Bugün içimde bir burukluk hissettim. Nedeni ise bir kaç aydır hiç uğramayan ve birdenbire ortadan kaybolup sırra kadem basan kedimin yokluğuydu. Evimiz bahçeli olduğundan, ev içinde beslemiyorduk. Hem annem de izin vermiyordu zaten. Bu yüzden çoğunlukla bahçede bakıyordum. Ama kedi işte, kafasına esiyor sokaklarda geziyor, daha sonra yine bahçeye geliyordu. Haftanın 3-4 günü kesinlikle bizde oluyordu. Aradaki bir günde bir yerlerde takılıyordur diye düşünürdüm. Relax ve özgür bir kediydi yani.
Onu ilk bulduğumda henüz yavruydu ve biraz hırçındı. Sonra yetişkin bir kedi olana kadar hiç görmedim. Yetişkin olunca da yeniden gelmeye başladı. Ya da iyi bir ev buldum diye sevinip, sürekli uğruyordu. Çünkü o da dahil sokaktaki tüm kediler, bir insan gördüğü zaman kaçacak delik arar bizim buralarda. Eğer bir gün ev alacak olursam, gerçekten de kedilerin insanlardan köşe bucak kaçmadığı bir yerden alacağım.
Beslemeye ilk başladığım zamanlarda aradaki güven sorununu hissedebiliyordum. Hayvancağız bir şeyler yemek için yaklaşıyordu ama, kesinlikle kendisine dokundurtmuyor ve korkuyordu. Bu güveni kazanmak benim tam 2-3 ayımı aldı. Tabi 2-3 ay sonrasında hala dokunamıyordum ama en azından yanımda korkmadan dolaşabiliyordu. Bir kaç kez sokakta rastladığımda çocukların taş falan attığını görünce, hayvanın neden bu kadar ürktüğünü ve korkak davrandığını daha iyi anladım. Yani bir kedi olsam kendim için, ”bu da bana bir kötülük yapar mı acaba” diye düşünürdüm. Ben de korkardım yani.
Adını, Vanilya koymuştum bu arada. Zaman geçtikçe bana iyice alışıyor, kendini sevdiriyor ve kaçmıyordu. Ama dediğim gibi aradaki bu güveni sağlamak 2-3 ay sürdü. Akşam sokağın başında beni görür görmez, eve kadar birlikte geliyorduk. Hani şu tren istasyonunda sahibini bekleyen hachiko gibi. Çok uzakta bile olsa seslendiğim zaman beni görür görmez koşa koşa geliyordu. Kapıyı açmamı bekliyor ve merdivenlerden çıkarak giriş kapısı önüne kadar geliyordu. Karnının aç olduğunu bildiğimden ellerimi bile yıkamadan, yemesi için bir şeyler veriyordum. O da afiyetle yiyordu verdiklerimi. Yani bizim Vanilya ile haftanın 3-4 günü bu şekilde beraber geçiyordu. Ara sıra annem evde olmadığında eve de alıyordum. Aylarca her şey böyle devam etti. Bir dönem yavruları oldu sonra ve onlara da baktık. Bahçede beraber takılıyordu yavrularıyla.
Son bir kaç aydır hiç görmedim. İşin garip tarafı yavrusu da sürekli yanında dolaşıyordu ama o da artık yalnız dolaşıyor. Açıkçası bir arabanın altında mı kaldı, ya da başka bir şey mi oldu diye de endişelenmeye başladım. Bugün ise gerçekten ona alıştığımı, aramızda duygusal bir bağ olduğunu ve kaybolmasının ardından içimde bir boşluk yarattığını hissettim.
Umarım bir gün gelir…
Ya da öldü ve ben sadece gelir diye kendimi kandırıyorum.
nasıl güzel bir kedisin seen, bence vanilyayı çok beğenen birileri evine aldı. iyi düşünün iyi olsun..
Umarım dediğin gibi olmuştur Özge. Ama biliyor musun bizim buralarda zor o dediğin. Neredeyse kedi besleyen hiç kimse yok.
bizimde kaybolan iki kedimiz için tek düşüncemiz birileri aldı oldu 🙂 hala haber alamadık ama dediğim gibi iyi düşünün iyi olsun 🙂
Haklısın.
Yorumun için teşekkür ederim.
Moral verdin gerçekten.