• Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

Çıplak Yazar | Kişisel Blog

Takip et
Tülsü
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm.
Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü kısa filmler
    • Yabancı dizi önerileri
    • Tavsiye Filmler
  • Araştırma
  • Bloggess
    • Misafir Yazarlık & Konuk Olabileceğiniz Blog Listeleri
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü kısa filmler
    • Yabancı dizi önerileri
    • Tavsiye Filmler
  • Araştırma
  • Bloggess
    • Misafir Yazarlık & Konuk Olabileceğiniz Blog Listeleri
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
  • Günlük
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
  • Araştırma
  • Bloggess

Kolay Yalnızlık: Yine Bir Otobüs Yazısı

Çıplak Yazar Çıplak Yazar
12 Haziran 2016
Günlük
4 dk.
A A
21

Cümleye nereden başlayacağımı bilmiyorum.

Aslına bakarsanız şu anda otobüs ile yolculuk ediyor ve muavinin getireceği meşrubatlar arasından ”kahve mi, yoksa soğuk bir içecek mi alsam” diye düşünüyorum.

Kahve aldım.

Hani şu yarım paketlerde verilen Nescafe 3 ü bir arada kahvelerinden. Poşeti sağ kulağından yırtıp,(bilemiyorum belki de sol), kahveyi döktükten sonra karıştırdım. Karıştırdıktan sonra o plastik ince kaşığı boş nescafe poşetine koydum. Ama kaşık hep uzun geldiğinden sığmaz o poşete. Bu yüzden ben de ortadan ikiye kırarak koyarım. Bu kadar detayı da inanın neden anlattığımı bilmiyorum. Hayatından bir kaç dakika çaldıysam özür dilerim sayın okuyucu. Ama itiraf et böyle boşa geçirdiğin çok vaktin olmuştur. Bir kaç dakika da benim için olsun ne çıkar?Niye böyle bir başlık attım merak ediyorsundur. Söz veriyorum merakını gidereceğim. Ama öncesinde sana da sormak istedim.

Kolay yalnızlık deyince gerçekten ne hissettin?

10 adımda yalnız kalmanın yollarını okuyacağın bir yazı mı? Ya da yalnızlıkla nasıl başa çıkılır mı? Ya da belki neden yalnız kalıyoruz gibi sorular mı? Bunlardan en azından birini düşündüğünü ikimiz de gayet iyi biliyoruz ama inan bana hiç biri değil.

Dedim ya otobüs yolculuğu yapıyorum şu anda diye. Otobüs karanlık olunca birden nedense elektrikler gitmiş gibi hissettim. Sonra da gerçekten elektriğin gittiği zamanlar da nasıl da sudan çıkmış balık gibi olduğumuzu hatırladım. Aslında daha çok suya atlayan balık gibi olduğumuzu. Çünkü elektrik gidince etrafta yapacak bir şey kalmıyor gibi sadece birbirimizin sesini duyuyoruz. Sonrasında öyküler ve derin sohbetler geliyor. Ne Güzel değil mi? Birbirimize vakit ayırabilmemiz ve dinlememiz. Oysa kimsenin çoğu zaman birbirini dinlemeye vakti olmuyor. Birer oyuncak gibi telefona ve teknolojiye bağımlı yaşıyoruz. Sanki böbrek ya da karaciğerimiz gibi birer parçamız olmuş. Cidden telefonu bir oyuncak gibi görmeye başladım son zamanlarda. Hepimiz sosyal dünyalar da yaşar olduk. Allah aşkına şu an kaç kişi tüm bu sosyal hayatını silebilir? Bir anda hepsini silmeye karar vermek ve silmek!!
Twitter sil gitsin.
Facebook sil gitsin.
İnstagram sil gitsin.

Ne varsa hepsini sil gitsin.

Ama zor çok zor biliyorum.

Çünkü öylesine bağımlı hale gelmişiz ki kendi penceremize konan bir kuşa bakmak yerine, sanal dünyada resimlerine bakmayı yeğliyoruz. İlişkilerimiz de böyle. Oturup bir çay kahve içmiyoruz, şöyle saatlerce sohbet bile etmiyoruz dostlarımızla. Facebook tan takip edip instagram daki resimlerine birer kalp koymak daha kolay geliyor çünkü.

Yani demek istediğim, herkes kendi yarattığı sanal dünyasında boğuluyor. Orada yaşıyor, yaşlanıyor ve ölüyor. Bunu gerçekten de modern dünyanın bir hastalığı olarak görüyorum ben.
Bu hastalığın adı da tabi ki yalnızlık. Çünkü insanlar gerçek dostluğun ve arkadaşlığın be olduğunu unutmuş ve hatta uzun süredir tatmamış olduğu için, twitter’da olan 1000 takipçi onun için arkadaş gözünde. Arkadaş olmasa da dertlerini ve yalnızlığını paylaştığı için arkadaş gölgesi de diyebiliriz.

Bundan 100 sene önce bir insanın yalnızlığı daha acıydı bundan eminim. Çünkü düşünsenize hiç arkadaş yok, sosyal hesaplar yok, kitapları da yok belki de. Bu adam sokakta serseriler gibi gezmeyip de ne yapsın? Sığınacak, kaçabilecek bir şeyi yok çünkü. Zor yalnızlıktır bu.

Ama günümüzde kolay yalnızlık var. Ucuz yalnızlıkta diyeyim tam olsun hatta.
Herkes yalnızlıktan geberiyor yemin ederim. Bunu görebiliyorum ben. Ama sosyal hesapları var, blogu var hiç tanımadığı ya da tanışamayacağı insanların sözde arkadaşlıkları var.
Bence kısır bir döngü içinde bu insanlar. Hepsi de birbirine muhtaç. Hepsi de birbirinin sahte dostluklarına ihtiyaç duyuyor.

Sosyal medya denilen canavar, sülük gibi kanlarını emiyor insanların. Ve insanlar yitirdiği duyguların farkında değiller.

Hatay / Antakya‘dan 21:30 da hareket eden otobüsün 8 numaralı yolcusundan hepinize sevgiler.

İlgili Yazılar:

  1. Otobüs Yazıları : 9 Numaralı Yolcu
  2. Zararlı Böceklerden Kurtulmanın En Kolay Yolu
PaylaşGönderPaylaş2Tweet1Paylaş
Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Ölümü sık düşünür ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar. Hakkımda daha fazla..

Yorumlar 21

  1. ACEMIDEMIRCI says:
    9 yıl önce

    Birkaç kez bölük pörçük okumada yarım kalmıştı yazınız. Özellikle de okumak istemişti. Çünkü yalnızlığın BÜYÜKünü yazmıştım. Bir otobüste yolculuk edercesine değil de uzay kapsülümsü bir şeyde yalıtılmış haldeyken hissedilenleri. Ayrıca otobüslerdeki kahve kokusu içinde yazmıştım.

    Yazdıklarınız elifi elifine doğru.Hatay, mimarisi, ipekçi dükkanları, hala gezemediğim cam müzesi, eski sabunhanelerden, konaklardan dönüştürülmüş otelleri, doğası ile çok sevdiğim şimdilerde gidilemese de eskiden turlarla birkaç kez de görevle gidip görmeye doyamadığım yer.
    Resim çekmiş miydiniz? Çektiyseniz paylaşmak?

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Tabi ki çektim çekmez olur muyum. Ama nasıl göndereyim size onu bilemedim.

      0
      Yanıtla
  2. Buzlu Kalem says:
    9 yıl önce

    Üniversitedeyken otobüsle memlekete gidişlerimi hatırladım. Özellikle bir seferinde yol boyunca ağladığımı bilirim ki o apayrı bir konu, girmeyeceğim.
    O zamanlar öyle ekrandan film seçmeler falan yok. Yolculuk demek İntizar demek. Hele ki şoför arkasına oturduysan.
    Bir de vazgeçilmeyen ritüel; kaşık kendi poşetine, poşet ıslak mendil kağısının içine, sonra kirli mendille birlikte tümden boşalmış bardağın içine tıkıştırılır, çöp dolu bardak da ön koltuktaki tutunma yerine sıkıştırılır 😉

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Demek herkes aynı şeyi yapıyor 🙂

      0
      Yanıtla
  3. Daha Mutlu Yaşam ☘️3 Yapraklı says:
    9 yıl önce

    İlk defa yazınızı okuyorum,üslubunuz çok samimi geldi bana.Sizi takip edeceğim.Sevgilerimle 🙂

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Teşekkür ederim hoşgeldiniz.

      0
      Yanıtla
  4. didemika bir deli bir dolu says:
    9 yıl önce

    Selam yolcu ;
    Umarım daha keyifli geçmiştir yolculuğun … Zor yollarda … Kafada deli sorular bile canlanabilir 😉
    Bu arada yazını okumaya başlayınca başlığı bile unutup konuyu nasıl ve nereye bağlayacağını düşünmeye başlamıştım bile … Unuttum gitti başlığı …
    Sevdim ben 😉
    Katılmamak mümkün olmamakla birlikte olmazsa olmaz da sosyal medya …
    Yaklaşık 15 gün ya da fazlası internet ve ev telefonu kesik yaşadım mesela blog sayfasını yeni açtığımda …. Sayfam için rezaletti … Yeni yeni sosyal medya hesapları açmıştım ki bir şeyler yapabileyim diye …
    şahsi instagram hesabım ödül alamaz oldu … şahsi facebook ya da twitter hesabım umrumda değildi bir tek unuttuğum doğumgünü olursa endişesi vardı o kadar ..
    Günde 3 kitap bitirdiğim de oldu bol bol film izlediğimde … Ki bu arada tv bile açmadım … Kendime geldim …
    Ama bir şekilde mutlaka ihtiyaç duyuluyor …
    Neyse uzun lafın kısası emeğine sağlık …
    Sağlıkla vardığını ümit ediyorum

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Selam dido. Belli senin kitap kurdu olduğun. 🙂 Ama fb konusunda pek hem fikir değilim seninle.
      Arkadaşımın doğum günümü facebook bildirimi ile hatırlaması açıkçası beni üzerdi.

      0
      Yanıtla
    • didemika bir deli bir dolu says:
      9 yıl önce

      Aaaaaa yok daha neler yanlış anlaşılma olmuş … Benim bildiğim tüm doğumgünleri her yıl yeni ajanda ve takvime kaydedilir . Hatta takvim bile kutucuklu olanları tercih edilir önemli notlar için …
      Ama bazen insanız ya unutabiliyoruz , facebook zorunlu uyarı ile tamamlıyor 😉
      Eski telefonlarda ajanda kaydı çok daha rahattı … Akıllılarda beceremiyorum hala …
      Huysuz ve takıntılı insanlardanım anlayacağın 😉
      Güzel günler …

      0
      Yanıtla
  5. test says:
    9 yıl önce

    İnsanlar da değişik artık, dolaysıyla sosyal medya belki de kaçıştır, bu arada yolculuk birtmiş olmalı:)

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      bitti bitti sağ salim geldik.

      0
      Yanıtla
  6. Kaystros Tyrha 🍀4 Yapraklı says:
    9 yıl önce

    Size hak veriyorum. İyi yolculuklar…

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Biri beni anlar mı ümidi ile yazmıştım. Mutluyum.

      0
      Yanıtla
  7. MariPoSa says:
    9 yıl önce

    Kişisel hiçbir sosyal hesabı olmayan sadece blog için twitter ı olan ve diğer bütün kişisel hesaplarını bir anda silen birisi olarak kesinlikle tavsiye etmiyorum. İnsanoğlu fazla düşündü mü delirmeye proğramlanmış bırak yalnız ya da kalabalık kendisini oyalasın uyanmak insana göre değil .
    Neden hatay antakya ikisi de aynı yer ?

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Hatay yazsam yeterli olurdu,Antakya yazsam da yazsam da öyle. Bir yerin neden iki ismi varsa ondan sanırım.

      0
      Yanıtla
    • Göğe Bakalım says:
      9 yıl önce

      Antakya Hatay'ın ilçesi. 🙂

      0
      Yanıtla
    • Meltem Sert says:
      9 yıl önce

      bir Hataylı olarak hemen atlıyorum.Şuan mesela ben Bursanın İnegöl ilçesinde yaşıyorum baktığında nedir İnegöl ilçedir Bursa şehirdir yani Bursa İnegölü kapsamaktadır; ama insanlar merkeze gideceği zaman biz bursaya gidiyoruz demektedir, burası Bursa değil mi ya diyorum, yoo diyorlar burası İnegöl, surat ekşitmiyorum ben de hemen.Hatayda öyle bir yer yok, Hatay sınırlarındaki herkes(İskenderunlular hariç) Hataylıyım, Hataydayım der, Antakya ise sadece merkeze verilen addır.Uzun bir açıklama oldu sanırım, Sosyal medya hesaplarımı kapatmayı ben de denedim ama değişen bir şey olmadı; çünkü etrafımdakilerin hesapları halen mevcuttu, bi ara telefonu çantadan çıkarmamaya başladım o zaman da insanlara bağıryordum bırakın artık filan diye.Olmuyor kopamıyoruz

      0
      Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Benzer durumları daha önce görmüştüm bu yüzden şaşırmadım 🙂

      0
      Yanıtla
  8. Büşra Bayram 🌼Çiçek says:
    9 yıl önce

    bence yalnız yolculuk yapmamalısın 🙂

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Hayat otobüsü tek kişiliktir. Yanında arkadaşını götüremezsin.

      0
      Yanıtla
    • ayşe nurhan karahan says:
      9 yıl önce

      çok keskin☺ neden olmasın derim ben 😊

      0
      Yanıtla

Bir diyeceğim var! Yanıtı iptal et

Neler olup bitiyor?

  • Çıplak Yazar - 4 gün önce

    Evren abi öyle bir dert yanmışsın ki bir muziplik yapıp anonim bir hesaptan - nasıl blog açabiliriz bu işten para…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Evren - 4 gün önce

    Yılda iki yüz bin TL! Ah keşke 🙂 Benim Instagram DM, bu ve benzeri sorularla dolu. İnsanların blog açmayı hâlâ…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Çıplak Yazar - 1 hafta önce

    Ben artık para soranlara yıllık 200 bin falan diye cevap veriyorum. Ardından tahmin edeceğin üzere biz de blog açabilir miyiz…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Evren - 1 hafta önce

    Yazarların yazma ve okuma süreçleri hep ilgimi çeker, bu yazın da bu sebeple benim için çok değerliydi. Ferit Edgü’den Woolf’a,…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Çıplak Yazar - 2 hafta önce

    Evet bir müddet 1deliningünlükleri mahlası ile yazmıştım. 🙂 2016 da kapatıp aynı sene bu blogumu açtım. Hunili blog kulağa tanıdık…

     Hayatta Bir Şeyleri Hep <strong>Yarım Bıra-</strong>

Müdavim Dostlar

  • Ece Evren (29 yorum)🌼
  • Begonvil Sokağı (28 yorum)🌼
  • Büşra Bayram (25 yorum)🌼
  • Yağmur Yağar (23 yorum)🍀
  • Kaystros Tyrha (23 yorum)🍀
  • Daha Mutlu Yaşam (21 yorum)☘️
  • Karga ve Kız (20 yorum)☘️
  • ELİF sarı (18 yorum)🌱
  • Değmesin Yağlı Boya (17 yorum)🌱
Dekor Görseli

BURAYI SEVDİN Mİ?

Abone ol, iletişimde kalalım.

✉️
A Life Hastaneler Grubu
Tanıtım Yazısı Yayınla

Tüm içerikler Creative Commons BY-NC-ND 4.0 lisansı ile korunmaktadır.
Kaynak göstererek paylaşabilirsiniz | Ticari amaçla kullanılamaz | İçerikler değiştirilemez

  • MesajMesaj gönder
  • Abone olAbone ol
  • Kim neler demişKim neler demiş?
  • Ara

Sponsor İçerikler

Yazarlar İçin Sosyal Medya Stratejileri

Türkiye’nin En İyi Aspavası Seçildi

Adrasan

kişisel blog yazıları Tanıtım Yazısı - Siteniz burada görünsün!

Yaz aylarının vazgeçilmezi Suluada!


Feedback
✉

© 2025 ciplakyazar.com | Kişisel Blog

Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

© 2025 Çıplak Yazar - Kişisel Blog - Çıplak Yazar - Kişisel Blog

"Bu site, kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikanızı inceleyebilirsiniz. Çerez kullanımını kabul ediyorsanız, 'Kabul Et' butonuna tıklayın."