Bu blogda yer alan kısa hikaye ve uzun hikayeler izinsiz olarak alınamaz ve başka bir yerde yayınlanamaz! Dram, bilim kurgu, gerilim, korku, hayatın içinden, çocuk hikayeleri, kısa hikayeler ve daha fazlası için hikaye kategorisini ziyaret edebilirsiniz.
Ramazan Manicisi
Arka komşu uyanmış olmalı ki, az evvel çay bardaklarından çıkan kaşık seslerini duydum. Oysa davulcunun geçmesine daha yarım saat kadar bir zaman var. Bizimkiler ise hala uyuyor. Kardeşim her seferinde davulcunun erken geçmesinden şikayet ediyordu. Ona göre davulcu sahur vaktinden yarım saat önce falan geçmeli. Sanırım bu sefer de çok geç geçtiği için şikayet ederdi.
Üstelik bir de hiç mani söylemiyormuş. Bu zamanda mani söyleyen davulcu mu kaldı dedim. Ama yine de merak edip dün gece tam davulcunun geçtiği esnada balkona çıktım.
Adam davulu güm güm çalıp he heyyyyy diye bağırıyordu. Sanırım bir davulcu olsaydım ben de mani dizmek yerine ho hooyyy ya da he heyyy diye bağırırdım. Üstelik söylediğim manilerin uyuyan insanlar tarafından pekte önemsenmediğini düşünürsek, mani söylemek ötede dursun, he heyy deyip bağırmazdım bile.
***
Ancak bu gece dayanamayıp kendim bir mani yazmaya karar verdim. Niyetim bu maniyi gece geçen davulcuyu yakalayıp, okusun diye avucuna sıkıştırmaktı.
Yazdığım mani şöyle :
Fırından geliyor ekmeğin kokusu
Haydi kalkın ahali ne bu gece uykusu
Işıklar yansın, sofralar kurulsun
Sonra geçmedi demeyin, bizim ramazan davulcusu
İlk deneme için sanırım çokta kötü sayılmaz. Zaten mühim olan maninin iyi olması değil, okuyanın iyi okuması. Bakalım hangi makamda okuyacak bizim davulcu. Belki de bir gün önceden prova yapıp öyle okur. Yok yaa altı üstü bir kaç satırlık mani, ne gerek var provaya falan.
Çok geçmeden davulcunun sesini duydum ve terlikleri giydiğim gibi aşağıya fırladım. Kapıyı açtığımda aşağı yoldan bizim kapıya doğru geliyordu. Kapıda öyle durduğumu görünce bir an o karanlıkta bana baktığını hissettim. Yanına doğru yaklaştığımda davul çalmaya devam ediyordu. Sonuçta o da bir sanatkar diye düşünüp, sanatını icra ederken müdahale etmek istemediğim için bitirmesini bekledim. Tam durduğu sırada da hemen lafa girdim.
***
-Hayırlı geceler abi kolay gelsin, nasıl gidiyor?
-Eyi çok şükür, çalıp duruyoruz işte. Buyur bir isteğin mi vardı?
-Estağfurullah ricamız olur. Ya baktım ki, hiç mani söylemiyorsun. Ben de senin için bir mani yazdım. Hani yanlış anlama işine karışmış gibi olmayayım. İçimden geldi, okursun okumazsın sana kalmış tabi.
Adam kağıdı aldı şöyle ufaktan bir baktı ama sanırım o karanlıkta pek göremeyeceğini anlayıp cebine koydu.
-Hele bir eve gideyim de, bakarım ben buna.
-Olduuu, hayırlı geceler kolay gelsin abi.
Ertesi gün aynı saatlerde davulcuyu beklemeye başladım. Gören de beni, son bestemi verdim falan sanacak. Ama ne bileyim salakça bir heyecana kapıldım. Çok geçmeden davulcunun sesini duydum ve yine kapının önüne indim. Yine aşağı yoldan geliyordu ve üstelik yazdığım maniyi söyleye söyleye.
..gece uykusuuuu
Işıklar yansın, sofralar kurulsun.
Sonra geçmedi demeyin, bizim ramazan davulcusuuuu.
***
Şöyle bir komşu camlara bakar oldum. Duyun duyun bunları ben yazdım gibisinden göğsüm bir kabardı ki sormayın. Adamın sesi de bayağı iyiymiş. Hani ben de iyi yazmışım aslında. Çok geçmeden davulcu yanıma geldi ve tebessüm etti.
-Hayırlı geceler komşum. Nasılsın iyi misin?
-Oooo abi kolay gelsin başlamışsın maniyi söylemeye.
-Başladık ki ne başladık… Bizim aşağı mahallenin davulcusu Yusuf bile çok beğendi. O da diğer mahallede okuyor bu maniyi.
-Öyle miiii? Çok sevindim.
-Gündüz kahvedekilerin yanında da bir söyledim ki, hepsi alkışladı. Hele bizim hanım, en çok o beğendi.
-Yaaaa valla ne diyeyim çok şaşırdım abi. (Altı üstü bir mani işte bu kadar da abartmayın yahuu)
-Yahu komşu sen böyle maniler yazsan bize, biz de okusak?
-Mani mi?
İşin bu tarafını hiç düşünmemiştim. Ne diyeyim ki ben adama şimdi? Yok deseeeem bir türlü, olur deseeeem başka bir türlü.
-Şey yaparız ya bakarız.
-Allah razı olsun komşum. Çok büyük iyilik ettin bana.
-Olur mu abi estağfurullah ne demek. Alt tarafı bir mani yazacağız.
-Sağ ol komşum, hayırlı sahurlarrrr, hayırlı geceler.
Davulcu gece karanlığında yavaş yavaş kaybolurken, ben kapı önünde ardından bakakalıp neden evet dedim ki diye kendime kızıyordum. Eskisi de iyiydi zaten he heyyyyy diye ne güzel uyandırıyordu bizi.
Tavisye yazı : 1 dakikalık anlamlı kısa hikayeler
Nizamettin Gümüş - 1 ay önce
Yazınızın, kırık camlar metaforu üzerinden toplumsal düzen ve bireysel sorumluluk konularını ele alması oldukça düşündürücü. Küçük bir dondurma kâğıdının, aslında…
Konu: Kırık Camlar Metaforu ve Bir Dondurma Kağıdının Tetikledikleri