• Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

Çıplak Yazar | Kişisel Blog

Takip et
Tülsü
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
Uykudan uyandığım bazı sabahlar, dünyayı değiştirebileceğimi düşünürdüm.
Sonrasında çorabımın diğer tekini ararken bulurdum kendimi.
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü kısa filmler
    • Yabancı dizi önerileri
    • Tavsiye Filmler
  • Araştırma
  • Bloggess
    • Misafir Yazarlık & Konuk Olabileceğiniz Blog Listeleri
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Günlük
    • Aforizmalar
    • Gece Yazıları
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
    • Ödüllü kısa filmler
    • Yabancı dizi önerileri
    • Tavsiye Filmler
  • Araştırma
  • Bloggess
    • Misafir Yazarlık & Konuk Olabileceğiniz Blog Listeleri
Çıplak Yazar | Kişisel Blog
  • Günlük
  • Hikayeler
  • Deneme
  • Eleştiri
  • Mizah
  • Yaşam ve İnsan
  • Sinemaskop
  • Araştırma
  • Bloggess

İnsan neden yazar ki? | Yazan İnsanların Ortak Noktası Nedir?

İnsan Neden Yazar Sorusu Üzerine Bir Deneme Yazısı

Çıplak Yazar Çıplak Yazar
6 Ekim 2017
Bloggess, Deneme, Yazar Atölyesi
5 dk.
A A
28

Eğer birine insan neden yazar diye sorsaydık, vereceği cevaplar yüzeysel olarak diğer insanların vereceği cevaplardan farklı, ancak temelde aynı ortak noktaya sahip cevaplar olacaktır. Çünkü bireysel olarak yaşadığımız hayatlar birbirinden farklı olduğu gibi, bir neden sorusu karşısında vereceğimiz cevaplar da kısmen birbirinden farklıdır. Ancak ‘‘insan neden yazar” sorusu temelde aynı ortak sebeplere dayalı bir sorudur. Bu tıpkı insan neden ağlar ya da insan neden kahkaha atar sorularının temelde aynı ortak sebeplere sahip olmasına benzer.

İnsan neden yazar ki?

Yazmak, kısa ve öz olarak soyut olanı somut olana dönüştürmektir. Burada asıl sorulması gereken soru ise; ”insan soyut olanı, neden somut olarak açığa vurma isteği duyar” sorusudur. Duygu ve düşüncelerimizi, çektiğimiz acıları ya da yaşamış olduğumuz mutlulukları anlatmanın çeşitli yolları vardır. Yazmak ise bu yollardan yalnızca bir tanesidir. Eğer yazma eylemini formüle edebilseydik sanırım ortaya şöyle bir sonuç çıkardı:

Yaşanmışlık – yaşanmışlığı dışa vurma isteği – dışa vurmak için bulunan yol

Yalnız bu formül içindeki son bölüm (dışa vurmak için bulunan yol) hiçbir zaman belirli bir yol olmadığı gibi kişiden kişiye değişkenlik gösteren bir yoldur. Bu yüzden kişi, bu yolu seçmeden önce bu yolu keşfeder. Yani aslında duygularını veya yaşadıklarını yazarak anlatmayı tercih eden bir insanla, bunu resim yaparak anlatmayı tercih eden insan arasında bir fark yoktur. Sadece birisi bunu yazarak, diğeri ise resim yaparak dışa vurur. Bir müddet sonra yontulmuş bir kaya parçası gibi, insan kendi duygularını özgün anlatma biçimine kavuşur. Bu her insan için benzersiz ve farklı bir yoldur. Örneğin iki farklı yazarın, iki ortak konu hakkında makale yazdıklarını düşünün. Aslında her ikisi de duygularını aynı şekilde (yazarak) anlatmaktadır. Fakat yazdıkları onları, kendi yollarının birer yolcusu haline getirir. 

İnsan Neden Yazmaz Diye Düşünmüş Olsaydık!

Aslında bu soru bize; insan neden yazar, neden duygularını yazarak anlatma ihtiyacı duyar sorularının da cevabını vermektedir. Çünkü yazan bir insanın, duygularını anlatma biçimi olarak kendine seçmiş olduğu yol yazmaktır. Ama sizinki değildir. Bu yüzden siz hiçbir zaman duygularınızı yazarak anlatmayı tercih etmediğiniz için, yazan insanlar üzerinden de kafanızda böyle bir soru oluşması gayet normal.

Yazmak bir meditasyon ve rahatlama biçimidir.

Bu yüzden neden yazıyorsun ya da insan neden yazar sorusuna özetle çoğumuz kafamdakileri atıyorum rahatlıyorum diyerek cevap veririz.

Şimdiye kadar yazılmış tüm kitapları bir düşünün. Dünyanın bütün kütüphaneleri gözünüzün önünde canlandı mı? Uzun yıllar emek verilerek hazırlanmış bilimsel kitaplar, tarih kitapları, en ünlü romanlar, şiirler ve denemeler. Acı ve üzüntüden bahsedenlerin sayısının açık ara farkla önde olduğuna emin olabilirsiniz. Çünkü mutlu insanların hiçbir şeyle alıp veremediği yok. Onlar sadece yatırımlarının ve borsadaki hisselerinin derdinde. Oysa yazan herkesin bu Dünya ile alıp veremediği bir derdi vardır. Che’nin Bolivya Günlükleri, Dostoyevski’nin Yer Altından Notları, Niçe’nin Zerdüş‘tü, Albert Camus’un Yabancı‘sı gibi… Hepsinin bu dünyayla hiç bitmek bilmeyen bir kavgası vardı. (Ben öyle olduğuna inanıyorum) Yaşadığı toplumla, platonik aşkıyla, düzensizlikle, kısacası bir şeylerle hep kavga içindeydi bu insanlar. Hepsi de mutsuzdu ve eğer bu mutsuzluk kendi içlerinde kalsaydı, kanser gibi tüm vücuduna yayılıp onları hasta edecek, hatta öldürecekti. Niçe’nin sevdiği kadın tarafından terk edildiği dönemde, içinde bulunduğu bunalımı anlattığı (pek bilinmeyen) bir sözü vardır. (Tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım şöyleydi:)

Eğer içinde bulunduğum bu durumu atlatacak bir simya numarası bulamazsam, işim bitik demektir – F. Nietzsche

Yani yazmanın özünde, acı ve keder ile yaşamak vardır. Kafka’yı Kafka yapan şey Milena’nın kendisiydi. Tüm bu insanlar yazının başında da dediğim gibi, duygu ve düşüncelerini aktarmak için yazma eylemini seçtiler. Belki gece yarılarına kadar, boyunları tutulana kadar durmadan yazdılar. Bir şeyleri değiştirmek ümidi ile, içlerindeki tüm o acıyı kustular. Bazen dilsizlerin dili oldular, bazen de kendi öykülerde gizli bir kahraman.

Hepsi bu..

Eğer siz de duygularını yazarak anlatmayı seçen insanlardansınız, kağıda dökülen ilk kelime ile bir gün sayfaların yetersiz kalacağını siz de anlayacaksınız. İnanın bunu tadacaksınız.  Ardından sadece acı çektiğiniz dönemlerde değil, mutlu olduğunuz zamanlarda da yazmadan duramayacaksınız. Neşeli hikayeler eşliğinde sevimli sözcükleri ardı arkasına sıralayacaksınız. Ama yazmaya neden ve nasıl başladığınızı, o acıyı hep hatırlayacaksınız. Çünkü o acı; sizi var eden acıdır.

Ayrıca okuyabilirsiniz: 

İnsan geçmişe neden özlem duyar? | Ölü bloglar derneği | Yazmak için okumak mı gerekli? | Nesli tükenmiş bloglar..

İlgili Yazılar:

  1. Sanat nedir? Sanatlar arası etkileşim nedir?
  2. İnsan geçmişe neden özlem duyar ki?
PaylaşGönderPaylaş78Tweet49Paylaş14
Çıplak Yazar

Çıplak Yazar

Amatör hikaye yazarı ve sıradan bir dünya vatandaşı. Evrime, dostluğa, sevgiye, paylaşmaya ve hayattaki iyi şeylere inanır. Ölümü sık düşünür ve bu yüzden hatırlanmaya değer güzel anılar biriktirmek için yaşar. Hakkımda daha fazla..

Yorumlar 28

  1. Hızlı Yazar says:
    4 ay önce

    Selam Dostum,

    Yazı konusu güzel, yazının içeriği güzel. Geriye kalan güzel bir yorumla yazıyı ve yazarı selamlamak.

    İnsan neden yazar?

    Bu sorunun bana göre tek bir cevabı yok, çünkü yazmak her insanın iç dünyasında farklı sebeplerle kök salar. Yine de bazı ortak gerekçelerden söz etmek mümkün:

    Anlamak için:

    İnsan, karmaşık bir varlık. Hissettiklerini, düşündüklerini çoğu zaman kendi bile tam olarak kavrayamaz. Yazmak, zihindeki düğümleri çözmenin bir yoludur. Kaleme aldıkça kişi ne hissettiğini, ne düşündüğünü, neye kırıldığını fark eder. Bir tür içsel aynadır yazı.

    Unutmamak için:

    Bazı anlar vardır, bellekte sadece yaşanmış olmakla kalmaz, iz bırakır. Ama zaman dediğimiz şey, hafızanın düşmanıdır. Yazmak, unutmaya karşı bir başkaldırıdır. İnsanın kendi hayatına tanıklık etmesidir bir nevi.

    Duyulmak için:

    Her insan duyulmak, anlaşılmak ister. Bazıları bunu yüksek sesle konuşarak yapar, bazılarıysa yazarak. Yazmak, bazen “beni anlayan biri var mı?” sorusunu haykırmanın sessiz biçimidir. Okuyucudan gelecek bir satır, bu yalnızlığa verilen cevaptır.

    İz bırakmak için:

    Hayat kısa. Ama bir cümle, bir paragraf, bir hikaye. Onlar kalır. İnsan, geçiciliğini yazıyla aşmak ister. Yazdıklarıyla hayatta olduğunu kanıtlamak, hatta ölümden sonra bile var olmak ister.

    Kısacası, insan yazar çünkü:

    İçinde birikenleri dökmeye ihtiyaç duyar,
    anlamaya, anlatmaya, unutmamaya çalışır, bazen susmanın mümkün olmadığı anlarda kelimelere sarılır.

    Ve en çok da Mustafa’nın yazısında da bahsettiği gibi:

    “Yazmazsam ağlayacağım çünkü. Alçakça olacak biraz.” dercesine, kendini kurtarmak için yazar.

    0
    Yanıtla
  2. Aydoğdu Grup says:
    6 ay önce

    İnsan çoğunlukla içindekileri dökmek için yazar, akabinde rahatlama hissi gelir. Yazmak rahatlatıcı bir eylemdir. Bu güzel yazınız için çok teşekkürler

    0
    Yanıtla
  3. İçimde Kalacağına says:
    3 yıl önce

    “Yani yazmanın özünde, acı ve keder ile yaşamak vardır.”

    Keşke hayır öyle değil diyebilseydim. Ama korkarım haklısınız.

    Hem yazmanın hem pişmenin ve yanmanın özünde var onlar…

    0
    Yanıtla
    • Çıplak Yazar says:
      3 yıl önce

      2017 gibi eski tarihte yazılan bir yazıma yorum gelince, neler karalamışım diye yazdıklarımı yeniden okuma gereği duyuyorum. Açıkçası yazının ana teması dışında pek bir şeyi beğenmedim bu yazıda. Gereksiz uzun paragraflar ve aslında hiçbir şey ifade etmediğini düşündüğüm boş cümleler. Ama siz yazınca kendime yeniden sormadan edemedim. Yazmanın özünde acı ve keder ile yaşamak mı var gerçekten?

      Hadi bakalım beş yıl önceki kendine bugünkü aklınla cevap ver bakalım dedim…
      Evet!
      Beş yıl sonra aynı şeyi düşünüyor ve savunuyorum. (Keşke ben de hayır öyle değilmiş aslında diyebilseydim.)

      Sevgi ve selamlarımla.

      0
      Yanıtla
  4. Ali Varol says:
    6 yıl önce

    “Gönül ne kahve ister, ne kahvehane; gönül sohbet ister, kahve bahane.” demiş atalarımız. Sohbet ederken paylaşırız. Dertlerimizi paylaşırız, dertlerimiz azalır. Sevinçlerimizi paylaşırız, sevinçlerimiz çoğalır. Sohbet yalnız kahvehanede olmaz. Evde, telefonda da birileriyle sohbet ederiz. O anda sohbet edeceğimiz birileri yoksa ileride paylaşmak üzere yazarız. Yazmak da kahvedei evde, telefonda sohbet etmek gibi rahatlatır insanı. Yazmak da sohbet etmek de resim yapmak da, oyun oynamak da insanın hem kendine, hem ötekine faydası dokunan bir etkinliktir. Selam olsun yazı yazıp paylaşanlara.

    0
    Yanıtla
  5. mithad selim says:
    9 yıl önce

    tıpkı bu bloga rastgeldiğim gibi tesadüfen bir didem madak yazısını okudum bugün. "yazarak derdimi anlatmaya çalışıyorum ben" diyordu. herkesin bir "derdi", bir sebebi var yazmak için. selam olsun 'dertlilere'

    0
    Yanıtla
  6. zaferb says:
    9 yıl önce

    Kaleminize sağlık…
    Bir bebeğin kendini huzurlu hissettiği yer nasıl ana kucağıysa biz de kelimelerle kucaklaşınca dinginleşiyoruz. Bu yüzden yazma işini keyfe keder bir uğraşıdan ziyade ihtiyaç olarak görüyorum ben.

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Hepimizin farklı nedenleri var tabi.
      Sait Faik'te yazmasaydım çıldıracaktım diyen bir adam. Belki de çıldırmamak için yazmıştır gerçekten.

      0
      Yanıtla
  7. Derya says:
    9 yıl önce

    Aci duyulan zamanlarin daha kolay kagida döküldügüne ben de inaniyorum. Bir de sorgulayan insan yaziyor.

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Kesinlikle.
      Çünkü acılar insanı o acıyı içinden atmak için tetikliyor. Bu bazen bir yazıya, bazen koyu renklerin yoğun kullanıldığı bir resme, bazen de hüzünlü notalara dönüşüyor. Yaptığımız şey aslında aynı ama kaçış yollarımız birbirinden farklı. Çünkü biz ve acılarımız farklı.

      0
      Yanıtla
  8. okumasyon says:
    9 yıl önce

    Yazmanın bir dert işi olduğu düşüncesine kesinlikle katılıyorum. Çünkü insan boş yere konuşur ama boş yere yazamaz.

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Konuyu özetleyen güzel bir söz oldu bu sevgili Okumasyon.
      Teşekkür ederim.

      0
      Yanıtla
  9. Mustafa Sönmez says:
    9 yıl önce

    Güzel bir yazı okudum. Yazmak yaşam maceramızı sorgulamak olsa gerek… Son paragraflarda yazdığın gibi "Oysa yazan herkesin bu Dünya ile alıp veremediği bir derdi vardı." cümlesinde haklısın. Sadece olumsuz anlam da çıkarmamak lazım. Yaşamı okumak isteyen herkes, yaşamı yazmak da ister…

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Olumsuz anlam çıkarmak değil de, biraz içsel bir yalnızlıktan ötürü yazdığımızı düşünüyorum açıkçası. Kendimizi yazarak anlatmayı seçiyoruz. Yazını mutlaka okuyup yorum yapacağım.
      Teşekkür ederim.

      0
      Yanıtla
  10. Yazarın Dünyası says:
    9 yıl önce

    İnsanlar unutmamak ve unutulmamak için yazar. Çünkü unutmak da unutulmak da bir yok oluştur. Mağara duvarına resim çizen insan o resimleri ne için çizdi sizce? Duvarlara kazıdığı şeyler yaşadıkları değil miydi? Aslında onun bize bir mesajı vardı: "Bir zamanlar ben de vardım ben de yaşadım." Ya unutmak… Bir düşünün en küçük notlarımız bile unutmamak içindir. Yaşadıklarımızı, duyduklarımızı, hissettiklerimizi unutmamak… Yani yazmak eşittir: Unutmamak ve unutulmamak.

    Bu güzel yazıda hislerinizi bize de hissettirdiğiniz için teşekkürler.

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Sevgili Yazarın Dünyası öncelikle blogumdaki ilk yorumun olduğu için hoşgeldin. Konuyla ilgili aynı fikirde olduğumuza da çok sevindim. Yazdığın satırlar kendi satırlarımmış hissine kapıldım bir an. Hatta ben de böyle bir yazı yazmıştım daha önce. Unutmamak ve unutulmamak için yazdığımızı savunan bir yazıydı. Ama işin garip tarafı şudur ki o hangi yazıydı bulamadım.

      0
      Yanıtla
  11. Semanur Kok says:
    9 yıl önce

    İyiki yazıyorsunuz, yüreğinize sağlık.

    Ben yazıyorum çünkü önce kendime, sonra da umutlarıma bir söz verdim. Ölüm olmadığı sürece ben sözümü tutarım.
    Sizde okurlarınıza bir söz verin ve daha sık yazın. Sevgiler💎

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Yazmak için insanın bir yaşam enerjisi olması gerek. Ya da tam tersi bütün enerjisini yitirmiş olmalı. Ya en dipte ya da zirvede olan insanların en iyi olduklarını düşünmüşümdür hep.

      0
      Yanıtla
  12. Begonvil Sokağı 🌼Çiçek says:
    9 yıl önce

    Yazmak cesarettir çünkü söylediğiniz her şey artık kayıtlıdır sizi bağlar… Yazmak söylemeye cesaret edemediklerinizi haykırmanızı sağlar. Kelimelerle, gramerle santranç gibi oynarsınız. En basit yazılar bile derine dair izler taşır…

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Her şeyi yazamıyorum biliyor musun Begonvil Sokağı. Yani bazen öylesine doluyorum ki, bir satır bile yazamıyorum. Bu çok canımı acıtıyor.

      0
      Yanıtla
  13. Hikaye Kalpli Kadın says:
    9 yıl önce

    Nereye kadar yazacağım, bilmiyorum. Ama şu an yazmak bana iyi geliyor. Bazen içimdeki sıkıntıyı hikayemin bir satırına iliştiri veriyorum. İçimden attığımı bilmek bile yetiyor. Neden yazıyorum? Sorusunun sağlamasını da yaptım aslında. 4 ay oldu başlayalı ve bu 4 ayda daha önce olmadığım kadar iyi olduğumu gördüm. Çok şey değişti. Ben değiştim!

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      İçindeki sıkıntıları hikayelerinin bir satırına iştirdiğini biliyorum. Kimse bilmese de ben biliyorum.

      0
      Yanıtla
  14. sessizkaldım says:
    9 yıl önce

    Yazmak sessiz kalmış kelimelerin dile gelmesi gibi soğuk bir nefesi içe çekerek yazmak En güzel şey …Sende çok güzel yazmışsın yüreğine emeğine sağlık iyi ki de yazıyorsun efendim sevgiler … 🙂

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Teşekkür ederim Sessiz Kaldım. Yazan herkese karşı benim zaten saygım ve sevgim var. Tanımasam da iyi insanlar olduğunu düşünüyorum. O yüzden iyi ki yazıyoruz.

      0
      Yanıtla
  15. Karga ve Kız ☘️3 Yapraklı says:
    9 yıl önce

    Yazmak, nefes almak gibi temel bir ihtiyaç haline geliyor zamanla. İyi ki başlamışım yazmaya ve sen de iyi ki başlamışsın yazmaya, yoksa bu yazılardan mahrum kalırdık 🙂

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Bu yazıyı yazarken hem kendimi hem de diğer blog yazarlarını düşündüm. Yazım tarzlarını ve okuduğum eski yazılarını düşündüm. O düşündüklerim arasında senin yazdıklarında vardı.

      0
      Yanıtla
  16. Gazeteci N.G. says:
    9 yıl önce

    Kelimeleri seçenlere selam olsun, efendim 🙂
    Dilsizlerin dili olanlara,
    Bir şeyleri değiştirmek isteyenlere,
    Selam olsun! 🙂

    0
    Yanıtla
    • Ciplak Yazar says:
      9 yıl önce

      Kavgası olanlara selam olsun.

      0
      Yanıtla

Bir diyeceğim var! Yanıtı iptal et

Neler olup bitiyor?

  • Çıplak Yazar - 4 gün önce

    Evren abi öyle bir dert yanmışsın ki bir muziplik yapıp anonim bir hesaptan - nasıl blog açabiliriz bu işten para…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Evren - 4 gün önce

    Yılda iki yüz bin TL! Ah keşke 🙂 Benim Instagram DM, bu ve benzeri sorularla dolu. İnsanların blog açmayı hâlâ…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Çıplak Yazar - 7 gün önce

    Ben artık para soranlara yıllık 200 bin falan diye cevap veriyorum. Ardından tahmin edeceğin üzere biz de blog açabilir miyiz…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Evren - 1 hafta önce

    Yazarların yazma ve okuma süreçleri hep ilgimi çeker, bu yazın da bu sebeple benim için çok değerliydi. Ferit Edgü’den Woolf’a,…

     ⁉"Ya geber ya da yaz!"

  • Çıplak Yazar - 2 hafta önce

    Evet bir müddet 1deliningünlükleri mahlası ile yazmıştım. 🙂 2016 da kapatıp aynı sene bu blogumu açtım. Hunili blog kulağa tanıdık…

     Hayatta Bir Şeyleri Hep <strong>Yarım Bıra-</strong>

Müdavim Dostlar

  • Ece Evren (29 yorum)🌼
  • Begonvil Sokağı (28 yorum)🌼
  • Büşra Bayram (25 yorum)🌼
  • Yağmur Yağar (23 yorum)🍀
  • Kaystros Tyrha (23 yorum)🍀
  • Daha Mutlu Yaşam (21 yorum)☘️
  • Karga ve Kız (20 yorum)☘️
  • ELİF sarı (18 yorum)🌱
  • Değmesin Yağlı Boya (17 yorum)🌱
Dekor Görseli

BURAYI SEVDİN Mİ?

Abone ol, iletişimde kalalım.

✉️
A Life Hastaneler Grubu
Tanıtım Yazısı Yayınla

Tüm içerikler Creative Commons BY-NC-ND 4.0 lisansı ile korunmaktadır.
Kaynak göstererek paylaşabilirsiniz | Ticari amaçla kullanılamaz | İçerikler değiştirilemez

  • MesajMesaj gönder
  • Abone olAbone ol
  • Kim neler demişKim neler demiş?
  • Ara

Sponsor İçerikler

Yazarlar İçin Sosyal Medya Stratejileri

Türkiye’nin En İyi Aspavası Seçildi

Adrasan

kişisel blog yazıları Tanıtım Yazısı - Siteniz burada görünsün!

Yaz aylarının vazgeçilmezi Suluada!


Feedback
✉

© 2025 ciplakyazar.com | Kişisel Blog

Nereden, nasıl geldin bilmiyorum ama burada bir şey yok ki.. :(
Tüm Sonuçları Gör
  • Hakkımda
  • Reklam
  • İletişim

© 2025 Çıplak Yazar - Kişisel Blog - Çıplak Yazar - Kişisel Blog

"Bu site, kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikanızı inceleyebilirsiniz. Çerez kullanımını kabul ediyorsanız, 'Kabul Et' butonuna tıklayın."