• Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

Çıplak Yazar | Kişisel Blog

Takip et
Tülsü
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm.
Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü kısa filmler
    • Yabancı dizi önerileri
    • Tavsiye Filmler
  • Araştırma
  • Bloggess
    • Misafir Yazarlık & Konuk Olabileceğiniz Blog Listeleri
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü kısa filmler
    • Yabancı dizi önerileri
    • Tavsiye Filmler
  • Araştırma
  • Bloggess
    • Misafir Yazarlık & Konuk Olabileceğiniz Blog Listeleri
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
  • Günlük
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
  • Araştırma
  • Bloggess

Hasta olan Toplum mu, yoksa Siz misiniz?

Çıplak Yazar Çıplak Yazar
7 Mayıs 2016
Deneme, Genel
4 dk.
A A
1

İnsanın uyanması, uyumasının ardından gelen bir süreçtir. Kendini bulması da, kendini kaybetmesinden sonra gelen bir süreç. Bir şeyi anlamanın ve kavramanın yolu o şeyin içinde kaybolmaktan geçer. Ama kaybolduktan sonra yola devam etmezsen kendini bulamazsın.

O halde bulmak için kaybetmeli insan!

Bu tıpkı bilmediğimiz bir sokağın nereye çıktığını görmek için attığımız adımlara benzer.

Ben kimin sorusu? Belki de tüm düşünürlerin gece yarıları uykularını kaçırmıştır. Bu elbette kendini kaybediş süreci olduğundan kişi aynı zamanda arayış eylemi içindedir. İnsanlar size kim olduğunuzu söyleyemez, sizi size anlatamazlar. Çünkü tüm çıplaklığınızla sizi en iyi yine siz bilebilirsiniz.

Kendini bulmanın yolu :

Kendini bulmanın yolu kendini kaybetmekten geçiyorsa, bu kayboluşun içinde geçirdiğimiz her saniye bizi kendimize bir adım daha yaklaştırır değil mi?

Her adımda biraz daha fazla kabullenmeye başlarız kendimizi, yoksul ya da sefil biri olduğumuzu, yalancı ya da hırsız olduğumuzu, aşık olduğumuzu, TV karşısında oturup kıç büyütmekten başka bir işe yaramadığımızı, çıkarcı olduğumuzu.. kısacası ne isek o olduğumuzu.

İyi ya da kötü yanlarımızla birlikte kendimizi bütünüyle kabul ederiz. Ben buyum, düşüncelerim budur, hayatımı böyle kazanırım, deme cesaretini buluruz kendimizde.

Fakat ne olursa olsun kabullenmemiz gereken önemli hususlardan biri de, kim ve ne olduğumuzun farkında olmadan toplumun parçası olduğumuzdur. Biz istesek de istemesek de.

Ait olmak ama ait hissetmemek :

Ancak toplumun parçası olmamız yine de kendimizi o topluma ait hissetmemizi gerektirmez.

Bu yüzden kendimizi topluma ait hissetmemekle birlikte toplumsal çemberin dışına çıkamamak, çemberin içinde olmakla birlikte yine de yalnız olmak; işte beyni uyanışa zorlayan çelişkilerden biridir bu. Kimsenin sormaya cesaret edemediği soruları sorarken ya da yazmaktan çekindiği konuları yazarken buluruz kendimizi.

Öyle ki; İsa’nın çarmıha gerilmesi gibi acı içinde, kıvranışlar ve serzenişler ile cevapları bulmakla boğuşuruz. Geçmişten gelen düşünceler kulak çınlaması gibi rahatsız eder içimizi.

Toplum dediğimiz şey aslında nedir?

Kötülüğün en uç noktasında dururken, iyiliğin ne olduğunu anlamaya başlarız. Kayboluş sürecini tamamlayıp kim ve ne olduğumuzun farkına varırız. Gözümüzü açtığımızda farklı bir gezegende dolaşan birer uzaylı haline gelmişizdir çoktan. Çünkü toplum artık sizi içine almamaya başlar. Çünkü ilk olarak sizin onu yarattığınızın farkına varmakla beraber sonrasında onunda sizi yaratığının farkına varmışsınızdır. Yaratılan şey ise hiç bir zaman onu yaratandan üstün olamaz. Toplumu biz yarattık, bizi de toplum.

Yaptığımız her eylemin ardında toplumun göremediğimiz birer baskısı gizlidir. Bu yüzden her davranışımız kendimiz olmaktan çok başkalarının olmamızı istediği gibi biri olma çabasından başka bir şey değildir.

Hasta olan toplumun kendisidir!

Ben hasta değilim. Toplum hasta. Sizler hastasınız; ”kendini olduğun gibi kabul et” diye nasihat ettiğiniz insanları, öncelikle siz oldukları gibi kabul etmeyi beceremediğiniz için. Yarattığınız oyunlar, metalar ve yapmacıklar dünyası herkesi hasta ediyor, kendiniz gibi..

İnsanlar bencilliklerini paylaşımcılık, çıkarcılıklarını özveri, ikiyüzlülüklerini içtenlik, yapaylıklarını doğallık imitasyonu iğrenç maskelerini yüzlerine takarak gizleme sanatını da ellerine su dökemeyeceğim bir ustalıkla icra etmeyi öğreniyor ve öğretiyorlar. Bu süper şahane zeki insanlarımız bu şekilde birbirlerini kandırıyorlar ya da kandırdıklarını zannediyorlar. İşin en kötüsü bu kandırmacaya en başta kendileri inanıyorlar. Kendileri gibi olmayan insanları da bu illüzyonun içinde kendileri gibi yaşamaya zorluyorlar.

Bu sebeple üstü kapalı olan bu zorlanmaya direnen ve uyum sağlamayan insanlara ise veba mikrobu gözüyle bakmaya başlıyorlar, onlardan kaçıyorlar, onları kapalı kapılar ardında tedavi edilmesi gereken ”hasta” insanlar olarak görüyorlar. Çünkü kapitalist ve popülist dünyanın hazmedemeyip kustuğu bu mutsuz insanların yüzünde, kendilerinde olduğu gibi 32 dişi birden gösteren profesyonel yapaylıktaki sırıtışı göremiyorlar ve bu onları müthiş derecede rahatsız ediyor. Çünkü onları gördükçe kendi sahte mutlulukları ağır bir darbe alıyor, bilinç altlarına gömüp unuttukları kötü anıları karanlıktan çıkıp gelen bir yarasa gibi hatırlayıp korkuyorlar. Dünyanın kötü yönleri, unuttukları görmezden geldikleri ne varsa bir tokat gibi yüzlerine şırraaak diye iniyor.

Korkarlar tabii, kendilerini rahatsız eden gerçeklere gözlerini, kulaklarını, akıllarını ve kalplerini kapatırlar. Gerçeğin okyanusu gözlerinin önünde ufukların ötesine uzanırken, onlar kıyıdaki su birikintisine bile ayaklarını sokmaya korkarlar.

Bu yazı geçmişten gelmiş ve S.G. e adanmıştır.

Ayrıca bu yazıları da okumak isteyebilirsiniz :

  • Toplumun kişilik oluşumu üzerindeki etkisi
  • Kadın ve erkeğin aldatması durumunda toplumun bakış açısı
  • Kabulleniş ve başkaldırış

İlgili Yazılar:

  1. Düşünebilmek bir lütuf mu yoksa ceza mı?
  2. İYİ ya da KÖTÜ olmak bizim elimizde mi?
PaylaşGönderPaylaş2Tweet1Paylaş
Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Zamanın en değerli şey olduğuna inanır ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar. Hakkımda daha fazla..

Yorumlar 1

  1. Mustafa Sönmez says:
    9 yıl önce

    Kısacası insan "kendi" olmaktan vazgecmemeli… Toplumsal yanlışlar bazen gelenekleşiyor ve mutlak doğru oluyor. Bu doğru bilinen yanlışları düzeltmek ise toplumdan dışlanmanın nedeni oluyor. Ama boş ver zaten güzel ifa ettin konuyu.

    0
    Yanıtla

Bir diyeceğim var! Yanıtı iptal et

Neler olup bitiyor?

  • Çıplak Yazar - 4 gün önce

    Evren abi öyle bir dert yanmışsın ki bir muziplik yapıp anonim bir hesaptan - nasıl blog açabiliriz bu işten para…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Evren - 4 gün önce

    Yılda iki yüz bin TL! Ah keşke 🙂 Benim Instagram DM, bu ve benzeri sorularla dolu. İnsanların blog açmayı hâlâ…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Çıplak Yazar - 1 hafta önce

    Ben artık para soranlara yıllık 200 bin falan diye cevap veriyorum. Ardından tahmin edeceğin üzere biz de blog açabilir miyiz…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Evren - 1 hafta önce

    Yazarların yazma ve okuma süreçleri hep ilgimi çeker, bu yazın da bu sebeple benim için çok değerliydi. Ferit Edgü’den Woolf’a,…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Çıplak Yazar - 2 hafta önce

    Evet bir müddet 1deliningünlükleri mahlası ile yazmıştım. 🙂 2016 da kapatıp aynı sene bu blogumu açtım. Hunili blog kulağa tanıdık…

     Hayatta Bir Şeyleri Hep <strong>Yarım Bıra-</strong>

Müdavim Dostlar

  • Ece Evren (29 yorum)🌼
  • Begonvil Sokağı (28 yorum)🌼
  • Büşra Bayram (25 yorum)🌼
  • Yağmur Yağar (23 yorum)🍀
  • Kaystros Tyrha (23 yorum)🍀
  • Daha Mutlu Yaşam (21 yorum)☘️
  • Karga ve Kız (20 yorum)☘️
  • ELİF sarı (18 yorum)🌱
  • Değmesin Yağlı Boya (17 yorum)🌱
Dekor Görseli

BURAYI SEVDİN Mİ?

Abone ol, iletişimde kalalım.

✉️
A Life Hastaneler Grubu
Tanıtım Yazısı Yayınla

Tüm içerikler Creative Commons BY-NC-ND 4.0 lisansı ile korunmaktadır.
Kaynak göstererek paylaşabilirsiniz | Ticari amaçla kullanılamaz | İçerikler değiştirilemez

  • MesajMesaj gönder
  • Abone olAbone ol
  • Kim neler demişKim neler demiş?
  • Ara

Sponsor İçerikler

Yazarlar İçin Sosyal Medya Stratejileri

Türkiye’nin En İyi Aspavası Seçildi

Adrasan

kişisel blog yazıları Tanıtım Yazısı - Siteniz burada görünsün!

Yaz aylarının vazgeçilmezi Suluada!


Feedback
✉

© 2025 ciplakyazar.com | Kişisel Blog

Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

© 2025 Çıplak Yazar - Kişisel Blog - Çıplak Yazar - Kişisel Blog

"Bu site, kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikanızı inceleyebilirsiniz. Çerez kullanımını kabul ediyorsanız, 'Kabul Et' butonuna tıklayın."