• Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

Çıplak Yazar | Kişisel Blog

Takip et
Tülsü
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm.
Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü kısa filmler
    • Yabancı dizi önerileri
    • Tavsiye Filmler
  • Araştırma
  • Bloggess
    • Misafir Yazarlık & Konuk Olabileceğiniz Blog Listeleri
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü kısa filmler
    • Yabancı dizi önerileri
    • Tavsiye Filmler
  • Araştırma
  • Bloggess
    • Misafir Yazarlık & Konuk Olabileceğiniz Blog Listeleri
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
  • Günlük
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
  • Araştırma
  • Bloggess

Raskolnikov’u Yeterince Anlayabildik mi?

Çıplak Yazar Çıplak Yazar
10 Mayıs 2017
Deneme, Genel
4 dk.
A A
11

Raskolnikov’un yerinde olmak, onun gibi düşünmek gerçekten yanlış mı? Suç ve ceza, Rus yazar Fyodor Dostoyevski‘nin 1800’lerde yazmış olduğu romanlarından biridir. Günümüzün başyapıtlarından biri sayıldığı gibi, bastırılmış insani duyguları da çok güzel işlemiştir. Bu yazımda romanımızın baş kahramanı olan Rodion Romanoviç Raskolnikov‘ın içinde bulunduğu psikolojik durumu ve toplum düzenini farklı bir bakış açısı ile incelemek istedim.

Raskolnikov, tefeci ve halkı sömüren bir kadını isteyerek ve planlayarak öldürür. Çünkü neticesinde halkı yoksulluktan kurtaracağına inandığı gibi, bir mikrobu da ortadan kaldırmış olacaktır. Fakat işlerin yolunda gitmemesi nedeniyle tefeci kadını öldürmesinin yanı sıra, masum olan tefeci kadının kız kardeşini de şahit bırakmamak için öldürür. Bunun sonucunda ise, işlediği ikinci cinayet Raskolnikov’u bunalıma sürükler. Duyduğu vicdan azabı peşini bırakmaz ve onu hasta eder.

***

Şimdi bir an kendinizi Raskolnikov’un yerine koyarak düşünün. iki cinayet işlediniz ve işlediğiniz cinayetlerden biri, size sürekli vicdan azabı veriyor ve içinizi kemiriyor. Belki de kendimizi daha önce onun yerine hiç koymadık ama empati kurmayı yeterince becerebilseydik, bugün ön yargılarımızın gereksiz olduğunu daha iyi anlardık.

Ortada bir gerçek var. Raskolnikov bir katil. Fakat kendi kişiliği her ne kadar iyimser olsa da, iyi insanlarında kötülük yapabileceğini anlıyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken husus, hiçbir kötülük insana doğuştan gelmez. Diğer bir husus ise, kötülüğün iyi insanlar üzerinde nasıl etki gösterdiği.

1974 yapımı Death Wish (Öldürme Arzusu) filmi bunun en güzel örneklerindendir. Film önceleri sıradan ve kendi halinde yaşayan evli bir adamın kötü olmaya nasıl zorlandığını konu almaktadır. (Spoiler : Bir gün eve geldiğinde karısının ve kızının tecavüz edilerek öldürüldüğünü görür. Neticesinde ise, yaşadığı toplumdaki kötü insanları bir bir temizleye koyulur. Polis olan bitenden haberdar olur ve tanımasalar da, bir kahraman olduğunu düşünürler. Çünkü öldürdüğü herkes, ya tecavüzcü, ya hırsız ya da başka bir şeydir) Kısacası kahramanımız toplumda yolunda gitmeyen şeyleri, düzeltmeye adamıştır kendini.

***

Her insan içgüdüsel olarak dışarıdan gelen her türlü tehdide karşı otomatik bir savunma mekanizması barındırır bünyesinde. Bu savunma mekanizması, fiziksel olmanın dışında manevi değerleri de korur. Hayat mücadelesi de bu savunma mekanizmasının bir dişlisine sürekli sürtünüp durur. Zamanla aşındırır belki de bozar o mekanizmayı. İşte bu bozulmalar kötülüğün ilk tohumlarının yavaş yavaş serpildiğinin belirtileridir. Kahramanımız olan Raskolnikov’da aynı bozulmaya maruz kalmıştır.

Bu yüzden hepimiz biraz Raskolnikov sayılırız! 

Her şey yolunda iken iyi, hatta çok iyi bir insan olsak da, karşılaştığımız olaylar bizi cinayet işlemeye kadar götürebilir.
Dediğim gibi hiçbir insan anne karnından kötü olarak doğmaz. Eğer kişi, bir kötülük yapıyorsa ve yaptığı kötülükten zevk alacak kadar sadist ruhluysa, ortada tercih edilmiş bir kötülük vardır. Bu insanlar kötü oldukları gibi yaptıklarından da hiçbir zaman pişmanlık duymazlar.

Bu yüzden kahramanımız Raskolnikov, kötü olmaya zorlanmışlar kategorisine giren, iyiler sınıfında yer alıyor.
 
Kötü olmak ve kötü olmaya zorlanmak bu yüzden farklıdır.

İyi bir toplumun kurulması, kötüleri ortadan kaldırıp iyileri yaşatmaktan mı geçer, yoksa kötülerin üremesini önlemekten mi?

***

Yaşadığımız toplum eğer yeterince adaletli ve düzgün bir toplumsa, o toplumun fertleri olan bizler de iyi bireyler olarak yetişiriz. Diğer yandan tersi durumda ise, baş kaldırışlar ve isyan etme durumlarına dayalı olarak kötü olmaya zorlanmak ya da kötü olmayı seçmek durumuyla karşı karşıya kalacağız.
Bazılarımız içinde bulunduğumuz toplumu olduğu gibi kabul eder, bazılarımız ise ya idealist bir düşünce geliştirerek toplumu değiştirmeye çalışır ya da toplumun kurallarına ve hukukuna karşı gelerek suç işler.

Tıpkı Raskolnikov gibi..

İlgili Yazılar:

  1. Tanrı’nın doğum günü
  2. İYİ ya da KÖTÜ olmak bizim elimizde mi?
PaylaşGönderPaylaş8Tweet5Paylaş1
Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Ölümü sık düşünür ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar. Hakkımda daha fazla..

Yorumlar 11

  1. HA says:
    4 yıl önce

    suç ve ceza kitabından sizinle aynı şeyleri anlamamışız. kitapta benim tanıdığım Raskolnikov, masum kızkardeşi öldürdüğü için değil, her ne sebeple olursa olsun insan canına kıymasına neden olan içindeki ”kötü” yü gördüğü için acı çekiyor. diğer kötüler gibi kaçmak yada suçunun bedelini ödemek arasında gidip geliyor. ona kalsa belki çoktan teslim olacakken, ailesi, sosyal statüsü vb sebeplerle erteliyor itirafını. kitabın bize gösterdiği şey, doğru şartlar altında hepimizin suç işleyebileceği değil, bu insanı idealize eden , hatta suçu insan iradesinden çekip insanı aklayan bir bakış bana göre. kitaptan benim anladığım iyinin de kötünün de bizde olduğu, onu başka yerde aramaya gerek olmadığı. tefeci kadın yüzünden de insanlar ölüyordu sefaletten.. raskolnikov yüzünden de insanlar ölmüştü.. her ikisinin de sebebi para hırsıydı. raskolnikov kitap boyunca bu iç hesaplaşmayı yapar, kendi iç mahkemesini kurar.. kendini masum göstermeye çalışan , tefeci kadının kötülüklerini anlatan , kadının ölümü hak ettiğini iddia eden bir iç sese karşı, artık o tefeci kadından farkı kalmadığını söyleyen, onun da para için can alan ve suçlu olduğunu söyleyen bir başka iç sesi vardır. bu iç hesaplaşma onu o kadar bitkin düşürür ki, hastalanıp yatağa düşer, haftalarca adeta sarhoş gibi dolaşır. sonuçta,bu mahkemede raskolnikov kendini suçlu bulur.. raskolnikovun içinde iyi de kötü de vardır, hepimiz gibi.. o iyi olan tarafını seçer.ve cezasını çektiği o korkunç taş ocağında , iç huzurunu geri alır.

    0
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      4 yıl önce

      Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim. Kitapla yazdıklarım arasında fark olabilir. Çünkü kitabı okumadan, sadece radyo tiyatrosunu dinledikten sonra kaleme almıştım bu yazıyı. Hatta iki kere dinledikten sonra. Dolayısıyla işlenen ana temanın dışında bu tür küçük farklılıklar da olabilir diye düşünüyorum.

      0
      Yanıtla
  2. cem oz says:
    5 yıl önce

    Kitabın “suç” kısmına açıklık getirmeye çalışmışsınız ama “ceza” kısmıyla ilgili fikir belirtmemiş siniz. Sonunda Raskolnikov’un suçunu itiraf etmesinin nedeni nedir?
    Raskolnikov’u tümüyle anlayabileceğimiz yer orası, bence…

    Selamlar…

    0
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      5 yıl önce

      Yazı biraz eski olduğunu için az önce neler yazmışım diye yeniden okuma gereği duydum.
      Ve evet sadece suç kısmına odaklı bir yazı olmuş bu. Çünkü Raskolnikov çektiği vicdan azabıyla bile başından beri işlediği cinayeti bedelini ödüyodu. İtiraf etmesindeki en büyük neden de budur. Bu yükten kurtulmak.

      0
      Yanıtla
  3. Cihan says:
    6 yıl önce

    çok güzel bir makale güzel bir site tebrikler…

    0
    Yanıtla
  4. Yasin says:
    8 yıl önce

    Bir şeyleri kesin sınırlarla ayırmak hiçbir zaman doğru gelmedi. Konuya yaklaşım biçiminiz ve verdiğiniz örnekler çok yerinde olmuş. Bu yüzden zevkle okudum. Sizin de dediğiniz gibi kesinlikle içimizdeki bu kötülük doğuştan değil. Belki de o masum çocuğa suç atamadığımız için çevremizde böyle delicesine, sürekli suçlular arıyoruz.

    0
    Yanıtla
  5. yunus emre oktay says:
    8 yıl önce

    arkadaşlar öncelikler merhaba yeni bir blog açtım hobi olarak kullanmak istiyorum sayfamı ziyaret edip önerilerinizi bana göndermenizi istiyorum çünkü hepinizin fikirlerine ihtiyacım var teşekkürler 🙂

    0
    Yanıtla
  6. Bir Tutam Karınca says:
    8 yıl önce

    Yazıyı okuyunca, geçen ay okuduğum Golem ve Cin adlı kitapta yazan; "Niye anlamıyorsun? İnsanların kötülük yapması bir nedene değil, ufacık bir mazerete bakar! " sözü aklıma geldi.

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      8 yıl önce

      Her kötülük bir mazeret gerektirir mi? diye düşündüm şimdi.
      Bazı insanların nedensiz ve mazeretsiz kötülük yapmasını nasıl açıklayacağız peki?

      0
      Yanıtla
  7. OkurYazan says:
    8 yıl önce

    Farklı bir bakış açısı ile nasıl yaklaşacağını merak içerisinde okurken gerçekten etkilendim ve kafamda karıştı doğrusu. Bende çok farklı düşünmüyordum "hepimiz biraz Raskolnikov sayılırız!" düşüncesi hakkında. Lakin "İyi bir toplumun kurulması, kötüleri ortadan kaldırıp iyileri yaşatmaktan mı geçer, yoksa kötülerin üremesini önlemekten mi?" sorusu kafamı kurcaladı ve bir cevap veremedim. Teşekkür ederim; bu düşündürücü yazı paylaşımın için. 🙂
    Sahi sevgi ile.

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      8 yıl önce

      Cevaplardan çok soruların paylaşılması gerektiğine inanmışımdır hep. Soruları paylaşalım ki birlikte düşünelim.
      Fakat bir konuyu hep düşünüyorum ben. Kötüyle savaşırken (buna kötülüğü ortadan kaldırma eylemini de dahil edebilirsin) insan kötü olabiliyor. Nasıl bir döngü anlayamıyorum.

      0
      Yanıtla

Bir diyeceğim var! Yanıtı iptal et

Neler olup bitiyor?

  • Çıplak Yazar - 4 gün önce

    Evren abi öyle bir dert yanmışsın ki bir muziplik yapıp anonim bir hesaptan - nasıl blog açabiliriz bu işten para…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Evren - 4 gün önce

    Yılda iki yüz bin TL! Ah keşke 🙂 Benim Instagram DM, bu ve benzeri sorularla dolu. İnsanların blog açmayı hâlâ…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Çıplak Yazar - 7 gün önce

    Ben artık para soranlara yıllık 200 bin falan diye cevap veriyorum. Ardından tahmin edeceğin üzere biz de blog açabilir miyiz…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Evren - 1 hafta önce

    Yazarların yazma ve okuma süreçleri hep ilgimi çeker, bu yazın da bu sebeple benim için çok değerliydi. Ferit Edgü’den Woolf’a,…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Çıplak Yazar - 2 hafta önce

    Evet bir müddet 1deliningünlükleri mahlası ile yazmıştım. 🙂 2016 da kapatıp aynı sene bu blogumu açtım. Hunili blog kulağa tanıdık…

     Hayatta Bir Şeyleri Hep <strong>Yarım Bıra-</strong>

Müdavim Dostlar

  • Ece Evren (29 yorum)🌼
  • Begonvil Sokağı (28 yorum)🌼
  • Büşra Bayram (25 yorum)🌼
  • Yağmur Yağar (23 yorum)🍀
  • Kaystros Tyrha (23 yorum)🍀
  • Daha Mutlu Yaşam (21 yorum)☘️
  • Karga ve Kız (20 yorum)☘️
  • ELİF sarı (18 yorum)🌱
  • Değmesin Yağlı Boya (17 yorum)🌱
Dekor Görseli

BURAYI SEVDİN Mİ?

Abone ol, iletişimde kalalım.

✉️
A Life Hastaneler Grubu
Tanıtım Yazısı Yayınla

Tüm içerikler Creative Commons BY-NC-ND 4.0 lisansı ile korunmaktadır.
Kaynak göstererek paylaşabilirsiniz | Ticari amaçla kullanılamaz | İçerikler değiştirilemez

  • MesajMesaj gönder
  • Abone olAbone ol
  • Kim neler demişKim neler demiş?
  • Ara

Sponsor İçerikler

Yazarlar İçin Sosyal Medya Stratejileri

Türkiye’nin En İyi Aspavası Seçildi

Adrasan

kişisel blog yazıları Tanıtım Yazısı - Siteniz burada görünsün!

Yaz aylarının vazgeçilmezi Suluada!


Feedback
✉

© 2025 ciplakyazar.com | Kişisel Blog

Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

© 2025 Çıplak Yazar - Kişisel Blog - Çıplak Yazar - Kişisel Blog

"Bu site, kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikanızı inceleyebilirsiniz. Çerez kullanımını kabul ediyorsanız, 'Kabul Et' butonuna tıklayın."