• Ben Kimim?
tweet
paylaş
News

Kişisel Blog ve Öyküler

Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm. Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Rüya Günlükleri
    • Gece yarısı sayıklamalarıMariana
    • Gündelik
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Hikaye
  • Araştırma
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Sinema Yazıları
    • Ödüllü Kısa Filmler – Çıplak Yazar Tavsiyesi
    • En İyi Yabancı Diziler | IMDB 8 ve Üzeri
    • ÇMDB – Çıplak Yazar Movie Database
  • Bloggess
Çıplak Yazar - Kişisel Blog ve Öyküler
Gerçek Hayattan Anlık Durum Bildirimi

Mezarlık gülleri : Mezarlıkta Gül Neden Olmaz ki?

Mezarlık gülleri neden olmaz? Kimse neden sararıp giden otlar yerine rengarenk güller dikmez ki oralara?

24 Haziran 2017
Kategori: Gece yarısı sayıklamaları, Gündelik
3 dk.
A A
0

Mezarlık gülleri neden olmaz? Kimse neden sararıp giden otlar yerine rengarenk güller dikmez ki oralara?

Bazen kendimiz gibi mi, yoksa içimizde yarattığımız hayali karakterimiz gibi mi yaşıyoruz diye düşünüyorum. Ara sıra ben kimim sorularıyla boğuşurken, bir beden içine hapsolmuş deli bir ruh gibi hissediyorum kendimi. Hüzünlü bir şarkı değiyor kulaklarıma sonra. Ama öyle ama böyle yaşıyoruz işte diyorum. Bir sigara yakıyorum ardından ve satırlarım tütün kokmaya başlıyor.

Bir duraktan metrobüse biniyor ve kalabalığa karışıyorum. Metrobüs bir yere gidiyor. Gitmem ya da yetişmem gereken bir yerin eksikliği içinde ve ben sadece metrobüsün götürdüğü yere gidiyorum. Hiçbir şeyin anlamı yok mu gibisinden bir boşluğa düşüyorum. Telaşsız bir sevişme, ya da kaygısız bir sarhoşluk istiyorum. Mezarlık gülleri gibi yağmura hasret solup gitmek istiyorum ara sıra.

Kara ile siyahın arasında beyazı arıyorum.

Şiir yazayım diyorum bazen, beceremiyorum. Şöyle yüksek bir tepenin zirvesine mi çıksam, yoksa bir ağaç gölgesinde çimlere mi uzansam diye düşünüyorum.

Eski bir dosta özlem duyuyorum bazen. Sonrasında pek dostum olmadığını hatırlıyorum. Ne olduğunu bilmediğim bir şeyleri özlüyorum ya da özlemek istiyorum.

Kendimden korkuyorum.

Uyuyayım biraz belki geçer diyorum. Geçip giderken ben de gidiyorum.

Bazen neşeli bir oyun havası eşliğinde omuz omuz halay çekesim geliyor. Kollarım iki yana açık öylece bekliyorum. Hayat ben oyun havası bilmem ki deyip yapıştırıyor hüzünlü şarkıları. Zaten yanıma da kimse gelmiyor oynamak için.

Oturayım madem diyorum.

Oturayım da o hüzünlü şarkıları dinleyeyim diyorum.

Planlar yapıyorum gelecek için, çıkacak soruları ezberliyorum. Ben cevapları ezberlediğimde sorular değişmiş oluyor ve sınıfta kalıyorum. Olsun diyorum belki seneye..

Sene geliyor ve geçiyor. Ben yine söylüyorum. Olsun belki seneye..

”Kaybetmek için çok erken, sevmek için çok geç” diyen insanlar geliyor aklıma.

Birer birer eski anılarım canlanıyor gözümde. Her şeyi 3D olarak seyrediyorum en ön koltuktan. Salonda benden başka kimse yok. Çünkü bu ucuz filme pek talep yok. Patlamış mısır vereyim mi diye soruyor çocuğun biri.. Siktir et diyorum.. Siktir git demeden önce..

Elli katlı bir binaya giriyorum, salakça niye girdiğimi bile bilmeden. Görevli asansör bozuk beyim diyor. Eyvallah deyip tabanları yağlıyorum. Altıncı kata varınca nefesim daralıyor, durup dinleneyim biraz diyorum. 49. kata nasıl çıkacağım diye düşünüyorum. Ayaklarım kanıyor ama ulaşıyorum en sonunda. Usulca tıklatıyorum kapıyı,  ses seda yok. Soracak kimse yok. Kapının ardında kimse de yok.

Bazı şeyleri hep böyle geç anlıyor ve öğreniyorum.

Mezarlıkta gül olmazmış aslında.

Güller özel ilgi ve bakım istermiş meğer.

mezarlık gülleri
mezarlık gülleri

”Umut iyi bir şeydir” diyen bir film geliyor aklıma. Hemen ardından ”Umut, içinde bulunduğu durumdan memnun olmayan insanlar içindir” diyen başka bir film…

Bütün işleri bitirip eve dönüyorum sonunda. Evim evim güzel evim diyesim gelmiyor içimden. Yalnız yemekten daha kötü bir şey yoktur hayatta. Neyse ki; sandalyem, masam ve odanın duvarları var diyorum en azından. Yemek sonrası akşam serinliğinde demli bir çay koyayım diyorum.

İçecek kimsem yok diye vazgeçiyorum sonra.

Paylaş1Tweet1GönderPaylaş

Bu yazıyı Sevdin mi?

O hâlde yeni yazılar için abone ol ve takipte kalmaya devam et.

Sadece yeni yazı olduğunda 1 adet eposta alırsınız.

Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Ölümü sık düşünür ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

EN YENİ YAZILAR

Sülün Osman’a Şapka Çıkarttıracak Bir Dolandırıcılık Hikâyesi

Sülün Osman’a Şapka Çıkarttıracak Bir Dolandırıcılık Hikâyesi

23 Ocak 2021
121

Yarım saate ordayım. Sürse sürse ne kadar sürer ki zaten?

Yarım saate ordayım. Sürse sürse ne kadar sürer ki zaten?

8 Ocak 2021
474

400 yıl sonra haklı çıkmak! | Giordano Bruno’nun ilginç hikâyesi

400 yıl sonra haklı çıkmak! | Giordano Bruno’nun ilginç hikâyesi

21 Kasım 2020
538

Geri Sonraki
Reklam Ver
Reklam Ver
Reklam Ver
Twitter Instagram Pinterest Youtube RSS

Sayfalar

  • Arşiv
  • Misafir Yazarlık
  • Destek Ol
  • Ben Kimim?
  • Reklam Hizmetleri
  • Mesaj

Sponsor Yazılar

En Ucuz Uçak Bileti Nasıl Bulunur?

Sponsor Bağlantılar

İstanbul Evden Eve Nakliyat Uluslararası Evden Eve Nakliyat Siteniz burada gözüksün!

İçerikleri paylaşırken lütfen kaynak gösteriniz!© 2016 - 2020 Çıplak Yazar - Kişisel Blog & Kısa Hikayeler

Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Aforizmalar
  • Araştırma
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Gündelik
  • Hikâyeler
    • Hikâye Arşivi
    • Sesli Kitap Arşivi
    • Sadece 100 kelime!
  • Mizah
  • sinemaskop
    • Sinema Yazılarım
    • Kısa Filmler
    • Yabancı Diziler
  • Yaşam ve İnsan
  • Mesaj Gönder
Ciplakyazar olarak prensip edindiğimiz birkaç temel ilkemiz var. Dilerseniz Gizlilik Politikası sayfasını ziyaret ederek okuyabilirsiniz.