• Ben Kimim?
tweet
paylaş
Mesaj

Kişisel Blog ve Öyküler

Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm. Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Rüya Günlükleri
    • Gece yarısı sayıklamalarıMariana
    • Gündelik
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Hikaye
  • Araştırma
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Sinema Yazıları
    • Ödüllü Kısa Filmler – Çıplak Yazar Tavsiyesi
    • En İyi Yabancı Diziler | IMDB 8 ve Üzeri
    • ÇMDB – Çıplak Yazar Movie Database
  • Bloggess
Çıplak Yazar - Kişisel Blog ve Öyküler
Raskolnikov’u Yeterince Anlayabildik mi?

Raskolnikov

Raskolnikov’u Yeterince Anlayabildik mi?

10 Mayıs 2017
Kategori: Deneme, Genel
4 dk.
A A
9

Raskolnikov’un yerinde olmak, onun gibi düşünmek gerçekten yanlış mı? Suç ve ceza, Rus yazar Fyodor Dostoyevski‘nin 1800’lerde yazmış olduğu romanlarından biridir. Günümüzün başyapıtlarından biri sayıldığı gibi, bastırılmış insani duyguları da çok güzel işlemiştir. Bu yazımda romanımızın baş kahramanı olan Rodion Romanoviç Raskolnikov‘ın içinde bulunduğu psikolojik durumu ve toplum düzenini farklı bir bakış açısı ile incelemek istedim.

Raskolnikov, tefeci ve halkı sömüren bir kadını isteyerek ve planlayarak öldürür. Çünkü neticesinde halkı yoksulluktan kurtaracağına inandığı gibi, bir mikrobu da ortadan kaldırmış olacaktır. Fakat işlerin yolunda gitmemesi nedeniyle tefeci kadını öldürmesinin yanı sıra, masum olan tefeci kadının kız kardeşini de şahit bırakmamak için öldürür. Bunun sonucunda ise, işlediği ikinci cinayet Raskolnikov’u bunalıma sürükler. Duyduğu vicdan azabı peşini bırakmaz ve onu hasta eder.

***

Şimdi bir an kendinizi Raskolnikov’un yerine koyarak düşünün. iki cinayet işlediniz ve işlediğiniz cinayetlerden biri, size sürekli vicdan azabı veriyor ve içinizi kemiriyor. Belki de kendimizi daha önce onun yerine hiç koymadık ama empati kurmayı yeterince becerebilseydik, bugün ön yargılarımızın gereksiz olduğunu daha iyi anlardık.

Ortada bir gerçek var. Raskolnikov bir katil. Fakat kendi kişiliği her ne kadar iyimser olsa da, iyi insanlarında kötülük yapabileceğini anlıyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken husus, hiçbir kötülük insana doğuştan gelmez. Diğer bir husus ise, kötülüğün iyi insanlar üzerinde nasıl etki gösterdiği.

1974 yapımı Death Wish (Öldürme Arzusu) filmi bunun en güzel örneklerindendir. Film önceleri sıradan ve kendi halinde yaşayan evli bir adamın kötü olmaya nasıl zorlandığını konu almaktadır. (Spoiler : Bir gün eve geldiğinde karısının ve kızının tecavüz edilerek öldürüldüğünü görür. Neticesinde ise, yaşadığı toplumdaki kötü insanları bir bir temizleye koyulur. Polis olan bitenden haberdar olur ve tanımasalar da, bir kahraman olduğunu düşünürler. Çünkü öldürdüğü herkes, ya tecavüzcü, ya hırsız ya da başka bir şeydir) Kısacası kahramanımız toplumda yolunda gitmeyen şeyleri, düzeltmeye adamıştır kendini.

***

Her insan içgüdüsel olarak dışarıdan gelen her türlü tehdide karşı otomatik bir savunma mekanizması barındırır bünyesinde. Bu savunma mekanizması, fiziksel olmanın dışında manevi değerleri de korur. Hayat mücadelesi de bu savunma mekanizmasının bir dişlisine sürekli sürtünüp durur. Zamanla aşındırır belki de bozar o mekanizmayı. İşte bu bozulmalar kötülüğün ilk tohumlarının yavaş yavaş serpildiğinin belirtileridir. Kahramanımız olan Raskolnikov’da aynı bozulmaya maruz kalmıştır.

Bu yüzden hepimiz biraz Raskolnikov sayılırız! 

Her şey yolunda iken iyi, hatta çok iyi bir insan olsak da, karşılaştığımız olaylar bizi cinayet işlemeye kadar götürebilir.
Dediğim gibi hiçbir insan anne karnından kötü olarak doğmaz. Eğer kişi, bir kötülük yapıyorsa ve yaptığı kötülükten zevk alacak kadar sadist ruhluysa, ortada tercih edilmiş bir kötülük vardır. Bu insanlar kötü oldukları gibi yaptıklarından da hiçbir zaman pişmanlık duymazlar.

Bu yüzden kahramanımız Raskolnikov, kötü olmaya zorlanmışlar kategorisine giren, iyiler sınıfında yer alıyor.
 
Kötü olmak ve kötü olmaya zorlanmak bu yüzden farklıdır.

İyi bir toplumun kurulması, kötüleri ortadan kaldırıp iyileri yaşatmaktan mı geçer, yoksa kötülerin üremesini önlemekten mi?

***

Yaşadığımız toplum eğer yeterince adaletli ve düzgün bir toplumsa, o toplumun fertleri olan bizler de iyi bireyler olarak yetişiriz. Diğer yandan tersi durumda ise, baş kaldırışlar ve isyan etme durumlarına dayalı olarak kötü olmaya zorlanmak ya da kötü olmayı seçmek durumuyla karşı karşıya kalacağız.
Bazılarımız içinde bulunduğumuz toplumu olduğu gibi kabul eder, bazılarımız ise ya idealist bir düşünce geliştirerek toplumu değiştirmeye çalışır ya da toplumun kurallarına ve hukukuna karşı gelerek suç işler.

Tıpkı Raskolnikov gibi..

Paylaş4Tweet2GönderPaylaş

Bu yazıyı Sevdin mi?

O hâlde yeni yazılar için abone ol ve takipte kalmaya devam et.

Sadece yeni yazı olduğunda 1 adet eposta alırsınız.

Ciplak Yazar

Ciplak Yazar

Kim neler demiş? 9

  1. cem oz says:
    9 ay önce

    Kitabın “suç” kısmına açıklık getirmeye çalışmışsınız ama “ceza” kısmıyla ilgili fikir belirtmemiş siniz. Sonunda Raskolnikov’un suçunu itiraf etmesinin nedeni nedir?
    Raskolnikov’u tümüyle anlayabileceğimiz yer orası, bence…

    Selamlar…

    Cevapla
    • Çıplak Yazar says:
      9 ay önce

      Yazı biraz eski olduğunu için az önce neler yazmışım diye yeniden okuma gereği duydum.
      Ve evet sadece suç kısmına odaklı bir yazı olmuş bu. Çünkü Raskolnikov çektiği vicdan azabıyla bile başından beri işlediği cinayeti bedelini ödüyodu. İtiraf etmesindeki en büyük neden de budur. Bu yükten kurtulmak.

      Cevapla
  2. Cihan says:
    1 sene önce

    çok güzel bir makale güzel bir site tebrikler…

    Cevapla
  3. Yasin says:
    3 sene önce

    Bir şeyleri kesin sınırlarla ayırmak hiçbir zaman doğru gelmedi. Konuya yaklaşım biçiminiz ve verdiğiniz örnekler çok yerinde olmuş. Bu yüzden zevkle okudum. Sizin de dediğiniz gibi kesinlikle içimizdeki bu kötülük doğuştan değil. Belki de o masum çocuğa suç atamadığımız için çevremizde böyle delicesine, sürekli suçlular arıyoruz.

    Cevapla
  4. yunus emre oktay says:
    3 sene önce

    arkadaşlar öncelikler merhaba yeni bir blog açtım hobi olarak kullanmak istiyorum sayfamı ziyaret edip önerilerinizi bana göndermenizi istiyorum çünkü hepinizin fikirlerine ihtiyacım var teşekkürler 🙂

    Cevapla
  5. Bir Tutam Karınca says:
    4 sene önce

    Yazıyı okuyunca, geçen ay okuduğum Golem ve Cin adlı kitapta yazan; "Niye anlamıyorsun? İnsanların kötülük yapması bir nedene değil, ufacık bir mazerete bakar! " sözü aklıma geldi.

    Cevapla
    • Ciplak Yazar says:
      4 sene önce

      Her kötülük bir mazeret gerektirir mi? diye düşündüm şimdi.
      Bazı insanların nedensiz ve mazeretsiz kötülük yapmasını nasıl açıklayacağız peki?

      Cevapla
  6. OkurYazan says:
    4 sene önce

    Farklı bir bakış açısı ile nasıl yaklaşacağını merak içerisinde okurken gerçekten etkilendim ve kafamda karıştı doğrusu. Bende çok farklı düşünmüyordum "hepimiz biraz Raskolnikov sayılırız!" düşüncesi hakkında. Lakin "İyi bir toplumun kurulması, kötüleri ortadan kaldırıp iyileri yaşatmaktan mı geçer, yoksa kötülerin üremesini önlemekten mi?" sorusu kafamı kurcaladı ve bir cevap veremedim. Teşekkür ederim; bu düşündürücü yazı paylaşımın için. 🙂
    Sahi sevgi ile.

    Cevapla
    • Ciplak Yazar says:
      4 sene önce

      Cevaplardan çok soruların paylaşılması gerektiğine inanmışımdır hep. Soruları paylaşalım ki birlikte düşünelim.
      Fakat bir konuyu hep düşünüyorum ben. Kötüyle savaşırken (buna kötülüğü ortadan kaldırma eylemini de dahil edebilirsin) insan kötü olabiliyor. Nasıl bir döngü anlayamıyorum.

      Cevapla

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

EN YENİ YAZILAR

Yarım saate ordayım. Sürse sürse ne kadar sürer ki zaten?

Yarım saate ordayım. Sürse sürse ne kadar sürer ki zaten?

8 Ocak 2021
445

400 yıl sonra haklı çıkmak! | Giordano Bruno’nun ilginç hikâyesi

400 yıl sonra haklı çıkmak! | Giordano Bruno’nun ilginç hikâyesi

21 Kasım 2020
520

Bir Yabancı İle Aynı Evde Yaşamak: Sen Makarnayı Haşla, Salatayı Ben Yaparım.

Bir Yabancı İle Aynı Evde Yaşamak: Sen Makarnayı Haşla, Salatayı Ben Yaparım.

7 Kasım 2020
651

Geri Sonraki
Reklam Ver
Reklam Ver
Reklam Ver

Sayfalar

  • Misafir Yazarlık
  • Sadece 100 kelime!
  • Reklam ve Sponsorluk
  • Destek Ol
  • Ben Kimim?
  • Mesaj Gönder

Sponsor Yazılar

En Ucuz Uçak Bileti Nasıl Bulunur?

Sponsor Bağlantılar

İstanbul Evden Eve Nakliyat Uluslararası Evden Eve Nakliyat Siteniz burada gözüksün!

İçerikleri paylaşırken lütfen kaynak gösteriniz!© 2016 - 2020 Çıplak Yazar - Kişisel Blog & Kısa Hikayeler

Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Aforizmalar
  • Araştırma
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Gündelik
  • Hikâyeler
    • Hikâye Arşivi
    • Sesli Kitap Arşivi
    • Sadece 100 kelime!
  • Mizah
  • sinemaskop
    • Sinema Yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Yabancı Diziler
  • Yaşam ve İnsan
  • Mesaj Gönder
Ciplakyazar olarak prensip edindiğimiz birkaç temel ilkemiz var. Dilerseniz Gizlilik Politikası sayfasını ziyaret ederek okuyabilirsiniz.