Çocukluk anılarımdan aklımda kalan bir şey
Bugün biraz eskilere gittim nedense. Yaşlanıyor muyum ne? Bu aralar eskilere gidip geliyorum öyle. Dünya’ya kocaman olarak ışınlanmadığıma göre, benim de bir çocukluğum var neticede.
Henüz ilkokul çağlarındayken bir sınavda öğretmenimiz şöyle bir soru sormuştu: Daha doğrusu yapmış olduğu sınav kağıdında olan bir soruydu bu.
Aşağıdakilerden hangisinde anlam bozukluğu vardır?
– Yarın gazete alacağım.
– Her zaman gazete alacağım.
– Dün gazete alacağım.
– Bu son şıkkı hatırlamıyorum.
Doğru cevap tabii ki de geçmiş zamanı ifade ettiği için ”Dün gazete alacağım” olmalıydı. Ben ise bu soruyu ”Her zaman gazete alacağım” diye işaretlemiştim. İnanın neden o şıkkı işaretlediğimi dün gibi hatırlıyorum. Kendime göre haklıydım da. Doğru cevaptı aslında bu. Çünkü bir insanın bir şeyler satın almak için her zaman parası olmayacağını düşünmüştüm. Ki o zaman ailemizin maddi durumu da pek iyi değildi. Sanırım birazda bu duygular baskın gelmişti karar vermeme. İnsan çocukken Dünya’yı gerçekten de çok farklı algılıyor ve yorumluyor. Geçenlerde izlemiş olduğum ”çizgili pijamalı çocuk” filmi de bu konuyu çok güzel işlemiş. (İzlemeyenlere tavsiye edilir)
Bir anım daha var aslında..
Hiç unutmadığım bir çocukluk hatıramı daha yazmak istiyorum ayrıca. Sizi biraz sıkıyormuşum gibi hissettim ama hatıra işte. Buraya yazmazsam nereye yazıp, kime anlatacağım ki? (Bi çay kap gel ben bekliyorum)
Dedemlerin eski bir radyosu vardı. Tabi bana göre eski olması normal, ama kendilerine göre de eskiydi, kendi çağının eskisi bir radyodan söz ediyorum. Sürekli TSM tarzında şarkılar çaldığından, radyo eski olduğu için, eski şarkılar çaldığını düşünürdüm. Şimdi hatırlayınca tebessüm ediyorum ama bir çocuk gözüyle dünya gerçekten de bambaşka.
Çocukların anlam verilemeyen halleri ve soruları :
O yüzden yemeğini bitirmezsen arkandan ağlar diyen annesine, ”ben hep bitirmiyorum hiç ağlamıyor” diyen çocuğu anlamak gerekir.
Yılbaşına yaklaştığımız sırada küçük yeğenim bana bir soru sormuştu. O gün sırf o soruyu unutmamak için taslak olarak özellikle kaydetmiştim . Yazmak bugüne kısmetmiş.
– Dayı biz şimdi 2016’ya gireceğiz değil mi?
– Evet canım 2016’ya gireceğiz?
– Peki ne zaman bitecek?
– Ne ne zaman bitecek?
– Yani 2016 dan sonra ne zaman bitecek yıllar? (Cümle devrik ama aynen böyle sormuştu)
Aslında cevap veremediğim bir soruydu. Çünkü bu çocuk zamanın sonunu merak ediyordu. Hayatın ve evrenin daha doğrusu her şeyin ne zaman sona ereceğini bilmek istiyordu. Hatta zaman kavramının bile. Siz olsanız ne cevap verirdiniz? Benim gibi kem küm yaparak bir şekilde izah etmeye çalışırdınız değil mi? Ben de öyle yaptım ve ona şöyle dedim. Yaşın biraz daha büyüyünce bu soruyu tekrar sor o zaman anlatırım. Cevap veremedim işte ne diyebilirdim ki? İnsanın ölümü ile birlikte, artık her şeyin var olmasının önemi olmadığını, henüz çok küçük olduğu için ona söyleyemedim.
Biz yetişkinler, aslında hayata çok daha kısıtlı pencerelerden bakıyoruz. Bu da bizi hayalcilikten koparıp gerçekçi yapıyor. Hayalcilik mi iyi yoksa gerçekçilik mi derseniz inanın ben de bilmiyorum. Sanırım içinde bulunduğumuz duruma göre değişiyor. Fakat şimdi bu satırları yazarken geçmişte Hayalcilik ve gerçekçilik diye bir yazı yazdığımı hatırladım. Yazının başlığını hatırlıyorum ama ne yazdığıma dair en ufak bir fikrim yok.
Ancak bir şeye gerçekten tüm kalbimle inanıyorum; Hayal kurmadan yaşamanın hiçbir önemi yok? Ayrıca şuna da inanıyorum ki; en büyük icatların altında bile, hayal gücü geniş beyinler vardır.. O yüzden bir çocuğa hayal kurmasını öğretemezsiniz. Çünkü onlar zaten hayalcidir. Sadece var olanı köreltmeyin yeter.
Yazıma burada son verirken Çocuklar neden yapma denileni yapar? başlıklı yazımın sizler için hayli ilginç geleceğini de düşünüyoum. Ayrıca bu sorunun cevabına ulaşabileceğinizi size garanti ediyorum.
Çocuk yaratıcılığıyla bakabilsek ne keşifler çıkardı kim bilir?Soru da çok zekice:)
Büyükçe apttallaşıyoruz gibi hissediyorum bazen.
O kadar güzel bir yazı olmuş ki üstüne daha da bir şey söylenmez gerçekten. Çocukların hayal güçlerini köreltenler var ama umarım biz köreltmiyoruzdur.
Filmi kesinlikle izleyeceğim 🙂
Değerli yorumun için teşekkür ederim karga. Film güzeldi ya ben sevdim. Biraz durağan ama sağlam. 🙂