görünürde varla yok arasında olan adamın öyküsü

23 Mart 2018
Hikayelerim
4 dk.
A A
2

Bu blogda yer alan kısa hikaye ve uzun hikayeler izinsiz olarak alınamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz! Dram, bilim kurgu, gerilim, korku, hayatın içinden, çocuk hikayeleri, kısa hikayeler ve daha fazlası için hikaye kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

Bu yazı 16.08.2018 tarihinde güncellenmiştir.
Merhaba değerli ziyaretçi. Görünmez Adam adlı öyküyü okumaya başlamadan önce bir kaç şey söylemek istiyorum.
 
Üşenmeden arşiv sayfasından ilk yazıma kadar geldiğin için bir teşekkürü hak ettin. Aylar, hatta yıllar sonra geriye dönüp yazmış olduğum bu ilk öyküyü yeniden okurken kendimi oldukça tuhaf hissettim. Ayrıca tam da bu satırları yazmak için yazıyı güncellemek üzere yeniden açtığımda, yazının şimdiye kadar 1988 görüntülüme aldığı gördüm. Neresi tuhaf diyorsunuz belki ama bu tarih benim doğum tarihimdir. Bunu da ilk olarak sizinle burada paylaşayım dedim.
Neyse lafı fazla uzatmadan tekrar ”Hoş Geldiniz” diyorum ve sizi yazmış olduğum ilk öykümle baş başa bırakıyorum.
 
Keyifli okumalar.
 

Kaldırım taşlarını hiç saydınız mı?

Ben hep sayarım. Aynı renkten olanların sıra sıra dizilişini, tek renk olanları, ya da bir açık bir koyu dizilen taşları.Bir, iki, üç, dört..

İşte bir sarı daha. Hayır ben siyahlara basıyorum aslında.

Yağmur başladı ve kaldırım taşlarıyla birlikte sokaklarda ıslandı. Üşümeye başlamıştım. Çünkü sabah perdemi aralayarak baktığım güneşin gün sonuna kadar devam edeceğini umuyordum. Açlıkla birlikte biraz da karın ağrısı çekiyordum. Yalnız yaşadığım için genellikle dışarıda yemek zorunda kalmak beni hep mutsuz etmiştir. Sonunda tatsız olacağını bilsem de kendi yemeklerimi kendim yapmayı seviyordum.

Ama biliyor musunuz? Gerçekten çok acıktım. Cadde üzerinde olduğum için her elli adımda bir restorana rastlıyordum. Bu açlığımı daha da dürtüyordu sanki. Ama yine de eve gitmek istiyordum.

Önünden geçtiğim en son restorandan öylesine güzel kokular geliyordu ki restoranı beş altı adım geçtikten sonra geri dönmeye karar vermiştim. İçerisi oldukça sıcak ve doyurucu kokularla doluydu. Garson fazlaca meşguldü. Ama ben de fazla aç olduğum için sabırsızlıkla bir şeyler sipariş ettim.

Yemeğim geldiğinde oturup yemeye başladım. Biraz sos ve tuz ekledim. Her şey mükemmeldi.
Bir yandan yemeğimi yiyor bir yandan da kapıdan giren yeni müşterileri izliyordum. Aslında benden daha önce gelenleri de izlemiştim fakat kayda değer pek de ilginç bir şey bulamamıştım.

Daha sonra bir gencin girdiğini gördüm. Garson çocuk hemence yanına yaklaşarak hoş geldiniz diyerek karşıladı. Daha sonra restoran şefi garsona seslenerek ben ilgilenirim sen işine bak diyerek cevap verdi.

O da ne! bu çocuk konuşamıyor.

Kendisini ifade etmek için vücut dilini kullanıyordu. Bu gerçekten de ilgimi çekmişti. Hayat gerçekten onun için zor olmalı. Acaba gerçekten içinden bağırmak geldiğinde ve bağıramadığında kendisini nasıl hissediyordur? Ya da güzel bir kıza seni seviyorum demeyi geçirirken içinden, diyemeyince nasıl hissetmiştir?

Açıkçası o anda tüm bunları merak etmiştim. Sonra kendimi onun yerine koyarak hissettiği her şeyi daha derin düşünmeye başlamıştım.

Bu çılgınca gelebilir fakat sonrasında saçma ya da aptalca gelebilecek bir fikir oluşmuştu aklımda.

Restorandan çıktıktan sonra eve giderek bilgisayarımı açtım ve bu rahatsızlıkla ilgili her şeyi araştırmaya başlamıştım. O gün akşama kadar ev içinde hiç ses çıkarmadım. Halbuki insan yalnız olunca şarkı söyler ya da okuduğu gördüğü bir şey için iyi kötü eleştiri yapar. Kısacası her insan kendi kendine biraz konuşur. Ben o gün kendimle hiç konuşmadım.

Ertesi sabah evin bir kaç ihtiyacı için alışveriş yapmaya çıktım. Sonra o genci tekrar düşünmeye başladım. Market alışverişimi tamamlayınca birden bire bir kaç el kol hareketi yaparak ödemeyi gerçekleştirdim. Kasiyer ve arkamda bekleyen diğer müşteriler benim de konuşamadığımı düşünmüşlerdi. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum sadece yaptım.

Açıkçası kendimi çok tuhaf hissetmiştim o anda. Daha sonra aynı markete ve farklı yerlere bu şekilde girmeye başladım. İnsanların bakış açılarındaki farkı net bir şekilde görebiliyordum. Sessizlik güzeldi. Ama ses de öyle.

Her günün akşamında kimlerle nasıl diyaloglar kurduğumu ve karşılaştığım zorlukları not ediyordum. Öğrendiğim yeni hareketleri de ayna karşısında tekrar ederek egzersiz yapıyordum.

Devam edecek..

Böylece bir kısa hikaye daha son bulur. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Lütfen kısa da olsa yorum yapmayı ihmal etmeyin. Eğer siz de kısa hikaye yazıyorsanız, yayınlanması için bana gönderebilirsiniz.

Bir öykü de sen gönder
Paylaş7Tweet5Pin2GönderPaylaş

Bu yazıyı Sevdin mi?

O hâlde yeni yazılar için abone ol ve takipte kalmaya devam et.

Sadece yeni yazı olduğunda 1 adet eposta alırsınız.

Ciplak Yazar

Ciplak Yazar

Kim neler demiş? 2

  1. lifeisgood says:
    1 sene önce

    FENA DEĞİL

    Cevapla
  2. rebecca says:
    4 ay önce

    Wooww iyiydi. Yani kafa yapısı değişik. Ben bunu deneyebilirim.

    Cevapla

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

EN YENİ YAZILAR

Anton Çehov Hikâye Yazım Tekniği Üzerine Bir İnceleme

Anton Çehov Hikâye Yazım Tekniği Üzerine Bir İnceleme

6 Şubat 2021
1
237

Bir Saadet Zinciri Anısı: İlk ve Son Tanışmam Nasıl Oldu?

Bir Saadet Zinciri Anısı: İlk ve Son Tanışmam Nasıl Oldu?

29 Ocak 2021
3
321

Sülün Osman’a Şapka Çıkarttıracak Dolandırıcılık Hikayesi

Sülün Osman’a Şapka Çıkarttıracak Dolandırıcılık Hikayesi

23 Ocak 2021
3
315

Yarım saate ordayım. Sürse sürse ne kadar sürer ki zaten?

Yarım saate ordayım. Sürse sürse ne kadar sürer ki zaten?

8 Ocak 2021
6
597

Geri Sonraki
Twitter Instagram Pinterest Youtube RSS

Sayfalar

  • Arşiv
  • Misafir Yazarlık
  • Destek Ol
  • Ben Kimim?
  • Reklam Hizmetleri
  • Mesaj

Sponsor Yazılar

Zorlayıcı Bilmeceler ve Cevapları

En Ucuz Uçak Bileti Nasıl Bulunur?

Sponsor Bağlantılar

İstanbul Evden Eve Nakliyat Uluslararası Evden Eve Nakliyat Reklam

© 2016 - 2020 Çıplak Yazar - Kişisel Blog & Kısa Hikayeler İçerikleri paylaşırken lütfen kaynak gösteriniz!

Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Gündelik
    • Aforizmalar
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Hikâyeler
    • Hikâye Arşivi
    • Sesli Kitap Arşivi
    • Sadece 100 kelime!
  • Yazar Atölyesi
  • sinemaskop
    • Sinema Yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Yabancı Diziler
  • Yaşam ve İnsan
  • Araştırma
  • Mesaj Gönder