Keşke bir cümle arasında can çekişen en hüzünlü, en acı kelimelerden biri olsaydım da beni okuyan dillerin kalbini orta yerinden sızlatsaydım…
Onları da kendi hüznüme ortak edip, tüm bedenlerini huzursuzlukla sarsaydım… En tatlı rüyalarının ortasına karabasan olup çöksem, en tatlı hayallerine umutsuzluk olarak doğsaydım.
Ağaçları kökünden söken sert bir rüzgar olsaydım keşke…
Acil bir hastanın bulunamayan kanı, yeni doğan bir bebeğin kaybettiği anası olsaydım…
Yolunu kaybeden yolcunun, hiç bulamayacağı evi olsaydım.
Karıncanın sırtındaki yük, mazlumun sırtındaki kırbaç olsaydım keşke.
Acının kendisi olsaydım…
Ve beni candan seven vefakar dostlar bulsaydım kendime.
Terk edilmeler ben olsaydım keşke, her aldatılmanın yanında benim adım olsaydı.
Hiç gelmeyecek birinin beklediği ve onu bile bile bekleten olsaydım.
Bulutlar üstünde gezenleri, tepe taklak aşağı atan ben olsaydım.
Acının kendisi olsaydım keşke.
Ve beni candan seven vefakar dostlar bulsaydım kendime..
Kış mevsiminde yaprakları çalıp götüren hırsız ben olsaydım ve tüm çiçekleri ben soldursaydım keşke.
Damakta kötü bir tat, içten gelen bir kusma hissi olsaydım.
Avcının yavru ceylana attığı kurşun olsaydım keşke…
Bağlamanın kopan teli, türkünün yarım kalan sözü olsaydım.
Umut ışığı arayanların karanlığı, karanlık bekleyenlerin de ışığı ben olsaydım…
Acının kendisi olsaydım keşke.
Ve beni candan seven vefakar dostlar bulsaydım kendime…
Bunları yazdırtabilecek ne olabilir? Sizden böylesi şeyler okumazdık.
Kim bile bile, gözünüzün içine baka baka, birlikte kurduğunuz düzen mi demeli, hayat mı demeli, iş mi, ortaklık mı demeli bilemiyorum o kadarını; ama belli ki birlikte yaptıklarınızı silebilir? “Ne oldu” demek geliyor içinden insanın.
Aldatılmak, terk edilmek deyince tek kapsamlı da anlaşılmaz sanırım. Her türlüsü olabilir. Maddi manevi? Yani kim kimi ne ile belli değil olunca çok yorum da yapılamıyor. İşin aslını bilmeden ki belki siz bile bilmiyorsunuz ya da yazılar belki de daha yürekten kopan çığlıklar olduğundan tek taraflı. Belki de öyle sandınız. Neden olmasın. Belki boşuna yakınmalar bunlar… Dahası yazılamıyor. Tek açıdan bakmak pek sağlıklı gelmez bana.
O yüzden. Siz sadece iyi olun 🙂
Dün gece diğer geceler gibi sıradandı. Kendime rakı koydum ve sigaramı yaktım. Bu kez böyle oldu sadece. Bunları yazarken şöyle düşündüm. Insanlar iyi ve güzel olanın kıymetini hep kaybedince anlıyor. Mutluluğa sahipken, onun için şükretmek yerine daha da fazlasını istiyor. Yani kendimi insanları mutlu eden tüm her şeyle özdeşleştirdim. Sonrasında ise insanların aslında acıya layık olduklarını anladım.
aslında acıyı sevip acıyla beslenen insanlar olduğumuzu düşündüğünüzden mi bu acı olma isteği
Belki de… (bu üç noktaları yabana atmayın ama)